21.Bölüm: Yüreğini Dinlemek

1.1K 51 7
                                    


- Öyleyse neden yüreğimi dinlemek zorundayım ?

- Çünkü onu susturmayı hiçbir zaman başaramazsın. Hatta onu dinlemiyormuş gibi yapsanda o hep oradadır,
göğsündedir; hayat ve dünya hakkında ne düşündüğünü sana tekrarlayacaktır.

- Bir hain olsa bile mi ?

- İhanet, senin beklemediğin bir darbedir. Ama sen yüreğini dinleyecek olursan, sana baskı yapmayı hiçbir zaman başaramayacaktır. Çünkü onun düşlerini ve arzularını tanıyacaksın ve onları hesaba katacaksın. Hiç kimse kendi yüreğinden kaçamaz. Bu nedenle en iyisi onun söylediklerini dinlemek. Böylece kendisinden beklemediğin bir darbe indirmeyecektir sana.

Simyacı - Paulo Coelho

MARAN KILIÇ

Parmaklarım ritmik bir şekilde direksiyona vururken telefondaki kişiye cevap veriyordum.  

"Şimdi yola çıktık. Hastaneye geliyoruz."

"Tamam abi. Bende hazırım zaten her şey sorunsuz hallolacak." Dedi Gonca.

"Sence Berçem'in planı ne?"dedim.

"Bilmiyorum abi. Onun aklından neler geçtiğini ben anlayamam ama büyük bir şeyler planladığı belli. Yoksa seni araya bu şekilde dahil etmezdi."

"Bir kan davası çıkacağını biliyor olması gerek. Peki kan davası çıkınca ne yapacak? Bu onun ne işine yarayacak?"

"Berçem, Aslan ailesinden ölümüne nefret ediyor abi. Onların ailesine mensup herkesin ölmesini istiyor."

"Bunun içinde bu davayı bahane edecek." Dedim sıkıntıyla. Berçem'in bunu yapacağını düşünmemiştim çünkü onun sadece Mert'i öldürmek istediğini sanıyordum. Bu aileyi kökünden kazıyacağını tahmin etmemiştim. 

"Madem bunu istiyor, istediğini alacak. Onun katil olmasına izin vermeyeceğim ve onun canını yakan herkesi tek tek öldüreceğim!" 

Bir bebeğin ağlama sesini duyduğumda irkildim.  

"Bu ses ne?"

"Ben dün doğurdum ya abi? Ses yeğeninin sesi. Kapatmam lazım, geldiğinizde ne yapacağım?" 

"Seninle gerçekten yüzleşeceğiz. Benimle önceden konuştuğunu belli etme yeter." 

"Tamam."

Telefonu kapattım. Bundan birkaç gün önce Gonca beni aramıştı, telaşlı sesiyle olanları anlatmış ve aylardır neden bizimle sadece telefonda iletişim kurduğunu söylemişti.

Benim üzerine titrediğim, saçının teline zarar gelse dünyaları yıkacağım kardeşim düşman aşiretin bebeğini karnında taşıyordu. Aşk gözünü kör etmişti ve ona sahip çıkamayacak kadar korkak bir adamın evinde hamileliğini geçirecek kadar şuurunu yitirmişti. 

Aşkın neler yaptırdığını biliyordum bu yüzden onu yargılayamazdım. 

Bir oyunun içine girdiğini ve can havliyle benden yardım istediğini söyleyince yaptıklarına rağmen ona elimi uzatmıştım. Çünkü ben abiydim, hayatta olduğum sürece ona ve bebeğine kimse dokunamayacaktı. 

Bebek. Birde bu vardı! O bebeğin dayısı olduğumu kabul etmiş miydim bilmiyordum ama onun kardeşimin bir parçası olması yüreğimi ısıtıyordu. Benim küçük kardeşim artık bir anneydi.   

Özgür Kuş ( Güçlü Kadınlar Serisi - I )Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz