Nathan The Nobody Orijinal Hayat Hikayesi

1K 165 0
                                    

Nathan ve kız kardeşi Crystal hergün drama dersleri almaya giderlerdi. Nathan kız kardeşi ve annesi dışında herkese sert ve mesafeliydi. Kız kardeşi aynı zamanda onun ikiz kardeşiydi. Nathan tam olarak nedendir bilinmez ama sık sık öfke nöbeti geçirirdi. Bu nöbetler esnasında annesi ve kız kardeşine kesinlikle zarar vermezdi. Nathan'nın bu dünyadan istediği tek şey kız kardeşi Crystal'ın mutlu olmasıydı. Onu hem çok seviyor hem de çok değer veriyor ve her şeyden daha çok önemsiyordu. Kız kardeşini asla dışarıda tek bırakmazdı. Bunu kendine görev edinmişti. Babaları yıllar önce Nathan'nı , kız kardeşini ve annesini terk etmişti. O gün bugündür ki Nathan ailesini koruyacağına büyük bir yemin etmiştir ve yemininin arkasında durmuştur. Crystal hiçbir zaman abisinden rahatsız olmadı. Abisi yanındayken kendini mutlu, huzurlu, güvende ve iyi hissederdi. Gene bir gün drama dersi için okula gittiler. Her zaman ki gibi ders çıkışında da beraber eve doğru yürüdüler. Fakat yolda Nathan'nın içini bir gariplik kemiriyordu. Sanki izleniyorlardı. O yüzden etrafa bu defa daha dikkatli baktı ve kardeşinin kolunu sıkıca tuttu. Kız kardeşi Crystal bir şeylerin ters gittiğini anladı. Abisinin gene öfke nöbeti geçirdiğini düşündü ama durum hiçte öyle değildi. Abisine bir sorun olup olmadığını sordu. Nathan izlendiklerini kız kardeşine söyledi. Tam cümle Nathan'nın ağızından uçup gitmişken önlerinde kırmızı bir minibüs durdu. Nathan gardını aldı ve kız kardeşinin önüne geçti her neyse savaşmaya hazırdı. Kırmızı minibüsten 3 tane adam indi.

Nathan ve kız kardeşine doğru yürümeye başladılar. Nathan tam vuracakken ilk hamle yabancı adamdan geldi. Nathan'nın yüzüne koca bir yumruk inmiş ve yere düşmüştü. Kız kardeşi Crystal ise olduğu yerde tir tir titriyordu. Bu üç adama direnmek çok zordu. Ama Nathan pes etmek istemedi. Fakat yabancı adamlar Nathan ve Crystal'i yakalayıp minibüse fırlattılar. Hayır ama işleri burada bitmedi. Bir erkek yanlarına doğru yaklaştı ve elindeki bıçakla Crystal'i karnından bıçakladı. O an Nathan' nın kulakları dünyadan bile daha çok sevdiği ve asla duymak istemediği bir şeyi işitti Crystal'in acı dolu çığlıkları. O sırada Nathan vahşi bir hayvan gibi Crystal'i bıçaklayan adama doğru koştu. Fakat kafasına aldığı büyük bir darbeden sonra bayıldı.

Bir zaman sonra Nathan uyandı. Etrafa baktı. Boruların bulunduğu, küflenmiş duvarların, leş kokulu bir ortam ve zarar görmüş borulardan akan su damlacıklarının olduğu bir odadaydı. Kısacası oda berbattı. Nathan etrafa daha dikkatli baktı. Baktığında karşısında duran bir kapı olduğunu fark etti. Bu kız kardeşi Crystal'i kurtarmak için gerekli bir nesneydi. Kapıya doğru yaklaştı ve açmaya çalıştı ama o esnada sesler duydu. Bu üç yabancı erkeğin sesiydi. Ne dedikleri çok belli olmuyordu ama bazı cümleler seçilebilirdi. ' Onu satabiliriz ', ' İyi para eder ' ,

' Bu kızı kim istemez ki ? ' , ' Evet onu 100 bin dolara satalım ' diye cümleler duyuldu. Bu kız diye bahsettikleri Crystal'di. Bir süre sonra ses kesildi ve odaya yaklaşan ayak sesleri duyuldu. Nathan kapıdan kimin gireceğini merakla bekledi. Sonunda kapı açıldı ve içeri üç yabancı adam girdi. Nathan kendini savunup kaçmaya çalıştı ama gene başarılı olmadı. Üç adamdan da iyice dayak yedikten sonra kanlar içinde yere yığıldı. Aklında halen kız kardeşi Crystal vardı. Şuan tek duyabildiği zarar görmüş borulardan akan su damlalarının yere düşen ŞIP sesiydi. Yerden kalktı ve halen pes etmediğini göstermek için kapıya doğru koştu. Fakat nafile. Çünkü bir yumruk ile durduruldu ve savaşı kaybetti. Adamlar odadan çıktı ve Nathan 3.kez yere yığıldı.

O sırada sadece su damlaları onu rahatsız etti. Evet giderek öfkeleniyordu. Öfke onun yaralı bedenine sanki kutsal ve sonsuz bir güç veriyordu. İşte buydu onun gücünün kaynağı öfkeydi. Öfke ona güç verdikten sonra ayağa kalktı. Artık kendini bir aslan kadar güçlü hissediyordu. Yine tanıdık bir çığlık duyuldu o sırada. Crystal diye olabildiğince güçlü bağırdı Nathan. Gene fısır fısır konuşmalar geliyordu kulağına. Fakat bu lanet borular ve çürük duvar yüzünden sesleri çok duyamıyordu. İşte o zaman gücünü topladı ve karşısındaki duvara çok sert bir şekilde yumruk attı. Ama bu acı öfkesini yıkıp geçti. Öfkeye tutsak kaslı vücudu gene savaşı kaybetmişti ve yine bayılmıştı.

Uyandığında tüm vücudu ağrıyordu. O dışarıdaki adamları öldürmeye yemin etti. Fakat bir sorun vardı. Çok susamıştı. Bir borudan su içmeye çalıştı. Ama tadı yüzünden içemedi. Bu defa kapıya doğru hücum etti ama kapı açılmadı. Hem çok susamış hem de sussuzluktan bayılmak üzereydi bu yüzden o borudan gelen kirli suyu içmekten başka şansı yoktu. Bu ona çok iyi gelmişti. Ayağa kalktı ve bir boru duvardan kopardı. Bunu silah olarak kullanacaktı. Tekrar kapıya doğru hücum etti ve kapı sonunda kırıldı. Nathan sonunda o adamları öldürücek ve kız kardeşi Crystal'i kurtarabilecekti. Aniden yine Nathan öfke krizine girdi. Onu yarı yolda bırakan öfkesi bu defa daha çok güçlenerek geri gelmiş ve Nathan'nın vücuduna inanılmaz bir şekilde hızla yayılıyordu.

Karanlık koridorlardan geçti. Başka bir kapı gördüğünde çok rahatladı ve kız kardeşini kurtaracağını daha da umarak kapıya doğru yaklaştı. Ama bir ses içinde yanan ateşe kömür oldu. ' Onu öldürmek zorunda kaldım adamım. ' Nathan olduğu yerde titremeye ve ağlamaya başladı. Kardeşi ile olan anıları gözünün önünden bir film gibi geçti. Ve sonra hepsi toz bulut olup gitti. O an kendi kendine ' hayır bu olamaz ' , ' yalan her şey yalan ' , ' onun ölmesi imkansız ' dedi. İçindeki üzüntüyü öfkesi yerle bir etti. Öfkeyle yukarı kata çıkan merdivenlerden yukarı doğru çıktı. O adamlardan intikam almak istedi. İçindeki öfkesi ona ' Nathan öldür onları ve al intikamını ' dedi. Öfkesini dinledi. Nathan yüzüne korkunç bir gülümseme koydu ve adımlarına dikkat ederek yürümeye başladı. Adamları gördü ve öfkesinin dediğini harfiyen yaptı ' Nathan öldür onları ve al intikamını. ' adamları zevkle öldürdükten sonra odaya baktı ve yerdeki Crystal'i gördü. Kız kardeşini kucağına aldı ve Crystal'in kafasını göğüsüne bastırdı. Onun o yüzünü görmek bile Nathan'nı çok mutlu etti. Göğüsüne bastırmayı bıraktı ve ölü bedenine sarılıp saçını okşamaya başladı. ' Seni geçte olsa sonunda gördüm canım kardeşim ' dedi . O esnada biri Nathan'a seslendi. ' Nathan devam et! ' bu ses içindeki öfkeye aitti. Evet Nathan artık durmayacaktı.

Creepypasta Hakkında BilgilerWhere stories live. Discover now