iz

856 102 14
                                    


perdeler açılırdı gün ışığını buyur etmeye,
oysa kimse sevmezdi ki o sokakta güneşi.
güneş, yüksek binaların hayat arkadaşı.
artık para bile almıyordu bunun için.

perdeler açılırdı artha, beni güneşle aldatırdın.
perdeler açılırdı artha ve ellerinle bulutları sıkardın,
bembeyaz, vururdu siyah duvarlarına evinin.
oysa sen ne çok severdin kırgın kalmayı kendine
uzanıp da silerdin tüm kiri siyah bahçenden.
perdeler açılırdı artha
ve bir daha kapanmazdı.
senin evine gündüz değil, gece girerdi hep.
o yaralı topukları dokunduğu her yerde izini bırakırdı
ve duvarların,
o bulut konmuş duvarların her gün biraz daha boyanırdı siyaha.

çocuklar yırtardı pencerelerin o şeffaf camını,
tırnakları izler bırakırdı çirkince, sen güneşi almıştın onlardan.
onlar, soğuğun beyaz çocuklarıydı ve korkarlardı senden
evinin önüne bir kap su bırakırdın sahipsiz bebekler için
ayaklarına koşarlardı, bir tabak yemek için.
paçalarını sıvardın artha, iz kalmasın diye.
tırnaklarının o çirkin izi kalmasın, sen güneşi almıştın.

havva âdem'i sevmiyorWhere stories live. Discover now