UYKU

155 57 71
                                    

Şarkıyı dinlemenizi tavsiye ederim ☺️

***

"Hanımefendi dışarı çıkın lütfen. İşimizi yapalım."

Tamam anlamında başımı salladım. Ve yavaşça arkama bakarak dışarı çıktım. Emre kapının önünde bekliyordu. Kendimi onun kollarına bıraktım. Kafamı göğsüne yasladım ve göz yaşlarım intihar etmeye başladı.

Ölüyordu... Gözlerimin önünde ölüyordu. Ve ben sadece izliyordum. Elimden hiçbir şey gelmiyordu. Onunla beraber ben de ölüyordum sanki. Kalbim parçalanıyordu.

"Merak etme iyi olacak. Söz veriyorum iyi olacak. Hadi gel otur, kendine gel."

Hiçbir şey söylemedim. Ona yaslanarak sandalyelere doğru yavaş adımlarla ilerledim. Hala aklımda o cümle yankılanıyordu

'Ameliyathaneyi hazırlayın hemen. Hastayı kaybediyoruz!'

Hastayı kaybediyoruz...

Benden gidiyordu. Sonsuza kadar hem de. Gözlerimi kapattığım an yüzü geliyordu gözümün önüne. Sesi çınlıyor kulaklarımda. 'Seni seviyorum' derken sesinde oluşan tını kulaklarımdaydı. Üç yıl boyunca bir yalana inanmıştım. Bu da yalan olsun. Ölümün de yalan olsun. Ben ölümüne inanmış olayım ama yalan olsun. Asla kızmam bu yalanına. Hadi lütfen yalan olsun.

Kalk o yataktan, gel yanıma, tut elimden 'Her şey yalandı benim küçük meleğim. Bak karşındayım. Hala sana deliler gibi aşığım.' de

Çok mu zor ya. Bu da yalan olsa ne var yani.

...

Ameliyathane hazırdı. Hemen ameliyata aldılar. Ben de gitmek istedim. Kapısında beklemek ilk çıktığında beni görsün istedim. Ayağa kalktım ve bütün dünya dönmeye başladı. Asla durmuyordu. Emre yanımdaydı. Az çok onun yüzünü seçebilmiştim. Bütün sesler dinmişti. Bir anda her yer karardı.

...

Deniz kenarındaydım. Üstümde beyaz uzun bir elbise vardı. Etrafı incelemeye başladım. Çarşaf gibi bir deniz vardı önümde. Ayaklarımın altında altın sarısı kumlar vardı. Biraz yürüdüm. Önüme palmiye ağaçları çıktı. Çok ihtişamlı görünüyorlardı. Yanına gitmeden yapamadım. Çok güzel duruyorlardı. Kocaman yaprakları, gösterişli gövdesi ile büyüleyici duruyordu. Deniz kokusu ve yumuşak esintiler ile huzur doluydum.

Kuma uzandım bir süre. Sadece gökyüzünü izliyordum. Güneş çok parlak duruyordu. Palmiye ağaçlarının yaprakları az da olsa engelliyordu güneşi ama yine de geliyordu ışığı. Ama bu beni rahatsız etmiyordu. Tam tersine daha çok hoşuma gidiyordu.

Biraz daha uzandım orda. Gökyüzünü, denizi, palmiyeleri izledim. Rüzgarın esintisinde gözlerimi kapatarak kuş cıvıltılarını dinledim.

O sesler içinde uyuyakaldım. Hiç bu kadar huzurla uyumamıştım. Sanki bulutların üzerinde gibiydim.

Saçlarıma birinin dokunması ile uyandım. Şefkat ile okşuyordu saçlarımı. Uzun zamandır bu şefkati hiç hissetmemiştim. Kafamı çevirdim ve...

O...

"S-sen... Yaman, burada ne işin var?"

İşaret parmağını dudaklarıma bastırdı. Gözleri parlıyordu. Yüzünde çok içten bir tebessüm vardı. Onu izlemeden edemedim. Hala çok seviyordum. Hiç kimseyi sevmediğim kadar çok seviyordum.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Oct 30, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Toprak KokusuWhere stories live. Discover now