Bölüm 4

17 3 0
                                    

Ahmet, kapıya her vurduğunda bir önceki vurduğundan daha sert vuruyordu. Artık öyle bir raddeye gelmişti ki kapıyı kırmak üzereydi. Babasına seslendi.

"Babaaa. Kapıyı açamıyorum kilitli."

"Babaaa."

Sesi sinirden kısılmıştı. Terliyordu ve elleri titriyordu. Babası anlaşılan yine kriz anında Deniz'i bırakıp gitmişti ama aynısını kendisi de yaptığı için babasını suçlamıyordu. O kadar çok korkmuştu ki kendi yaptıklarını düşününce deliye dönüyordu. "Benim suçum. Benim suçum." diyerek kapıyı şiddetle tekmelemeye başlamıştı ama kapı açılacak gibi durmuyordu. Bir anlığına Kaan'dan yardım istemek geçti aklından ama az önce yaşadıkları belliydi. Hiçbir arkadaşı kalmamıştı ve bunu kendi kendine yapmıştı. 

Sinirliydi. Sinirini hala kontrol edemiyordu. Elleri kapıya vurmaktan kan çanağına dönmüştü. Ayakları acıyordu. Kafasının içinde ise bitmek bilmeyen düşünceler vardı. Sakinleyip, düşünmesi gerekiyordu ama bu aşamada bu durum onun için neredeyse imkansızdı. Koşarak alet çantasının olduğu yere yani kimsenin kullanmadığı tuvalete gitti. Evde ki en gereksiz eşyaların konulduğu yerdi orası. Bir çeşit depo gibiydi. Ahmet uzun zamandır o kapıyı açmamıştı. Açtığında ise beklediğinden daha büyük karmaşayla karşılaştı. Burada istediğini bulması oldukça zordu. Küçücük yerde eşyalar birbirinin üstüne binmişti adeta. İlk önce eşyaların en üstündeki halıyı kucakladığı gibi fırlattı. Sinirden diğer eşyaları da fırlatmaya başlamıştı. İşine yarar bir şey arıyordu ama ne kadar işe yaramaz şey varsa oraya toplanmıştı. Ahmet, delirmişçesine aramaya devam ediyordu ve eline aldığı her şeyi bakmadan dışarı doğru fırlatıyordu. Gözleri o kadar dolmuştu ki görmekte zorlanıyordu.

"Abi."

Duymakta da zorlanıyordu Ahmet. Yaptığı işe o kadar çok odaklanmıştı ki dışarıyla bağlantısı kesilmiş gibiydi.

"Abi ne yapıyorsun?"

Hala duymuyor, eline geçen her şeyi Deniz'in önüne doğru fırlatıyordu. 

"Buldum." diye bağırdı. Aradığı şeyi bulmuştu eşya çöplüğünde ama hala kafasında Deniz'in iyi olup olmadığını düşünüyordu.

"Abi neyi buldun?"

"Deniz."

Sonunda Deniz'i duymuştu. Duyguları o kadar karmaşıktı ki nasıl davranacağını kendisi de kestiremiyordu. En sonunda dayanamayıp yavaşça ayağa kalktı. Ellerinin kanlı olmasını umursamadan Deniz'e doğru hızlı adımlarla yürüyüp ona sımsıkı sarıldı.

"Abi iyi misin?"

Deniz şok olmuştu. Annesi öldüğünden beri ilk kez böyle bir şey yaşıyordu abisiyle. Neden yaşadığını da bilmiyordu. O da en az Ahmet kadar karmaşık duygulara sahipti ama abisine hala sarılmamıştı. Neden bu duruma geldiklerini merak ediyordu sadece ve merakını gidermek için sordu:

"Abi ne oldu?"

"İyiyim abicim. Sadece biraz korktum."

Abicim. Ahmet karakterinde olan bir insanın son kullanacağı kelimelerden bir tanesi buydu herhalde. Deniz bunu abisinden annesi ölmeden önce bile duymamıştı. O derece uzaktı kelimeye. 

"Bir şey mi oldu? Neden korktun?"

"Sana ulaşamadım."

"Bana ulaşmak istemezdin ki."

"Merak ettim işte Deniz."

"Ama sen beni merak da etmezdin."

"Artık ediyorum. Şikayetin var mı?"

Deniz KentHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin