7. BÖLÜM

105 24 2
                                    


Gözlerimi açtığımda çok güzel bir güne uyandığımı hissettim..
Doğru ya, dün Ayza'm beni kabul etmişti. Bir yola başlamıştık. İkimiz, sadece ikimiz.. Yatağın yanında duran telefonu elime aldım. Ve onu aradım.
-Alo?
+Efendim. Sesi uyku mahmuru o kadar tatlı geliyordu ki..
-Günaydın Ayza Hanım..
+Günaydın Gökhan bey buyrun.
Gülümsediğini farketmiştim.
-Eğer sizin içinde uygunsa bugün sizinle bir kahvaltı yapmak isterim, hatta ömrümün mümkünse ömrümün tüm kahvaltılarını sizinle yapmaya varım..
+Yaaa Gökhaann, tamamm yapalım.
-Kaç gibi alayım seni?
+ Ya Allah aşkına kaç gibi alıcan zaten saat 8.30 10.00 da şirkette olmamız lazım. 9.00 da gell sen.
- Tamam canım sinirlenme hemen. 9.00 da kapıdayım..
+Tamam bekliyorum..
Telefonu kapattıktan sonra Ayza'm ile yapacağım ilk kahvaltı m heyecanıyla gardıroptan kaptığım ilk takımla banyoya girdim. Ve içimden onunla bu vaziyette olduğum için bin kez teşekkür ettim..

       
                    *********

Uyandığım gibi telefonum çalmış Gökhan kahvaltıya gidelim demişti. Dün gece Eda'yla fema7dağıtmıştık başım çokk ağrıyordu ama İlk günden de onu kırmak istememiştim. Sonuçta artık sevgilimdi. Saat 9.00 a anlaştık. Banyoya girdim duşumu alıp çıktıktan sonra başım biraz daha iyiydi kendime gelmiştim. Gardırobumu açtım.
Günün en zor işi şimdi daha daha da zorlaşmıştı.. "Ne giyeceksin Ayzaa?" farklı kombinler denerken bulduğum müthiş gri elbise ve deri ceketimi giyindim. Saçlarımı yukarıdan toplayıp hafif perçemlerimi önüme bıraktım. Siyah tonlarında hafif bir makyajla artık hazırdım. Telefonumun çalması ile yatağa oturdum. Arayan kişi  Gökhan değil, hiç beklemediğim biriydi...

+Efendim Anne?
-Ayza hanım ne yapıyorsunuz? Nerelerdesiniz? Sıhhatlerdemisiniz? Annenizi arama sorma zahmetinde bulunmuyorsunuz da.
+Ne diyorsun Anne, yoğunum biliyorsun. Hatta şuan da çok işim var. Sonra konuşalım.
-Ayza, her aradığımda kapatmaya çalışma annenim ben senin kendine gel.
+Annelik sadece lafta olmuyor. Lütfen, kırmak istemiyorum seni. İşe gitmem lazım. Kapatıyorum. Sana ve oo muhteşem dernek üyelerine selamlar.
Telefonu kapattım. Öyle olması gerekiyordu. Canımı yakıyordu benim. Çok hemde. Annemdi ama küçüklüğümden beri bir kez sevgisini görmemiş hissetmemiştim. Başka yaptıkları şeyler de bunlara ekti.. Annemi affedeceğimi hiç sanmıyordum. Kapının çalmasıyla çantamı aldım ve kapıyı açtım.
Elindeki papatyalarla
-Günaydın Sevgili ❤️
+Günaydın, teşekkür ederim.
-Senin güzelliğinin yanında azlar bile..
+Gökhan, çok şımartıyorsun beni. Bence yapmamalısın.
-Şımar, bir şey olmaz kii.
+Çok cıvıttık hadi, gidelim nereye gideceksek bugün o çook beklediğimiz asistanım gelecek. Kurtulacağım senin şu İnci'den.
-Bir tık kıskanıyor olabilirmisin?
+Gökhan beni gerçekten güldürdün sabah sabah Annem kadar insan Allah aşkına yürü gidelim ya..
-Öyle olsun bakalım..deyip gülüşerek kapıdan çıktık..
İnci hanım Handeden sonraki Asistanımızdı ve gerçekten Annem kadar bir kadındı. Onu kıskanmamı gerektirecek tek bir yanı yoktu. Kadın kahveleri bile gözlüksüz yapmıyordu :)
Ama ben kendime yeni bir asistan arayışına geçmiştim bulmuştum da bugün gelecekti..
  
                    *********
+Burası çok güzelmiş gerçekten.
-Senin kadar olmasa da.
+Gökhan sen her seferinde bana bunu yapacaksan lütfen yani..
-Güzelsin işte Güzelim yalanmı söyleyeyim?
+Off Gökhan, çok inatçısın. Acıktım ben hadi yaa
-Tamamm sinirlenmee sakin geliyor siparişler.
Gelen siparişler ile beraber güzel bir kahvaltı yapmaya başlamıştık Gökhan bana bakıp bir soru yöneltmesiyle bölündü.
-Ayza, ben sana bir şey soracağım.
+Sor Gökhan.
-Sen geçen ailenden bahsetmiştin bana. Ben biraz geçsin bizde gidelim diyorum. Ne diyosun?
+Nereye?
- Annenlerin yanına..
+çok erken Gökhan.
-Anlat o zaman biraz anneni.. Babanı..
+Ne anlatayım ki?
-Anlat işte güzelim, nasıl bir ailede büyüdüğünü merak ediyorum.
Derin bir nefes aldım.
+Tamam... Ben İzmir'de doğdum. Orada büyüdüm. Babam Ay'ı çok severmiş. Bu yüzden de adımı Ayza koymuş. Büyük bir şirketimiz var. Annemde türlü türlü derneklerde başkan konuşmacı üye.. Küçüklüğümden beri bu böyle. Abim var birde..
O da İngiltere'de her sene gelir yanıma.. Çok seviyorum o da çok sever beni. Annemle pek İyi anlaşamam. Fikirlerimiz uyuşmaz. Babamlada onun aksine çok iyi anlaşırım.. Bu yani. (Yine derin bir nefes aldım) sen anlat bakalım biraz da.
Şaşkın surat ifadesiyle kafasını kaldırdı.
-Ben mi?
+Başka kim var burada Gökhan?
-Aaa canım bak çok oturduk saat 9.30 olmuş hadi kalkalım. Geç olmasın senin asistan gelecek.
Konuyu değiştirmeye çalıştığını anladım. Bozuntuya vermeden "olur" dedim. Çantam ve ceketimi alarak ayağa kalktım. Hesabı ödedi elimi tuttu ve sanki koşarak çıktık oradan.. Gerçekten şaşırmıştım. Elini bıraktım sertçe.
+Ne oluyor Gökhan? Neden bu kadar koşuyorsun? Elimi acıttın ayrıca.
-Şey biz geç kalmayalım diye öyle acele ettim.
Suratını öyle bir ifade bürümüştü ki.. O kadar masum bir şekilde açıklamıştı ki, içim erimişti. Çocuksu bir ifade vardı gözlerinde.. Sanki sararmıştı.
Yüzünü iki elimin arasına aldım.
+Sen iyimisin? Bir şey mi oldu?
Ellerimi tuttu.
-Hayır canım, iyiyim merak etme. Hadi binelim, gecikmeyelim.
+Tamam, gidelim.
Arabayı bindikten sonra kafamda hala soru işaretleri olduğuna rağmen susmuştum yol boyunca.. Ne olduğunu gerçekten anlamamıştım..
Şirketin önünde durduk.. Odama Girdikten sonra oturdum. Kapının ucundan bakıp
-Ben hemen karşınızdayım Ayza Hanım!
+Tamam Gökhan Bey! Teşekkür ederim..
-Ne demek efendim, her zaman.
Az önceki halinden eser kalmamış bir şekilde odasına girdi..
Biraz sonra pencerenin önüne geldi ve stor perdesini tamamen çekti yani odasını bana kapattı.
Neden böyle bir şey yaptığını düşünüp odaya girecektim ki kapıdan içeriye  yeni asistan Asistan girdi.
+Merhaba Ayza Hanım. Ben Zeynep! Yeni asistanınız.
Giyindiği kot pantolon ve gömlek ile oldukça alımlı ve güzeldi. Akıllı bir kıza benziyordu.
+Hoşgeldin Zeynepcim. Sana gerekli bilgiler verilmiştir diye umuyorum. Maaş, yapacağın işler vb hepsini sana Aşağıda muhasebe müdürü Meral Hanım söyleyecek. Hepsini halledip işinin başına gelebilirsin.
+Tamam Ayza Hanım, teşekkür ederim..
Dedi ve çıktı. Gökhan perdelerini hala açmamıştı. Çok meraklı görünmek istemiyordum ama 1 aydır asla böyle bir şey yapmayan adam neden bugün yapmıştı? Daha fazla dayanamadan kapıdan çıktım ve odasının kapısına dayandım ses geliyordu. Ama tam algılayamıyordum
-Ben böyle bir şeyi asla yapmayacağım. Böyle olacağını bilemezdim. Bilseydim çıkmazdım bu yola..
Ne yolu neden bahsediyordu kime neyin derdini anlatmaya çalışıyordu böyle telaşlı telaşlı..
Kapıyı açtım ve
-Gökhan dedim
Kafasını çevirdi..
+Ayzaa ayzaa gel canım.
-Kiminle konuşuyorsun?
+Hiç kimseyle.
-Gökhan yalan söyleme birileriyle konuşuyordun.
+Hayır canım konuşmuyorum.
-Gökhan yalan söylemeyi kesermisin ver telefonu.
+Ayza..
-Gökhan ver
Telefonu elime alıp alo dedim. Telefon arkasından tuhaf sesler geliyordu..
Hat düştü. Gökhan bana hala endişeli bir şekilde bakıyordu.
+Gökhan kimdi bu?
-Kimse Ayza, kuruntu yapıyorsun. Şirketle ilgili.
Daha fazla konuşmadım.
+Umarım öyledir dedim ve odama geçtim.

Aklıma türlü soru işaretlerine eklenmişti bir kaç tane daha..
Elime telefonu aldım ve dert ortağım aradım. O yine benim tüm stersimi alır beni ferahlatırdı..





Okumalarınızı ve bol yorumlarınızı bekliyorum.
Keyifli okumalar.. 😌🙏🏻

    

AYZA Where stories live. Discover now