Oylamayı ve bol bol yorum yapmayı unutmayın çiçeklerim🌹
Keyifli okumalar.
Meriç siyah gözlerini benden kaçırıp, tezgahtaki şarap olduğunu düşündüğüm kırmızı içeceğe uzandı. Tek seferde kafasına diktiği bardağı sert bir şekilde tezgaha çarptı.
"Sana diyorum Meriç, neler oluyor?"
Boş bardağı doldurmak icin tekrar uzandığında, hızla ona doğru giderek kolundan tutup, sıkıca kavradım.
"Burada sinek vızıldamıyor,bir şey soruyoruz."
Ah! Bu cümleyi ben mi kurmuştum gerçekten?
"Tam olarak duymak istediğin ne?"
"Safir kim?" dedim, tonunda merak barındıran sesimle.
Meriç gözlerini yavaşça üzerimden çekerek derin bir nefes aldı.
"Bu soruyu yanlış kişiye soruyorsun."
diyerek sorumu sert bir şekilde es geçti.Meriç'in soğuk tavırları Ateş'le arasındaki tartışmadan kaynaklanıyor olmalıydı. Çok geçmeden telefonuna gelen mesaj sesiyle gözlerim ceketinde gezindi. Meriç ilk bildirime tepki vermedi sonra ardı ardına birkaç mesaj daha gelince telefonu sinirle çıkarıp mesaja baktı. Gelen mesaj ilgisini çekmiş görünüyordu. Ardından gözleri beni bulduğunda kafamı "ne" anlamında salladım. Hızla yerinden kalktı ve dolaba doğru ilerledi. Çok geçmeden önüme yiyeceklerle dolu tabağı koyduğunda sinirle kollarımı birbirine bağlayıp,
"Aç değilim" dedim.
Yalan söylüyordum, kurt gibi acıkmıştım.
"Zorla yedirmemi mi istiyorsun? " diyerek kafasını hafifçe eğip suratıma baktı.
"Yerim ama bir şartla!"
"Neymiş o şart?"
"Seninle geçen karşılaştığımız bara gitmek istiyorum. Belki orada arkadaslarımla karşılaşırım. Öldüğümü düşünmelerini istemiyorum." dedim.
Marco ve Lina benim icin çok endişelenmişlerdir. Daha tanışalı birkaç gün oldu ama sanki yıllardır tanıyormuşum gibi samimi olmuştum onlarla.
Meriç birkaç saniye düşündükten sonra tabağı işaret ederek,
"Yemeğini ye, " dedi.
"Bu evet demek oluyor." diyerek kıkırdadım.
Bir yandan önüme koyulan yiyecekleri yerken diğer yandan Ateş ve Meriç'in tartışmalarını düşünüyordum. Safir'in kim olduğunu, onunla ne derece benzediğimi öğrenmek istiyordum. Ateş'in birine değer verdiğini düşünmek beni şaşırtmış olsada, hal ve tavırları ona karşı nefret kokan düşüncelerimi değistirmiyordu.Ruhu her türlü duyguya ev sahipliği yapmış ve en sonunda zifiri karanlığa esir olmuştu sanki. Onu bu karanlığa iten; hayatın ona sundukları mı, yoksa isteyip ulaşamadıkları mıydı?
YOU ARE READING
ZİFİRİ
Science FictionBeni büyük bir hayranlıkla süzüyordu. Sanki ona dünyaları bahşetmişim gibi itinayla izliyordu. Ona seni seviyorum desem, en fazla bu kadar güzel bakabilirdi. Gözleri yüzümün her bir noktasını süzerken son durağı dudaklarım olduğunda yutkundu. "Bana...