Bölüm-44:Sonsuza dek seninle

668 52 2
                                    

Yağız:Bu saatte Alp'le barda ne işin var Batım çok merak ediyorum (23.18)

İşin bu muydu?

Alp ile eğlenmek

Ebrar paylaşmasa haberim bile olmayacaktı değil mi?

Batım:Yağız yeni gördümyazdıklarını neen bu kaar tekpi veriyorsn? (00.52)

Yağız:Ne hadddime Batım tepki vermek

Bu saatte hala barda değilsindir umarım

Batım:Yaıgz lütfn yapma suan hiç kavga edece havm yok

Evdeim

Yağız:Sarhoşsun

Ne kavgası Batım?

Batım:Evt kavga etmk istemor musn?

Nedn Alpile gittimi sorugalayıp kavga etmecek myiz?

Arkdaşım olduğnu ve senin bunu kabul etmn gerekiğini söylsem

Bbile umursamadan bu konuda sürkli süylenmeecek misn?

Yağız:O çocuğu sevmiyorum Batım ve senin de onun etrafında olmanı istemiyorum

Batım:Bn de çok şey istemiyorum ama oluor engel olamıyrum.

Yağız:Neyi istemiyorsun da oluyor?

Batım:İyi geceler Yağz

Yağız:Uyu zaten sarhoşsun doğru düzgün yazamıyorsun bile

Batım:Senin suçn

Yağız:Ne demek şimdi bu

Ben ne yaptım

Batım:Benc bulrsun

Yağız:Eski konuları açalım diyorsun yani

Batım:Eskimiorla sorun orada

Afedemiyorm

Güvnmiyorm

Hepsi senn yüznden

Snin yüzüden tum yaralarım

Ağzıma sıçtn ve ben dvam edemiorum (01.22)

Yağız:Affetme (03.49)
...

Sabah yoğun bir baş ağırısıyla gözlerimi açtım. Alkolden nefret ediyordum sırf bu yüzden. Ne yaptıklarımı hatırlıyordum ne de bir sonraki gün ağrım geçiyordu. Bok gibi bir şeydi ama yinede içiyordum. Aslında bu yıl daha fazla içmeye başlamıştım eskiden ayda yılda bir içsemde şimdilerde her hafta illa bir gün sarhoştum ve bu durumdan kimse memnun değildi artık.

Sıkıntı ile telefonumu uzandım bildirimleri kontrol etmek için ama en son Yağız ile mesajlaştığımı gördüm. Saçma sapan bir şeyler yazmıştım. En kötüsü de Yağız'ın yazdığı son mesajdı. Tek kelimeden oluşan bu mesaj aslında çok şey anlatıyordu. Attığı saat ise kendime daha fazla küfür etmeme neden oluyordu.

Yazdığım şeyler hem doğru hem yanlıştı onu affetmiştim ama devam edemiyordum. Ona güveniyordum ama yaralarım çok tazeydi.

Hızlıca duşa girdim kendime gelmem gerekiyordu Yağız ile konuşmam gerekiyordu her şey iyi giderken boka sardırmam hiç iyi olmamıştı. Duştan sonra hazırlanıp evden çıktım hemen Yağız'ların evine gittim normalde kapıda beni beklerdi ama şu an yapmak istemediğini biliyordum.

Zile bastığımda Mehmet amca dış kapıyı açtı asansöre binip en üst kata ulaştım.Evin kapısı açıktı ve Mehmet amca içeriden seslendi.

"Batım gel oğlum."  ayakkabılarımı çıkarıp içeri geçtim.

"Günaydın Mehmet amca Yağız'a bakmıştım ben." dedim mutfağa girerek. Mehmet amca mutfakta elinde gazetesi oturuyordu. Eskiden ne kadar çok severdim onunla konuşmayı şakalaşmayı şimdi yüzüne bile zor bakıyordum.

"Yağız hasta biraz Batım bugün gitmeyecekmiş okula. Sen de geç kalma istersen?" dedi, o sırada mutfağa Nergis teyze girdi.

"Oğlum hoşgeldin." diyerek saçlarımı karıştırdı. Yüzündeki samimi ifadeya gülümsedim. Beni hiç Yağız'dan ayırmazlardı her zaman onların ikinci oğulları olmuştum. Sayısız gece bu evde uyumuş sofralarında yemek yemiştim.

"Biz çıkalım artık." dedi Mehmet amca ve gazeteyi katlayıp masaya bıraktı.

"Ben Yağız'a bakayım çıkarım sonra."

"Tamam oğlum sen bilirsin." dedi Mehmet amca evden çıkarken.

"Derste görüşürüz Batım." dedi Nergis teyze  çantasını vestiyerden alıp son kez aynaya baktı ve o da evden çıktı.

Çantamı ve montumu çıkarıp astım mutfağa gidip Yağız için domatesli peynirli tost yapmak için malzemeleri çıkardım sesimi duymasın diye kapıyıda kapatmayı ihmal etmedim. Kendim içinde kaşarlı tost yapıp bir tepsiye koydum. İki kupaya da kahve yapıp onlarıda tepsiye koydum.
Tepsi ile birlikte mutfaktan çıktım ve koridorun sonundaki Yağız'ın odasına ilerledim. Sessizce kapıyı açıp tepsiyi hemen girişteki masaya bıraktım. Yorganı kafasına kadar çekmiş uyuyordu. Yanına gidip yataktaki boşluğa oturdum. Uyanmasın diye hareketlerim oldukça yavaştı. Yastığa düşen dalgalı saçlarına dokundum yüzünü inceledim. Ezbere bildiğim bu yüze bakmaya doyamıyordum.

"Yağız" dedim sessizce mırıldanıp arkasını döndü bu halleri komikti. Yorgan da açılmıştı her zaman ki gibi üzeri çıplak yatıyordu.Bana açılan alana uzanıp beline sarıldım burnumu sırtına sürttüm. Sıcacık çıplak tenine dokunmak kalbimi hızlandırıyordu. Huzur bulduğum kokusunu içime çektim.

"Yağız" dedim sessizce tekrar ve sırtına bir öpücük bıraktım. Bu sefer uyanmıştı ve hızla bana döndü. Şimdi yüzlerimiz dip dibeydi ve şaşkınca bana bakıyordu şu an yeni uyanmış  şaşkın bir Yağız gözüme çok sevimli geliyordu.

"Günaydın uykucu prens." dedim burnumu yanağına sürterek.

"Batım." çatallı sesinde şaşkınlığı belliydi.

"Buyrun benim." dedim gülümseyerek.

"Seni seviyorum" dedi ve beni iyice kendine çekip sarıldı kafasını kaldırdığı için çenesi saçlarıma gömülmüştü.

"Seni seviyorum Yağız." dedim ve boynuna bir öpücük bıraktım. Bir kere almıştım bu lezzetli tadı bırakamıyordum. Vücudunun her bir noktasını öpmek istiyordum.

O da kafasını eğip saçlarıma öpücük bıraktı.

"Dün" devam etmesini engeleyerek dudaklarına dudaklarımı bastırdım. İlk başta karşılık alamasamda bu uzun sürmemişti. Dudaklarımın arasına alt dudağını alıp emmeye başladım. Karşılığında dudaklarımın arasına dilini gönderdi. Onun dilini büyük bir özlemle karşıladım. Bulunduğum an için oturup ağlayabilirdim. Dudaklarının her bir hareketi dilinin dilim ile dansı hepsi hayal edemeyeceğim kadar mükemmeldi. Yıllardır birbirine hasret gibi olan bu öpüşme bir çok kelime yerine konuşuyordu.  Nefessiz kalana kadar süren bu öpüşmede ilk ayrılan ben oldum.

"Kahveler soğudu." dedim nefes nefese neyden bahsettiğimi anlamayan bakışlarına karşılık şişmiş ve kızarmış dudağına bir öpücük daha bırakıp ayağa kalktım. Masadan tepsiyi aldım geri döndüğümde Yağız yatakta doğrulmuş beni izliyordu.

"Tost yaptım" dedim tepsiyi ona uzatarak gülümseyerek tepsiyi aldı bende hemen yanına yerleştim. Kahveler biraz soğumuştu ama bu ikimizinde umurumda değildi. Hiç konuşmadan tostları yedik kahveleri içtik. Belki konuşacak şeyler vardı ama anı ikimizde bozmak istemiyorduk. Sarılarak öperek uyandırmıştım birbirimizi sevdiğimizi söylemiştik öpüşmüştük benim hazırladığım kahvaltıyı yemiştik.

Tepsiyi alıp kalkmaya çalışırken Yağız tepsiyi yanımdaki komodine bırakmamı sağladı ve tüm vücudunu bana çevirdi.

"Konuşalım mı?" dedi gözlerime bakarak şu an bu konuşmayı yapmak istemiyordum kafamı iki yana salladım.

"Uyuyalım mı?" dedim gülümseyerek kafasını salladı.

Kafamı çıplak göğüsüne koyup bir elimle beline sarıldım. Bu anlatılamayacak kadar mükemmel bir andı. Sonsuza dek bu yatakta Yağız ile yatmak isterdim. Bu sabahı hiç böyle hayal etmesemde olabilecek senaryoların en iyisi gerçekleşmişti. Yağız'ın göğüsünde yatıyordum saçlarımla oynuyordu. Nefes alışlarını kalbini dinliyordum vücudunun sıcaklığını hissediyordum.

Sizi seviyorummm
💜

Her Zaman BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin