VII

944 113 15
                                    

Her zaman birlikte gittikleri tepe, artık çok yalnız hissettiriyordu. Jungkook üşümüştü, Taehyung'u yanında istiyordu.

Onu düşünmemesi gerektiğinin farkındaydı, çünkü Tanrı pekâlâ onun düşüncelerini duyabilir, görebilirdi. Fakat kendini durdurmakta zorlanıyordu Jungkook, eski zamanları özlüyordu.

Taehyung günahkâr olmadan önceki zamanları, cennetten düşmeden önceki zamanları. Sadece birlikte eğlenen iki çocuk oldukları zamanları özlüyordu.

/flashback/

'Jungkook, bak ne buldum!'

Küçük Taehyung, kanatları ağaç dallarına çarpa çarpa yanına koşup elindeki Sidelya çiçeğini* karşısındaki güzel meleğe uzatmıştı. Kanatlarına yeni yeni alışıyordu, o yüzden sürekli kanatları dışarıda geziyor, onları görmekten ve göstermekten hoşlanıyordu.

Jungkook elindeki güzel çiçeğe bakıp karşısındaki meleğe en masum gülüşünü sundu, çiçek çok hoşuna gitmişti.

'Bu çok güzel Taehyung, ama koparmasaydın keşke.'

Jungkook'un henüz kanatları çıkmamıştı, bunun için fazla küçüktü. Taehyung'un kalbini kırmak için hiç de küçük değildi ama, karşısındaki çocuğun omuzları düşmüştü. Somurtarak çiçeği Jungkook'un elinden geri aldı ve ağacın dibine oturarak ona arkasını döndü.

Küsmüştü.

Jungkook ise gülümsemesini silmeden onun yanına gitti, elinden tutarak kaldırdı ve karşıda görünen tepeye doğru sürükledi. Çiçeği nazikçe Taehyung'un elinden aldı ve oradaki toprağa dikip gülümsedi.

'Bak, burada geri büyüyebilir. Öldürmedin onu, üzülme. Artık daha güzel olacak.'

Taehyung kafasını salladı, burası hoşuna gitmişti. Küçük eliyle Jungkook'un elini tuttu ve ona sıcak bir sarılma bahşetti.

'Burayı sevdim, bu tepe bizim olsun.'

/flashback end/

Dolu gözleriyle birlikte yere çöktü Jungkook. Onun ardından ağlaması çok saçmaydı, özlememesi gerekiyordu. Elini tutmayı, ona sarılmayı, gözlerine bakmayı özlememeliydi.

Karşısında bütün güzelliği ile dikilen Sidelya çiçeğini eline aldı ve koparttı. Yapraklarından birini söküp yere doğru bıraktı, sonra diğerini, ve diğerini. Görkemli çiçek çıplak kaldığında sapını yere atmıştı.

Çıplak hissediyordu onun gibi.

Yerdeki yaprak biriktintisinin üstüne basarak o tepeden indi.

Yalnız kalmıştı.

-------

*Sidelya : Yıldız çiçeği.

god's son // taekook Where stories live. Discover now