XI

5.2K 341 341
                                    

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.

...

Kim TAEHYUNG

Jennie'yle olan son konuşmamızdan sonra çıkışa kadar onunla karşılaşmamak için bütün okulda kaçıp durmuştum.

Şimdi ise herkesten önce bahçenin çıkış kapısına gitmiş ve Hobi'yi beklemeye başlamıştım. Herkes yavaş yavaş çıkarken Hoseok görüş alanıma girdi. Bana yaklaştı ve önümde durdu.

"Hadi gidelim." dediğinde kafa sallayıp kapıya dönecektim ki ilerden Jimin ve Jennie ikilisinin yan yana konuşarak buraya doğru geldiğini gördüğümde olduğum yerde durdum.

Gözlerimi onlardan çekmeden "Benim bir işim çıktı." dedim Hobi'ye. Baktığım yere o da bakınca hemen gözlerimi ona çevirdim. Nasıl bir tepki vereceğini incelemek için yüzüne baktım. Bir mimik dahi oynatmamıştı.

Bakıp arkasını döndü sadece ve bir şey demeden yürümeye başladı. Ben ise geri baktım onlara. Belli etmeden dinlemeye çalıştım yanımdan geçerlerken.

"Annem, sizin evdeymiş." dedi Jimin. Buna şaşırmamıştım. Aileleri tanışıyordu, sonuçta aynı sektörün içindeydiler.

"Ne yani? Sen de mi benimle geleceksin?" diye sordu Jennie. Onunla yürümek istemediği yüzünden belli oluyordu ve bu hoşuma gitmişti.

Jimin tam cevap veriyordu ki ona seslendim. İkisi arkalarını dönüp bana baktıklarında Jennie'yle göz göze gelmemeye özen göstererek Jimin'e "Seninle konuşmam gerek." dedim.

Ne konuşacağımı asla düşünmemiştim. Amacım sadece birlikte eve gitmemelerini sağlamaktı, nedenini ben de bilmiyordum. Jimin kaşlarını çatarak bana yaklaştı.

"Konuşacak kadar yakın mıyız ki?" dediğinde samimiyetten uzak bir şekilde gülümsedim.

"Oluruz... Neden olmasın?"

Saşırarak gözlerini açtı. Jennie ise ne yaptığımı anlamaya çalışır gibi bana bakıyordu. Jimin "Tamam o zaman." dedi ve Jennie'ye döndü. Ona tam bir şey söyleyecek iken omuzlarından tutup arkasına döndürttüm, yürütmeye başladım.

Arkamızda bıraktığımız Jennie'ye dönmek için hamle yaptığında biraz hızlandırdım adımlarımı ve tamamen okuldan uzaklaşmıştık.

Artık emin olduktan sonra hızlı yürümeyi bırakıp normale döndüm. Yanımda beni takip eden Jimin "Ne konuşacaksın benimle?" diye sorunca gözlerimi kısıp ne yalan uydurmam gerektiğini düşünmeye başladım.

Önünden geçtiğimiz bir kafeyi görünce "İlk önce bir yere oturalım." diyerek zaman kazandım. Kabul edince kafeye girdik. Cam kenarındaki bir masaya oturduk ve sipariş verdik. Bu zaman aralığında ne demem gerektiğini hâlâ bulamamıştım.

Cidden ne diyecektim ona? İşin bu tarafını hiç düşünmemiştim.

"Jennie ile çıkıyor musunuz?" dedi birden Jimin. Bunu duyar duymaz şaşkınlıkla kaşlarım havalandı, güldüm.

over the moon • taennieDonde viven las historias. Descúbrelo ahora