Bölüm 2: Küçük Bir Küpe

1.3K 178 79
                                    

Keyifli okumalar :)

_____

Bölüm 2: Küçük Bir Küpe

Kafasının içinde binlerce düşünce dönüp dolaşırken bu durum  yol boyunca birçok şeyden şüphe duymasına sebep olmuştu. Jungkook arabasından hızla inip olay yerine doğru seri adımlarla yürümeye başladı. Gözleri Jin'i bulduğunda yanına ulaştı.

"Nasıl olmuş?" diye bir soru yöneltti. O an ne sorması gerektiğine tam olarak karar verememişti. Soru sorarken gözlerini etrafta gezdirmişti. Güpegündüz sokak ortasında işlenmiş bir cinayet, tenha ve çıkmaz bir sokaktı. Eğer kurban bu sokağa kaçarken peşinde baltalı bir katil ile girmişse zaten pek bir şansı da kalmamış demekti.

Gözlerini yerde yatan bedene indirdi Jungkook. Gördüğü görüntü değil ama ortamdaki kan kokusu midesini harekete geçirmişti. Art arda birkaç defa yutkunarak bu hissi gidermeye çalıştı ve gözlerini kısa bir an yerdeki parçalanmış bedenden ayırmak zorunda kaldı. Jin onun bu halini hemen fark etmişti. Çünkü aynı şeyleri o da hissediyordu. Jungkook'a bir su şişesi uzattığında Jungkook şişeyi aldı. Terli elleriyle kapağı açıp ufak bir yudum aldı. Bu saatten sonra bir süreliğine midesi suyu bile kabul etmeyecekti. Suyun kapağını kapatıp yere koydu. Bakışlarını tekrardan yere çevirdi. Kan kokusu etrafı sarmıştı. Yere eğildiğinde buna daha yakından tanık olmuştu.

Birkaç adım hareketlenerek oradan uzaklaştığında bu hareketini mesleğine ve olması gerekene aykırı bir şekilde kendisine kâr saymıştı. Parçalanmış bir bedene bu kadar yakın olmak hoş değildi. Bakışları çevrede gezinirken bir an izlendiğine dair bir hisse kapılmıştı. Ardından ise bu düşünce mantık çerçevesinden geçmiş ve bu düşüncenin yaşanma ihtimalini yüksek karşılamıştı. Sonuçta Hayalet aylardır bir kedinin fare ile oynadığı gibi oynuyordu. Bu kadar inceleme ve araştırma sonucunda ise tek bir ipucu bile bulamamak Hayalet için oldukça keyifli olmalıydı. Bu eğlenceyi ise kaçırmak istemeyebilirdi.

Jin sıkıntıyla nefesini verdiğinde Jungkook'a cevap vermeye çalıştı. Cesedi gördüğünden beri enerjisi tamamen tükenmiş gibiydi. Bu durum ise adeta konuşmasına engel oluyor, tek kelime etmesine olanak vermiyordu. Sadece o katili bulmak istiyordu. O katili bulup kendi elleriyle içeri tıkmak istiyordu. Hatta ona zarar vermek istiyordu. Eğer katil kaçmaya çalışırken onu vurmak durumunda kalırsa bundan zevk bile alabilirdi.

Jungkook'a şöyle bir bakış attı. Zoraki bir şekilde ağzının ucuyla konuştu. "Her zamanki gibi." dedi. "Bir balta ve bir katil." diye devam ettiğinde Jungkook bakışlarını ona çevirdi. Jin ise ellerini havada şöyle bir sallayıp "Ve sonuç da bu." dediğinde öfkesine hakim olamayarak oradan uzaklaşmayı tercih etmişti.

Jungkook, Jin'in arkasından bir süre baktı. Neredeyse içinde bulundukları çaresizliğin kollarına düşecek gibi olsa da onu bu endişeden kurtaracak bir şeye sahipti. Hayalat tarafından kendisine bırakılmış olan not...

Belli ki bu durumdan sıkılmış ve daha heyecanlı bir oyuna kalkışmak istemişti. Bu durumun ise iki sebebi olabilirdi. Ya yakalanmayacağını düşünerek bu işe kalkışan aptalın tekiydi ya da gerçekten yakalanmak istiyordu. Çünkü er ya da geç kendisine bırakılan nottan ve de bırakılmaya devam edilecek olan notlardan bir çıkarım yapılarak katilin yakalanacağı aşikârdı.

Yine de Jungkook o an düşüncelerini kimseyle paylaşmadı ve sessiz kalarak bir şeylerin kendi kafasında oturup daha iyi bir sonuca ulaşması için bekleme kararı aldı.

Girdiği bu yerden uzaklaşmak için, çekilmiş olan sarı şeridin altından eğilip geçti ve biraz ilerideki arabasının yanına gitti. Arabasına yaslanıp bir süre düşüncelerini toparlamaya çalıştı. Jin'e göre daha sakindi. Bir süre kurbanın fotoğraflarını çeken ve kanıt arayan ekibi izledi. Çatık kaşları bir an olsun düzelmiyor ve bu başının ağrımasına sebep oluyordu.

Ghost | TaekookWhere stories live. Discover now