Bölüm 24

713 70 39
                                    

Y.N: Jungkook eve varmadan 1 saat önce.

Yazar

Jungkook karakola yakaladığı suçluyu teslim etmek için uğradığında babasının onu beklediğini görmüştü.

"Konuşmamız gerek." 

Genç polis cevap olarak sadece babasına kafa salladı. 

İşini hallettikten sonra da babasıyla beraber arabaya gittiler. Yol boyunca suskunluklarını korumuştular. En sonunda Jungkook arabayı müsait, tenha bir yere çektiğinde ancak babası paltosu altında saklı olan dosyayı çıkarıp uzattı.

"İncele."

Jungkook'un babası zamanında orduda iş yapmış üst rütbeli bir asker olduğundan hiçbir zaman oğlu ile birlikte herhangi resmi bir dosya üzerinde konuşmuşluğu yoktu. Jungkook değişen bu tutuma şaşırsa da dosyayı açtı. Görünüşte, soyadı Park olan ve ordu tarafından aranan bir mafyanın dosyasıydı fakat diğer sayfayı değiştirdiğinde gördüğü Jimin'in fotoğrafıyla tamamen elleri buz kesmişti.

"Bak dostun kimmiş!"

"Jimin'in bunlarla alakası olması imkansız!"

"Elbette var ve aile toplanıyor."

"Aile toplanıyor derken?"

"Senin küçük, onun amcası ve birkaç kişi daha. Köstebek olarak bizim adımıza çalışmak ist-" 

"Köstebek mi! Jimin'e böyle bir şey yapamam. Hem Jimin'in bundan haberinin olduğundan bile emin değilim. Bu para, bu malikane... Yaşadığı yeri gör- "

"Her şey göründüğü gibi değildir."

"Yaşadığı yeri gördüm, rol yapmıyordu. O masum."

"Eninde sonunda o da bu bataklığa batacak. Babasının ne kadar zeki olduğunu bilmiyorsun. Aynı kana sahipler."

"Kan bağının önemi yok!"

"Ne yani bir mafyanın oğluyla sevgili olup alışveriş merkezinde el ele tutuşarak mı gezeceksiniz! Ne sanıyorsun sen hayatı, toz pembe dizi mi!"

"Ben..."

"Jimin'in kim olduğu ortaya çıkınca ne yapacaksın? Bizim için çalışmazsan karakolda onlar için çalışan bir ajan gibi görüleceksin."

"Jimin o hayatı seçip seçmeyeceğini bilmiyor-"

"Babasını hapse atan adamın oğlu ile çıkacağını mı düşünüyorsun?"

"Jimin'in vereceği karar benim senin oğlun olmam yüzünden değişmez. O, doğru tarafı seçecektir."

"O kadar güç ve paraya sırt çevireceğini düşündüğün için safsın. Her türlü öyle veya böyle siz beraber olduğunuz sürece onu bir mafya üyesi, seni de bir polis olarak görecekler. Köstebek lakabını aldığında çalışabileceğini mi düşünüyorsun!"

"Ben-"

"Kariyerini seç. Asla yükselemezsin. Polis olarak çalışmaya devam edebilirsen eğer trafik lambası gibi çalışmaktan başka hayalin olmasın. Buna hazır değilsen bu ilişkiyi bitir."

1 saat sonra.

Jimin: "İyiyiz o zaman." Dedi.

Her ikisi diğerinden sır saklamanın ağırlığı altında eziliyorlardı. Jimin, Jungkook'u bırakıp o hayatı yaşamak istemiyordu ama nihayetinde gerçekler ortaya çıkınca seçim yapsın veya yapmasın bundan Jungkook'un zarar göreceğini bildiği için eli kolu bağlı kalmıştı.

Kendisini yaramazlık işlemiş gibi suçlu hissediyordu.

Jungkook ise mesleği ve Jimin arasında gelgit yaşıyordu. İlişkinin en başında beri sorguladığı ilişki bir çıkmaza girmişti. Jimin cidden onun her şeyi miydi? Polis olmak onun hayaliydi. Mesleğini yapamazsa ne yapacaktı hiçbir fikri yoktu. Jimin'i seviyordu ama toplamda 2 ayı ancak dolduran ilişkisini yıllarına değiştirmek çılgınca bir fikir gibiydi.

Bu yüzden Jungkook belki kısa süreli belki de veda olacak ayrılık öpücüğü için Jimin'e yanaştı. 

Geniş elleri yumuşak yanakları kavrayıp usulca öperken öpüşmeleri bütün duyguların yoğunluğuyla benzin dökülmüşçesine alev alıvermişti. İkili yatağa öpüşerek vardığında yumuşak yorganın üstüne düştüler.

Jungkook, Jimin'in üstünde dururken birbirlerinin soluklarını içlerine çekiyorlardı. Oysa hemen hemen her şey sabahkine ne kadar da benziyordu.

"Sana söylemem gereken bir şey var."

Jimin olumsuz anlamda kafa salladı. "Daha sonra anlat. Önce seni hissetmek istiyorum." 

Jungkook yoğunlaşmış bakışlarıyla Jimin'in yüz hatlarını inceledi. "Ama-"

"Önce beni öp, dedim."

Jimin'in ısrarı yüzünden şaşıran Jungkook'un zaten ayrılık konuşmasına gönülsüz olan kalbi hemen çelinmişti. Her ikisinin dudakları bu sefer daha sert birleşip öpüşmeye devam etti. 

Yüzlerinden akan hüzün ve haz yaşlarıyla beraber erteleyebildikleri kadar konuşulmadan anlaşılmaya varan vedalaşmayı geciktiriyorlardı.





Portakal -JikookTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang