Jason The Toymaker Orijinal Hayat Hikayesi

1.8K 270 35
                                    


Jason her zaman kendi içine kapanık bir çocuktu. Katı ebebeyinlere sahipti. Bütün gün ders çalışması isteniliyordu. Oyuncaklar, televizyon, telefon ve geriye kalan tüm elektronik cihazlar ona yasaktı. Anne ve babası Jason için parlak bir gelecek hazırlamak istiyorlardı. Jason'da bunun için elinden geleni yapıyordu. Dersleri gayet iyiydi. Gururlu, modern ve itaatkar bir öğrenciydi. Fakat bu süre zarfında çok sıkılıyordu. Bir şekilde üstündeki bu sıkıntıyı atması gerekiyordu dersler dışındada her çocuğun yaptığı aktiviteleri yapmak istiyordu. Jason ve ailesi çok lüks bir evde ve de çok lüks bir yaşam sürüyorlardı. Jason bu lüks evin lüks bahçesinden ahşap figürlü oyuncaklarını saklıyordu. Kimse yokken bahçede hemen odasından çıkar ve bahçeye inip kendi hayal dünyasında oyuncakları ile beraber dalıp giderdi. Jason'nın arkadaş ortamı çok yoktu hatta hiç yoktu. Sürekli ders çalıştığından dolayı okuldaki çocuklarla beraber vakit geçiremiyordu ve ders yüzünden kimse ile konuşamadığı içinde dışlanılıyor ve dalga geçiliyordu. Ama bir gün Amelia adında güzeller güzeli bir kız ile tanıştı. Jason'nı en çok etkiliyende Amelia'nın kahverengi ipeksi saçlarıydı rüzgar saçına vurduğu zaman saçları adeta rüzgar ile dans ediyordu. Amelia'yı diğer çocuklardan en çok ayıran özellikse Jason ile dalga geçmemesi hatta onun derslerdeki bu başarısını tebrik edip onun adına sevinmesiydi. Jason ilk defa bir arkadaş edinmişti. Amelia'nın en iyi arkadaşı olmuştu. Ona hem ders çalıştırır hemde onu korurdu. Jason Amelia'nın hayatında önemli biri olmak için herşeyi yapıyordu. Amelia ile tanıştıktan sonra Jason ilk defa hayata bu kadar bağlı biri olduğunu fark etti. Jason tam bir abi rolü oynuyordu. Amelia'yaya dünyada ne kadar kötü şeylerin olduğunu iyiyi ve kötüyü nasıl ayırt edebileceğine dair herşeyi ona anlatıyordu. Yine bir gün Amelia parkta salıncakta sallanıyordu. Park Jason'nın evine biraz yakındı. Jason 'da tesadüfen oradan geçmekteydi. Parka Amelia'ya ile okulda sürekli sataşan çocuk çetesi gelmişti. Okulda Amelia'yayı bir köşeye sıkıştırır ve onun boya kalemlerini zorla alırlardı. Çete salıncakta sallanan Amelia'nın yanına yaklaştı ve kızın bileğinden tuttukları gibi yere fırlattılar. Amelia yere düşmesi ile ağlamaya başladı. Zavallı kızın bileği kırılmıştı orada. Tabi bu olaya tanıklık eden Jason çok sinirlendi ve çetenin yanına gidip lideri olan erkek çocuğu parkın merdiveninden aşağı itti. Çocuk merdivenlerden yuvarlandıktan sonra ayağa kalktı yaralar içerisinde tekrar Jason ile göz göze geldikten sonra oradan koşarak kaçtı. Çetenin geri kalanı ise on saniye bile durmadan hemen kaçtılar. Jason ilk defa Amelia'nın elini tutmuştu. Kendini çok tuhaf ama bir o kadar da huzurlu hissetmişti. O kıza yardım etmek Jason için çok büyük bir onurdu. Jason Amelia'yaya ne kadar iltifat etsede ona güzel sözler söylesede ona çok nazik davransada bütün bu olanları Amelia hiç aldırış etmiyordu aslında. Onun için bunlar çok sıradandı.

Aradan yıllar geçmişti. Jason artık büyümüş genç bir adamdı. Büyüdüğü zaman kendine bir oyuncak dükkanı açtı. Belki çocukken oyuncakları ile beraber değildi ama şimdi artık sonsuza denk bu oyuncaklar ile beraber olucaktı vede çocuklara istediği oyuncakları verebilecekti. Tabi bu güzel şeyin yanında da kötü bir şey daha vardı. Ailesi Jason'nun oyuncak dükkanı açacağını öğrendiğinde onu evden kovmuşlardı. Bu kadar başarılı bir çocuğun böylesine bir mesleği yapmasına tahammülleri bile yoktu. Ama Jason havalı bir meslektense sevdiği huzur bulduğu mesleği yapmayı her şey pahasına tercih etmişti. Jason oyuncak dükkanını açtığı günden beri çok başarılı bir üretici ve satıcı olmuştu. Dükkanın önünden geçen tüm çocuklar büyülenir ve oradan hemen bir oyuncak almak isterlerdi. Çocuklar kadar ebebeyinlerde beğenirdi bu oyuncakları. Her yaşta insan mutlaka onun dükkanına girer ve kendisine yakın bulduğu eşyayı satın alıp çıkardı. Giderek ününe ün katıyordu Jason. Bir gün Amelia bu çok konuşulan oyuncak dükkanına girdi içinden vay canına dedi. Gerçekten anlatıldığı kadar vardı. İkisi göz göze gelince birbirlerini hemen tanımışlardı. İki genç birbirlerine bakıyordu. Amelia daha çok güzelleşmişti. Jason onun bu güzelliği karşısında yutkunup kalmıştı. Artık birer yetişkinlerdi ve eskisi gibi davranamazdılar. Jason sözlerine çok dikkat ederek konuşamaya başlamıştı. Amelia'ya pembe mektubu hatırlayıp hatırlamadığını sordu. Amelia 15 yaşındayken aynı sınıftan bir çocuğa aşık olmuştu yani Jason'nı tamamen unutmuştu. Arkadaşları Amelia'ya cesaret vererek sevdiği çocuğa mektup yazmasını söyledi. Amelia hemen bir kalem ve kağıt alıp sevdiği çocuğa aşkını yazdı. Amelia bunu çantasına koymuştu. Bunu gören arkadaşları mektubu aldı ve sınıfın tahtasına yapıştırdı. Jason ise sınıfa girdiğinde başta mektubu umursamadı fakat çevresindekiler Jason'a bakarak güldüklerinde merak etti ve kağıdı okumaya başladı. Sanki dünyası başına yıkılıyor yada sanki biri üstünden aşağı soğuk bir su dökmüştü. Çok karışık bir duygu içerisine girmişti.

O sırada sınıfa Amelia girdi ve yazdığı mektubu sınıfın tahtasına asılı bir şekilde görünce çok utanmıştı. Jason'nın hissettiği bu garip duygu giderek öfkeye dönüşüyordu. Yemyeşil gözlerinden öfkesi çok iyi anlaşılıyordu. Çevresindekiler gülmekle meşguldü. Jason bunu kendisine yapılan bir ihanet olarak algıladı. Zavallı kızı o günden beri Jason'nın kafasında kurban olarak kalmıştı ve şimdi ise baş başalardı. Amelia bu mektup olayından sonrada okuldan alındı ve başka bir yere okumaya gitti ve bir daha da görüşmemişlerdi.

Amelia özelliklede Jason'nun giderek artan bu küstah ve üstünlük tavırları yüzünden onu tamamen silmişti hayatından. Dükkanda Jason'nun yeşil gözlerinin içine bakarak onu asla affetmeyeceğini ve bir daha da onu görmek istemediğini söyleyerek çıktı. Çıkması ile kapının önünde durması bir oldu belki de onun bu tavırları eski yıllarda ona verdiği zararlardan ve yaralardan dolayıdır. Çünkü Jason onu hayatı pahasına sevip kollarken Amelia ona sevgisini gösterememişti. Kalbi koca bir aptallık etmiş ve başkasının yanına gitmişti. Oysaki bunu Jason hak ediyordu. Ama artık ne olabilirdi ki sonuçta artık her şey geçmişte kalmıştı. Sonra bu kafasındaki düşünceleri toz bulut edip dükkanın çevresinden koşarak ayrıldı. Jason kendi evine gidincede bu olayı çok düşündü. Onun tekrardan nasıl sevgisini kazanabileceğini düşünürken ona mavi çok zarif bir kutu hazırladı. İçine küçük güzel bir balerin yerleştirdi müzik ekledi ve anahtarıda kutuyla birleştirdikten sonra artık kutu hazırdı. Halen eski yerde oturduklarını düşünerekten evlerine gitti ve kapıyı Amelia açtı evet halen bu evde yaşıyorlardı. Jason Amelia'ya yaptığı bu güzel kutuyu hediye etmek istedi fakat Amelia bu hediyeyi reddetti. Jason çok üzülmüştü ama neden diye sordu kıza. Jason kalbinde bir yırtık hissetmişti. İçinden bir cezamı vermeli yoksa intikam mı almalı diye düşünmüştü. İlk defa Amelia'nın yüzüne karşı onu ne kadar sarstığını ve ne kadar üzdüğünü ve bu üzüntünün de giderek öfkeye dönüştüğünü söylemişti kapının önünde. Jason ona güvenerek ne kadar hata yaptığını söyledi. O günden sonra Jason eskisi gibi değildi.

Müşterilerini güler yüz ile karşılayan Jason artık somurtkan bir yüz ile karşılıyordu. Bir gün küçük bir kız çocuğu ile kavga ederken istemsizce Jason küçük kızı itti ve küçük kız bir mobilya kenarına kafasını çarpınca oracıkta can verdi. Kafasından kanlar giderek akıyordu. Jason ne yapacağını düşünürken cesedi aldı ve atölyesine gitti. Halen işlenmemiş yerde duran bir yılan oyuncağı gördü işte fikirdi. El testeresini tuttu ve derin bir nefes aldı. Saatler sonra kana bulanmış masada sessizce oturdu.

İçindeki üzüntünün yok olduğunu fark etti. Artık hiçbir şey hissetmiyordu. Biri kapıyı çalmıştı. Kapıda ki kişi Amelia'yaydı. Jason onu soğuk ve kayıtsız bir şekilde karşılamıştı. Amelia bunu fark etti. Ruh halindeki değişimini ve etraftaki bu garip kokuyu sordu Jason'na. Jason herşeyi itiraf etti. Kızla olan kazayı ve cesedini bir kuklaya koyduğunu söyledi. Dehşete düşen Amelia ona polise teslim olması gerektiğini söyledi ve Jason bunu yapamam sonunda hapse gireceğim dedi. Amelia onun bu isteksizliğine karşı geldi. Jason Amelia'ya doğru gülerek yaklaşıyordu. Yaklaşırken onu hep korumaya çalıştığını ama hiçbir zaman bunun karşılığını almadığını ve artık onun ne kadar gereksiz bir insan olduğunu söylüyordu. Amelia çevresinde gördüğü ilk şeyi eline aldı ve mücadele etmeye başladılar. Amelia eline küçük bir tornavida almıştı. Jason kızın saçından tuttu ve onu duvara fırlattı. Ama göğüsünde bir acı hisseti aşağa baktığında göğüsüne saplanmış bir tornavida fark etti. Tornavidayı tuttuğu gibi çıkardı ve yerde duran kızı tekmelemeye başladı. Her tekmesinde bu hiç hoş değildi diyip tekmeliyordu. Yine kahkaha atıyordu. Jason'nın arkasındaki duvar aniden şişmeye başladı ve patladı. Arkasında mavi bir kapı belirmişti. Jason eline mavi kutuyu aldı. Sonra yerde baygın halde duran kıza doğru baktı ve bu kutu senin hediyen olucaktı ama artık benim kalbim olucak dedi. Jason mavi kapıyı açtı ve gülümsedi. Kırık bir oyuncak her zaman tamir edilebilir. Fakat kırık bir kalp her zaman tamir edilemez dedi. Amelia kendine gelmeye çalışıyordu. Halen titriyordu. Jason'nın tüm söylediklerini duymuştu. Ona baktı o mavi bir kapıdan geçip gitti.

Amelia hayatının geri kalanında hep onun korkusu ile yaşadı tekrar onunla karşılaşmaktan çok korkuyordu. Jason ile ki bu karşılaşmadan kurtulmuştu fakat bir dahakine kurtulabilecek miydi?

Creepypasta Hakkında BilgilerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin