11.Bölüm: Anlaşmalar

1.7K 71 15
                                    

                                                    

   Savaşın en can alıcı noktası düşmanınıza hareketlerinizi göstermemek , ne yapacağınızı anlamamasını sağlamaktır.  Konuşulaşı belli etmemek , en derindeki  casusların  bile bilgi edinmesine izin vermez, böylece en bilge olanlar bile plan yapamaz hale gelir.  

                                          -Savaş Sanatı



Balkonda  oturmuş , yıldızların geceye kattığı aydınlığı izliyor , bir yandan da yan odadan gelen zevk çığlıklarını  dinliyordum .

Dilan herhalde ben onları duyayım ve çatır çatır çatlayayım istiyordu . Ama ben ne çatlıyordum ne de kıskanıyordum. Ben sadece ona acıyordum. Çünkü onu buraya sadece çocuk yapsın diye getirmişlerdi .

Onu bu kadar aşağılarlarken o buna seviniyor hatta gurur duyuyordu, bunu görevi olduğunu düşünüyordu. İşte bu yüzden o zavallı bir kadındı

İnsan özgür bir varlıktır. O sadece çocuk doğurmakla kısıtlanamaz. Onların anlamak istemedikleri şey de bu. Biz kadınlar; ne kuluçka makinesiyiz, ne de onlara  zevkleri için  itaat edicek bir köle .

Herkes bunun bir düzen olduğunu söylüyor, hayatın böyle işlediğini söylüyordu . Ama neden? Kim bu düzeni niye böyle kurmuştu?Neden hep taviz veren, ezilen, hor görülen kadınlardı? Neden hep cezalandırılan, suçlu görülen insanlar kadınlardı?

Onlar ses çıkarmadıkları için mi? Yoksa sesleri sürekli kısıldığı için mi?

Ölmek ve öldürmek ne zamandan beri çözüm olmuştu?  Kadınların haklarını savunması ne zamandan beri              " saçmalık "  olmuştu?

Bu düşüncelerle bana verdikleri yeni odanın balkonundan gökyüzünü izliyordum. 

Acıyordum kendime, gençliğime. Bir şekilde ayağa kalkmaya çalışıyordum ama olmuyordu. Evladıma kıymıştım ben. Bazen içime dert oluyordu, aklıma geldikçe kalbim acıyor canım yanıyordu.

Ben kendi içimde boğulurken kadınlar peşimi bırakmıyor; biri üstüme kuma getiriyor, biri beni tehdit ediyor, biri benim üzerime kuma gelmeyi kabul edip beni aşağılıyordu.

Kadın kadının yuvası değil kurduydu gerçekten. Ben buna inanıyordum artık.

Kapının çalınmasıyla içeri Asiye girdi. Gökyüzündeki bakışlarımı çektim ve ona çevirdim. 

" Ne oldu Asiye? " 

Balkona iki sandalye ve bir masa sığdırmıştık. Yanıma gelip oturdu. 

" Emir.. Dışarı çıktı gecenin bu saatinde. Peşine Seyit ' i taktım ama bir şey çıkacağını zannetmiyorum. " 

 " Anladım, peki bu Maran denen adamla konuştun mu?" 

" Evet ama seninle özel olarak konuşmak istiyor. Aslanların şirketinden hisse alan kadınla konuşmak istiyorum dedi. " 

" Benim Mert ' in karısı olduğumu biliyor mu? " 

" Hayır, söylememiştim. " 

" İyi, yarın görüşelim onunla. "

Asiye sessizliğimi fark etti. 

" Ne oldu sana Berçem? Bak her şey istediğimiz gibi gidiyor? " 

Derin bir nefes aldım. " Bilmiyorum Asiye. Üstümde saçma bir yorgunluk var. " 

Özgür Kuş ( Güçlü Kadınlar Serisi - I )Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz