29/07/1988 - lacivert bir bisiklet ve dizleri parçalanmış çocuk.

581 79 122
                                    

Sıcak, toz, toprak, bunaltıcı Güneş, ter

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Sıcak, toz, toprak, bunaltıcı Güneş, ter.

Muggle Londra'sında dolaşan kumral saçlı adamın aklından geçen kavramlar bunlardan ibaretti. Yıllar önceki karanlık günlerden beri alışamadığı mavi gökyüzünde parlak ve kavurucu bir Güneş vardı.

Temmuz ayının sonlarıydı ve şu anda birbirinin tıpatıp aynısı sıkıcı ve sıradan evler dizisinin yanlarında ilerlemekte olan Remus Lupin'in aklından geçen tek şey sıcak yüzünden ensesine yapışan saçlarıydı.

Bir ara bunları kesmeliyim.

Uzun ve düzensiz saçlara oldukça sinir olurdu. Saçlarının sıcak yüzünden ensesine yapışıp onu bunaltması da dünya üzerinde katlanamayacağı tek şey gibi görünürdü gözüne. Hogwarts zamanında James'in düzensiz saçlarına, Sirius'un da ideal kısalıkta olmayan siyah saçlarına nasıl katlandığını oldukça merak ederdi.

Sokakta başı boş yürüyüp düşünceleri içinde boğulan adam, eski zamanların aklına gelmesiyle nefesinin daraldığını hissetti.

Yine onları düşünmekten kendini alamıyordu...

Eh... Acısını dışarı belli etmemeyi öğrenmişti yedi yıl içinde. Ciğeri parçalansa da göz yaşlarına hakim olmak o kadar da zor değildi artık Remus için.

Ama hala özlüyordu...

Çapulcuları azarlayan bir Lily görmeyi,

Saçlarını karıştırıp Lily'e bulaşan, ağzının payını almadan geri dönmeyen bir James'e ilişkili tavsiyesi vermeyi,

Saçma ve zerre merak konusu olmayan sorular ile (kızlar yatakhanesi merdivenlerine biz adım attığımızda kaydırağa dönüşüyorsa neden süpürge ile çıkmıyoruz?) kafalarının etini yiyen bir Sirius ile saçma sohbetlere girmeyi,

Balyumruk'a gidip her yeni şeker çeşidinden azar azar alıp hepsini beraber tattığı Peter ile akşam şeker koması sebebiyle hastane kanadına gitmeyi...

Her şeyi özlüyordu ve tüm bu olanların içinde hiçbir şeye yardımcı olamamak, yedi yıl önce teker teker yanından ayrılmış arkadaşları için hiçbir şey yapamamak yıllar sonra olsa bile onu kahrediyordu.

Tüm her şeyin dışında kaldığı için hala da onlara kızgın ve kırgındı.

Zaten her zaman böyle olmamış mıydı bu dueumlar?

Dört arkadaş her işi beraber karıştırır, tüm okulu beraber alt üst ederdi. Ama bir Profesör onları yakalayınca Sirius ve James; Remus'u korumak için resmen kendilerini öne atardı.

Çünkü tüm bu olanlar sicillerine işlenirdi ve Sirius ile James sicillerini ne kadar az umursarsa Remus o kadar çok kafaya takardı.

Zaten bir kurtadam olması yeteri kadar sorun çıkarıyordu ya hayatının her yerinde... Daha fazla suç siciline ihtiyacı yoktu...

promises from the past | remus j. lupinWhere stories live. Discover now