16. Bölüm

4.7K 445 36
                                    


Herkese merhaba :) umarım iyisinizdir. Beni sorarsanız bende iyiyim. Yeni bölüm geldi.
Keyifli okumalar 😊

Erva'dan;

Kahvaltı masasına oturmuş Karan'ın kötü bakışlarını görmemeye çalışıyordum. Allah'tan Bartın sabah sabah soluğu burda almış yoksa Karan'ın kahvaltısı ben olurdum.

"Ohhh be doydum. Ellerine sağlık Ervacım." dedi geri yaslanıp bende gülüp cevap verdim "Afiyet olsun."
"Yemeğini de yediğine göre artık gidebilirsin." dedi Karan, Bartın'a gitme der gibi baktım "Araf almaya gelecek beni zaten o zamana kadar burda durabilir miyim ?"

Ohh bee rahatladım derin bir nefes alıp geri yaslandım sanırım bu kadar tepki verdiğimden olayı ikiside bana baktı Karan 'eninde sonunda yalnız kalıcaz' der gibiydi Bartın da tek kaşını kaldırmış anlamaya çalışıyor gibi bakıyordu. Hemen toparlayıp "Kahve?" Dedim "Harika olur" dedi Bartın, Karan'a baktım "Yukarı çıkıp işlerimi halledicem döndüğümde gitmiş ol. Akşam 7 gibi gelirsiniz." Dedi Bartın'a bakarak ve mutfaktan çıktı.

"Söyle bakalım ne oluyor?" Puflayıp masaya yasladığım elimi yanağıma koydum "Sorma yaa. Buna hayvan gibisin dedim diye bana bilendi dün elinden kurtuldum ama bugün kesin beni öldürecek."
"Niye dedin ki öyle bir şey?" Diye sordu merakla her şeyi anlattım
"Kapıyı mı kırdı?" "Hıhıı" "Ondan sonra nasıl kurtuldun?" "Biri aradı hemen çıktı o da. Gitmeyeceksin dimi?" Dedim yavru kedi gibi bakmayı da ihmal etmeden tabi kii "Kahvem bol köpüklü olursa niye gideyim ki." dedi gülerek "Hemen efendim az şekerli, orta şekerli, çok şekerli, sütlü, sütsüz? Nasıl arzu edersiniz."
"Benim gibi tatlı bir erkek şekerli içip niye naturalliğimi bozsun ve sütsüz lütfen" diye ekledi. "Tamam sen salona geç bende işlerimi halledip kahveni alıp gelicem." Dedim Masayı toparlayıp bulaşıkları makineye dizdim ve kahveyi yapmaya başladım kaynayan kahveyi fincana doldurdum şekersiz içtiği için yanına drajelerden bir kaç tane koyarak salona çıktım. "Hmm, harika kokuyor. Ellerine sağlık." Dedi kahvesini verdikten sonra "Afiyet olsun" diye yanıtlayıp gülümsedim.

"Sen hâlâ gitmedin mi? " Merdivenlerden inen Karan ile Bartın'a baktım bende der gibi gözlerini yavaşça kapayıp açtı Bartın "Araf'la konuştum işi uzun sürmüş yarım saat sonra çıkacağım, bir mahsuru yoktur umarım?" "Hayır! Bende çıkıyorum istersen benimle gel" dedi düz bir tonda "Fark etmez senle ya da Araf'la aynı yere gidicem zaten sen bıraksan da olur." Dedi ayağa kalkıp "Araban ne durumda?" Diye sordu Karan, Bartın kız tavlayacağım derken elindeki akrabasından da oldu kız sevgilisine beni rahatsız ediyor deyince Bartın'ın arabasını hurdaya çevirmiş "Yarın akşam alıcam bebeğimi." Dedi gülerek evden çıktılar yine tek kalmıştım. Ne yapsam diye düşünürken aklıma Nil'i aramak geldi odamdan telefonumu alıp bahçeye çıktım Aralık ayında olmamıza rağmen hava ılıktı ve tatlı bir rüzgar esiyordu rehberi açıp Nil'in adını yazdım tahmin ettiğim gibi numarası kayıtlı değildi Karan görüşmemizden pek haz etmiyordu. Bende Araf'ı aramaya karar verdim.

(Araf Çalıyor)
Birkaç saniye sonra telefonu açtı "Erva?" Dedi meraklı bir şekilde "Şey rahatsız etmiyorum umarım?"
"Ahh. Yok etmiyorsun bende Karan'ın yanına geldim şirkete bir sorun mu var?"
"Ahhh hayır! Beni duyuyor mu?" "Hayır!"
"Tamam o zaman çaktırma bana Nil'in numarasını atar mısın? Biliyorsun görüşmemizi istemiyor ve ben çok sıkıldım onunla konuşmak iyi gelebilir bana"
"Tamam akşama gelirken alırım isteklerini."
"Ahhh! Teşekkür ederim!"
"Ne demek, görüşürüz."
"Görüşmek üzere." Dedim ve kapattık bir kaç dakika sonra gelen sms de Nil'in numarası yazıyordu üzerine tıklayıp aradım bir kaç dakika sonra açtı.
"Kimsiniz?" Dedi sesi endişeli geliyordu.
"Benim Nil, Erva"
"Ahhh! Sen miydin canım."
"Evet, rahatsız etmedim umarımm?"
"Yok. Etmedin de bu numara kimin?"
"Benim "

KARANWo Geschichten leben. Entdecke jetzt