°Deux - "Dance With Devil."

151 17 20
                                    

Merope ölü ev cinini yok etmişti, gerçek anlamda. Bunun ardından büyükbabasının odasına girmiş, boğazı kesilmiş adama kısa bir bakış atmış ardından bir kaç seherbaz çağırıp durumu anlatmış, ev cininin kaçtığını söylemişti.

Melek kimliğinden kurtulan kadın büyük babasının vasiyetini de okumuştu.

Tüm miras gerçekten torunu gibi hissettiren Merope'nindi.

Genç kadın Seherbazlarla beraber sihir bakanlığına gitmiş, gerekli işlemlerden geçmiş ve sonrasında mirasının saklı olduğu yer altı kasasının anahtarını almıştı.

Bu mirasa bir de özel bir parça olan Gaunt aile yadigarı yüzük de dahildi, büyük babasına ait yüzüğü parmağından çıkarmayan Merope bu kadar büyük bir mirasla eve dönmeyeceğini biliyordu.

Kendisine çok düşkün olan bir ev cinini çağırdı, ev cini artık kendisi dışında kimseden emir almaz hale gelmişti. Malikanede kalan eşyalarına ihtiyacı yoktu, bir sürü parası vardı. İlk işi Gringotts'a gidip kasadan bir kese galleon almak ve bu galleonların yarısını muggle parasına çevirmekti.

Galleonların bir kısmını ev cinine verip yiyecek bir şeyler almasını istemişti, muggle parasını da Little Hangleton denen bir yerde güzel bir ev tutmak için kullanmıştı.

Little Hangleton cadı ve büyücülerin sıklıkla tercih ettiği bir yer olmasa da Merope bunu umursamıyordu. Safkan bir büyücü olması sadece Safkan büyücülerle muhatap olmasını zorunlu kılan bir şey değildi, kan saflığı kendisi için hiçbir şeydi çünkü insanoğlu, Safkan bir büyücü olsun olmasın insanoğluydu.

Elbette bir yerde kendisi de safkanlığı savunanlara hak veriyordu, Safkan ataların büyü dünyası için yaptığı onca fedakarlık gözden çıkarılamazdı.

Zaten mobilyalı olan ev ona avantaj sağlarken düşüncelerini boşluğa itti, evin kapısını çekip evi keşfetmeye başladı, üst katta iki büyük yatak odası, bir banyo ve giyinme odası dışında çok şey yoktu, alt katta ise büyük ve dolu bir kütüphane, duvarların yarısı ayna ile kaplı küçük bir balo salonu, mutfak, yemek odası ve salon vardı.

Kapı açıldığında hemen sağınızda büyük oturma odası koca camlarıyla sizi karşılıyordu.

Ev cini yemek malzemeleri ile mutfağa cisimlenmişti, yemeği hazırlamış, alt kattaki her odayı silmiş ve temizlemişti. Yemek odasındaki büyük masanın üstünü sildikten hemen sonra bir genç kızın tek başına yiyebileceğinden çok daha fazla olan yemekleri masanın üstüne dizmişti.

Ev cini bunları yaparken Merope de salondaki eski kadife koltukları asasıyla istediği gibi dekore etmişti, kenardaki küçük masayı ortaya almış, şöminenin önündeki koltuğu kenara çekmişti. Evin her yerinde olduğu gibi yüksek tavan ve büyük camlar siyah duvarlı evi ferahlatan tek şeydi.

Merope yemek odasına girip masanın başına oturdu, yemek yemeye düşkün olduğu söylenemezdi, bir parça biftek yedi ve geriye kalan onca yemeğin çöpe gitmesini istemediği için ev cinine yemekleri buzdolabına kaldırmasını söyledi. Ev cini efendisinin söylediğini yaparken Merope kütüphaneye gidip düzensiz kitapları alfabetik sırayla dizmek için raflardan indirerek büyük bir karışıklık yarattı.

Kütüphaneyi düzenleme işi ona çok fazla göründüğü için balo salonuna gitti.

Salonun ucundaki radyoyu es geçip eski ama hala güzel görünen gramofonu çalıştırıp bir plak seçti.

(y/n: Pretty Woman şarkısı 1960larda değil de 1920lerde çıkmış gibi düşünelim lütfen :) şarkı medyada)




Ophelia ꨄ︎ Merope GauntWhere stories live. Discover now