X

899 120 22
                                    

'Seviyorum.'

Son söylediği kelime buydu, cennetten kovulmadan önce.

Kalbine söz geçirememiş, bizzat Tanrı'nın karşısına geçmişti.

Dünya'ya, onun yanına indiğinde gözleri aradığı yüzü bir şekilde bulamıyordu. Bütün kıtaları dolanmış, oldukça modernleşmiş yerlerde aceleyle gezinmiş ve sadece bir kişi için bakınıp durmuştu.

Onun için yaptıklarını göz önünde bulundurursak Taehyung'u bulamaması, Jungkook'un sonu demekti.

Pes etmiş bir şekilde gözlerini kapatırken, duyduğu sesler merakının kabarmasına neden olmuştu. Önünde bir kilise olduğunu yeni yeni fark ediyordu.

Tereddüt etmeden içeri girdi, böyle yerleri zaten hep merak etmişti. İnsanlar mumlar yakıp ağlıyor, Tanrı'ya belki de hiç kabul olmayacak dilekleri için yalvarıyorlardı.

Jungkook gülmeden edemedi. Eski hâline güldü, bir köpek gibi itaat ettiği zamanları düşündü ve kahkaha attı kendine içinden. Acımıştı, bir o kadar da ağlamak istiyordu.

Fakat onu şaşırıp dikkatini çeken olaylardan biri arkadan ona oldukça tanıdık gelen kıvırcık saçlardı. Emin olmak için yanına yaklaştı.

'Taehyung?'

'Jungkook, burada napıyorsun?'

'Asıl sen burada napıyorsun?'

Taehyung hafifçe kıkırdamıştı. Genç çocuğu kolundan tutup yanına oturttu.

'Sevgili Tanrı'ya ulaşmaya çalışıyorum. Belki buradaki zavallı insanlar yerine beni duyar diye.'

Jungkook ise temastan dolayı şaşırmıştı. Ona dokunmasına değil, bu kadar küçük bir dokunuştan heyecanlanan kalbine şaşırmıştı.

Taehyung gözlerini ona çevirdiğinde önce yavaşça yüzünü inceledi. Biraz daha olgunlaşmış görünüyordu. Cennette geçirdiği yüzyıllar ona yaramış gibiydi.

Gözleri üzerinde dolaşmaya devam ederken sırtındaki kan lekesini fark etmişti. Kilisede olduklarını umursamadan hafifçe tişörtünü indirdi ve kanatlarının kesilmesi ile oluşan yara izleriyle karşılaştı.

'Düşmüşsün.. Seni ne hakla cennetten kovabilir?'

'Çok geçerli bir sebebi var Taehyung.'

Taehyung'un merakı ve öfkesi aynı oranda yükseliyordu. Kilisede olduklarından belki duyar diye Tanrı'ya sinirlenmeye başlamıştı.

Acınası bir varlıktı kendisi.

'Nasıl bir sebep?'

'Seni sevmem gibi bir.. sebep.'

Tereddütle cevap verdiğinde Taehyung ne diyeceğini bilemeden bir süre suratına bakmıştı. Bunu beklemiyordu, hem de hiç. Onu sevdiğinin farkındaydı fakat onun için düşmeyi göze alması, bu büyük bir şeydi.

'Seni kilisede öpsem ne olur?'

'Sanırım kovuluruz.' diye yanıtladı Jungkook.

'Artık kovulabileceğimiz hiçbir yere ait değiliz ikimiz de.'

Böylece dudakları birleşti.

god's son // taekook Where stories live. Discover now