Yazar Notu : 'Kalbinizi paramparça edebilecek bir sonu içinde barındıran duygu yüklü bir hikaye okumak üzeresiniz... '
" Niye bana öyle bakıyorsun ? "
" Nasıl bakıyorum ?"
" Senin için bi anlamım varmış , kıymetliymişim gibi ."
Gözlerini kapatıp d...
Bir haftadır kendimi oyalayacak her türlü şeyi denemiştim. Tango hocamın İstanbul'daki akademisinde aktif üye olmuş , odaya aldığım her şeyi kurdurmuş , çalışma odasının bir kısmını resim atölyesine çevirip yeniden çizimler ve tablolar yapmaya başlamıştım.
Sabahları düzenli yürüyüşe çıkıyor, gelip biraz İspanyolca çalışıyor , programları varsa dansa gidiyor yoksa da bir şeyler çiziyor dizi film izliyordum. Dışarı çıkıp amaçsızca gezmekten, çünkü bunun kendimi MORPHEUS'ta bulmama sebep olmasından, korkuyordum.
Ancak dün akşam abim isyan etmiş ve yarın işe gitmeyip benimle gezmek istediğini söylemişti. Adalara gitmeye karar vermiştik. Abimle vakit geçirecek olmak içimi sıcacık yapmış ve bir haftadır denediğim her şeyden daha çok kafamı dağıtmıştı. Daha başlamadan hem de...
Yataktan kalkıp duş aldım ve giyinme odamda dolanmaya başladım bornozumla. Rahat olmanın iyi olacağını düşünerek hazırlandım.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Kapıyı açıp arkasından geri kapattı. " Selam güzellik yine göz kamaştırıyorsun "
Kolunu omzuma atarak yürümeye başlayınca ben de kolumu beline sardım.
" Sen de fena değilsin " söylediğim şeye gülüp burumu sıktı. Acımıştı.
Taylan abinin bizi Beşiktaş'a bırakması ile önce Kadıköy'e sonra da Büyükada'ya vapurla geçmemiz toplamda 2 saat sürmüştü. Vapurda fotoğraflar çekmiş, martılarla konuşmuş, bol bol gülmüştük. Vapurdan iner inmez kahvaltı için deniz kenarında bir yere oturmuştuk. Hafta içi ve erken saat olduğu için çok kalabalık olmaması büyük bir şanstı.
Kahvaltıdan sonra biraz yürümüş sonra da iki bisiklet kiralayıp dolaşmadık yer bırakmamıştık. Yemek yemek için tekrardan aşağıya inip sonrada meşhur bir dondurmacıda oturmuştuk. Sohbet bir anda renk değiştirene kadar gün mükemmeldi.
" Devrim ile tanışmışsınız dün. Burak ile konuştum o söyledi." ,bir anda gözlerim büyürken panikledim. Ancak olabildiğince çaktırmamak adına sakin kalmaya çalışıp gülümsedim.
" Evet geçen hafta Burak abi ile oturmak için mekana gittiğimde tanıştık. " dedim.
" Anladım. Bahsetmedin hiç de şaşırdım o yüzden. Zaten Devrim de bahsetmedi sanırım benden bahsetmediniz." Dedi sorgular gibi. Belli ki bir açıklama yapmak zorundaydım.
" Aslında ilk orada değil ilk gittiğimiz gün arka tarafta karşılaştık. Sonra ertesi gün ben senin yanına gelirken şirkette asansörde denk geldik. Sonra da yine mekanda karşılaşınca ve Burak abiyi de tanıdığımı öğrenince merak etmiş gelip biraz sohbet etti.
