HARİNGTON

446 328 168
                                    

    ''Kendi doğruların için savaşmayı unutma! Ama kendi doğruların için yanlış yola sapmaya da kalkışma sakın!

Babamın sözlerinin aklıma gelmesiyle dudaklarımda tebessüm oluştu. Onun kızı olmaktan gurur duymadığım tek bir zamanım yoktu!
  Ben şanslı biriydim. Hemde fazlasıyla...

Elimde ki ilkyardım çantasıyla yatakta uzanan adamın yanına oturdum. Gözleri kapalı, yarı baygın şekilde yatıyordu. Pamuğa oksijenli su döküp yüzünde ki yaralara hafifçe baskı yaparken, adamın yüzünün gerilmesinden canının yandığını anlayıp hafifçe yüzüne yaklaşıp yüzüne üflemeye başladım.
  Bu adamın hırlımı hırsız mı olduğunu bilmeden gözüm kapalı yardım etmem pek akıl işi değildi, velhasıl kelam adamın giyinişinden hırsız olmadığını anlamakta pekte zorlanmamıştım.
  Gözlerini açıp, bakışlarını yüzüme diktiğin de, hiç istifimi bozmadan yarasını temizleme işine devam ettim. Dudağında ki ve kaşında ki yaralı kısımlara krem sürüp, kaşına ve yüzüne yara bandı yapıştırdım.
İşim bittiğinde malzemeleri kutu ya yerleştirip, bakışlarımı adama çevirdim.

'Şimdi nasılsın?'

'Teşekkür ederim yardımın için minnettarım.'

Zoraki şekilde tebessüm ederken, yataktan kalktım.

'Teşekkür etmek için daha erken, şimdi dinlen güzelce

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

'Teşekkür etmek için daha erken, şimdi dinlen güzelce.'

Adamı odada bırakıp mutfağa geçtim. Bakışlarım hazırladığım tavuk suyu çorbasına kaydı. Adamı aç halde bırakacak değildim ama yaptığım çorba hakkında ne düşüneceğini kestiremiyordum açıkçası! Çorbama güveniyordum ama söz konusu yabancı biri olunca, damak zevkinin bizimkilerle uyuşmaması büyük olasılıktaydı.
Çorba kasesini doldurup, iki dilim ekmek tepsiye koyup tekrar odaya geçtim.
  İçeri geçmemle adam gözlerini açıp, bakışlarını ilk başta yüzüme daha sonra elimde ki tepsiye çevirdi.

'Çorba hazırladım, ağrı kesici vermem gerek sana, aç karnına ilaç içemezsin.'

Yaptığım açıklama yüzünden kendime gıcık olurken, birkez daha doktor gibi hissettim kendimi.

Yatağın yanına oturup tepsiyi komidinin üstüne koydum ve adama bakışlarımı diktim.

'Şimdi biraz doğrulman gerek...'

Hafifçe adamı omuzlarından tutup kaldırmaya çalışırken adamda yataktan destek alıp doğruldu. Sırtında ki yastığı yükseltip adamı yastığa yasladım.
Adamdan uzaklaştığım da göz göze gelirken, hemen yatağın kenarına oturup tepsiyi kucağıma alıp bakışlarımı ondan çektim.
Çorbayı karıştırıp ilk kaşığı alıp adama doğru uzatırken, şüpheli bakışları kaşıktaki çorbaya odaklandı.

Gözlerimi devirip, içime derin bir nefes çektim.

'Merak etme seni zehirlemem, öyle bir amacım olsa başta yapardım. Öldüreceğim kişilerin yarasını sarmak gibi bir hobim yok.'

KİME MAVİSİN GÖKYÜZÜ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin