20/07/1994 - her mutluluğun bir bedeli vardır.

456 64 30
                                    

✧

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Rutubetli odaların içinde gezerken aldığı nefesleri tasarruflu kullanmaya, çabucak tüketmemeye çalışıyordu. Zira her nefes aldığında burnuna ağır rutubet, toz ve küf kokusu ilişiyordu. Ciddi anlamda düzgün oksijene ihtiyacı vardı.

Yanından geçtiği kadın tablosundan korkunç bir çığlık yükselirken yürüdüğü koridorda irkilerek zıpladı adam. Elinde duran poşetteki cam şişeler ise bununla beraber hafifçe birbirine çarpmış ve şıngırdayarak ses çıkarmıştı.

"Şimdi de evime kurtadamlar ayak basıyor! HAİNLER! Büyücü sıfatına leke süren melezler!"

Kadının kulak tırmalayan korkunç sesi yüzünden yüzünü buruşturmaya engel olamadı ve gözlerini devirdi. Black ailesinin en başından beri safkan takıntısına sahip bir aile olduğunu biliyordu ama Walburga Black'e ait bu tablo safkanlık ile sinirlerinizi oynamaktan ziyade kulakları zorluyordu.

"Onu umursama dostum."

Arkasından yükselen ses ile başını geriye çevirdi Remus. Gördüğü figür ile sırıtmaya engel olamadı. Dostu Sirius Black tam arkasında duruyor, kollarını önünde bağlamış bir şekilde çatık kaşları ile Walburga Black'in tablosuna gözlerini dikiyordu.

Alışmıştı artık.

Yüzünde pis bir sırıtış oynayan Remus, omuz silkmekle yetindi. "Ölüp gitmiş bir kaçtığın, saçmalayan tablosunu umursayarak kadar kafayı yemedim merak etme."

Sirius, dostunun böylesine umursamaz bir tavır almasına karşın şaşırmaya engel olamasa da yıllar önce olduğu gibi rahatlatıcı bir diyaloga kolayca girebildikleri için mutluydu.

Oyunculukla kaşlarını kaldırdı. "Annemden bahsederken biraz daha saygılı olmayı deneyebilirsin Aylak."

Remus ise alay ederek gözlerini devirdi. "Yıllar önce Hogwarts'ta annen hakkında ne kadar saygılı sözcükler kullandığını hatırlatmama gerek var mı Pati?"

Sirius'un yüzündeki sırıtma, geçmişin bahsi üzerine biraz hüzünlü bir hal alsa da bozuntuya vermemeye çalıştı. Hatta hafifçe kıkırdadı.

"Oldukça Blackler'e layık bir evlattım bunu ikimizde biliyoruz."

"Tabii-"

"HAİN! Benim oğlum olacaksın bir de! BLACK SOYADINA LEKE SÜRÜYORSUN SİRİUS! Evime melezlerin ayak basmasına nasıl olur da izin verirsin!?"

Sirius annesinin tablosundan gelen ciyaklamalar ile yüzünü buruşturmaya engel olamadı. "Tamam anne." dedi oflayarak geçiştirmek için.

Remus ise Sirius'un bu haline gülmemek için dudaklarını birbirine bastırmıştı. Ne kadar da özlemişti dostunu yıllar boyunca... Suçlu olduğuna bir an bile inanmadığı dostu şu an karşısındaydı ve bu kumral saçlı adam için gerçek olamayacak kadar harikaydı.

promises from the past | remus j. lupinWhere stories live. Discover now