• onun aşkı •

419 67 15
                                    

Öfkeye aç olan bedenlerimiz var, bir şeylerin canını yakmak istiyoruz

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Öfkeye aç olan bedenlerimiz var, bir şeylerin canını yakmak istiyoruz. Acı çektirmeyi seviyoruz, zamanında çektiklerimizi başkalarının yaşamasını sağlıyorduk. Yoon Gi kendini o kan havuzunda yeniden buldu, doğduğu gündü o gün. Yerde bedenler vardı ve neredeyse onu boğucak seviyede kan ise zeminde hareket ediyordu. Annesinin eseriydi, doğum yapması için kan gerekiyordu eş zamanlı olarak ise vahşet.

Etrafına meraklı gözler ile bakındığında yeşil gözleri gördü salonun en köşesinde ona bakan. Korkuyla gerildi, dudaklarından akan kanlar ve gözlerinde ki nefret onun ürkmesine sebep olmuştu. Hangi bedenin içinde olduğunu bilmiyordu, hangi yaşta olduğunu bilmiyordu. Sanki seyirci gibiydi, annesini yerde kahkaha atarken görüyordu. Yanında yatan bir bebek vardı ama ağlamıyordu.

Yoon Gi doğduğunda duygularından arınmıştı.

Deli yeşil gözler harekete geçti ve hızla bebeğin üstüne çökücekken Yoon Gi derin bir nefes aldı. Ambrosia ise bebeğinin önüne geçerken alayla Roman'a bakıyordu. "Oğluma dokunamazsın, ona uzaktan dahi bakamazsın"

Roman'ın gözlerinde ki ateş büyüyordu, Yoon Gi onu daha önce bu kadar sinirli görmemişti. "O benim kanımdan yapılma!" Roman'ın âdeta kükreyişine karşın Ambrosia parmaklarını onun yüzüne yerleştirirken kendine doğru çekti. "Seni yenicek olmasından korkuyorsun de-"

"Manevi bir kızım olacak"

Ambrosia gözlerini kırpıştırırken şaşkınlık ile Roman'a bakıyordu. "Ne demek bu?"

Roman onu iterken ayağa kalktı ve yakalarını düzeltirken boş bakışları ile ona baktı. "Bir kurdun akciğerinden doğacak, bir kadının göğüs kafesinden çıkacak ve onun organları yiyecek ardından ise sahte kıyametler kopacak...gerçeği gelene dek herkes onu melek sanacak aynı insanlar gibi...gerçek kıyamette ise benim kızım olduğu anlaşılacak"

Yoon Gi yutkundu, olacakları elbette biliyordu ama Roman'dan bunları duymak bedeninin kasılmasını sağlamıştı.

Her şeyi yanlış yapmıştı ve en sonunda yanlış kişiye kalbini ve ruhunu adamıştı. Ve yine yanlışları ile onu kendinden uzak tutmuştu. Biliyordu ona doyamadan bitecekti her şey ki artık son tahmin ettiğinden daha yakındı. Gittikçe boğulmaya başlarken çığlıklar ve o çocuk şarkısı kulağında sürekli oynatılıyordu.

"London bridge ise falling down...falling down falling down...."

Jennie'nin vahşi bakışları Ambrosia'da gezinirken yavaşça ona doğru yürümeye başladı. Kardeşler tetikte beklerken gözlerini ondan ayırmıyorlardı. "Bu iş gittikçe tehlikeli olmaya başlıyor" Seok Jin'in cümlesine karşın Nam Joon merakına yenik düşerek şekil değişti. Zeminin içine girerken Jennie tek kaşını kaldırarak kardeşlere baktı. "Mümkünse aynı taktikler ile beni yenmeye çalışmayın..." Ayağını yere vurduğunda Nam Joon'un acı dolu çığlıkları Ji Min'in harekete geçmesini sağlamıştı.

la nascita del diavolo'² •"check mate"Where stories live. Discover now