Kim Jisoo 26 Eylül 2014 tarihinde evinde ölü bulundu. Ölüm sebebi intihar yazıyordu dosyada. Ama yanlıştı çünkü intihar değil cinayetti bu. İnsanların kalp kırıcı bakışları öldürmüştü onu. Ama iki olay içinde bir ölü olması gerekir di mi?Ancak O ölü...
Yaklaşık on dakikadır aşağıda Lisa'yı bekliyorduk. Okuldan birisi sevgilisinin doğum günü için bar kapatmıştı ve biz de oraya gidiyorduk. Lisa salağı da Jungkook ile yeni barıştığı için ona güzel gözükmek istiyordu aklı sıra.
"Geldim!" Lisa nefes nefese yanımıza geldiğinde onu süzdüm. Siyah saten göğüs dekolteli bir elbise giyip siyah uzun saçlarını dalgalı bırakmıştı. Kırmızı bir rujla seksi bir makyaj yapmıştı. Ve gerçekten çok ateşli görünüyordu.
"Lisa Jungkook'u siktir edip benimle yatar mısın?" Chae'nin dediğine hepimiz güldük ve arabaya bindik. Sürücü koltuğuna bindiğimde yanıma Jennie oturdu. Arabayı çalıştırıp yolunu bildiğim bara doğru sürmeye başladım. Kırmızıda durduğumda Jennie alaycı ses tonuyla dikiz aynasından arkadaki kızlara seslendi. "Arkada işi götürmüyorsunuz değil mi?"
"Üzgünüm ama galiba Chae hamile." Lisa'ya yine kahkahalarla güldük ve yeşil yandı. Yaklaşık beş dakika sonra barın önüne gelmiştik. Jungkook ve Tae hemen atlayıp sevgililerini almışlardı. Chae de moda bölümünden bir arkadaşının yanına gitmişti. Aslında doğum günü olan çocuğun sadece adını biliyordum ama kızların arkadaşı olduğum için beni de çağırmıştı. Ayrıca Namjoon, Yoongi ve Jin de aynı bölümde olmamalarına rağmen partiye gelmişti. Namjoon'u bulmak adına hayli kalabalık olan üst kata çıktım. Burada tek tanıdığım kişi köşede içmekten kafayı bulmuş olan Irene ve Jeongyeon'du. Bu yüzden arka bahçeye gittim. Burada büyük bir havuz vardı ve yine çok kalabalıktı.
Biraz göz gezdirdikten sonra Namjoon'u gördüm. Arkası dönüktü ama onu tanımıştım. Gülümseyerek yanına ilerliyordum ki yarı yolda donup kaldım. Çünkü Namjoon Daeyeon'la öpüşüyordu...
Gözyaşlarıma hakim olduktan sonra yanlarına gittim. Beni ilk fark eden Namjoon olmuştu. Yavaşça fısıldadım.
"Yazıklar olsun sana..."
"Jisoo gerçekten gördüğün gibi değil." Korkuyla söylediği birkaç bahanesi bittikten sonra yüzüne tokadı geçirdim. Hala orada dikilen Daeyeon gıcık bir ses tonuyla konuştu. "Derdin ne senin? Sevgilisi ile öpüşemez mi?"
"Sevgilim dediğin kişi iki gün önce bana aşık olduğunu ve senden ayrılacağını söyledi Daeyeon. Bu adam ikimizi de sürtük yerine koyuyor."
Namjoon yüzsüz gibi konuşmaya devam etti. "Jisoo gerçekten öyle bir şey yok. Ya Daeyeon söylesene!"
"Hayatımdan siktir git Namjoon."
Söylediğim son sözler bu olmuştu. Koşarak havuzun başından uzaklaştım. Bardan çıkıp tenha bir sokağa gelmiştim. Daha fazla gözyaşlarımı tutamayıp karanlık ve boş bir yere çöktüm. Yok olmayı diliyordum. Tanrı'm gerçekten buradaysan yalvarırım bu acıyı kalbimden söküp at... Ne kadar öyle durduğumu bilmiyordum. Belki bir belki iki saat. Sürekli çalan telefonumu anlık sinirle yere fırlatıp parçalamıştım. Tam kalkıp gidecektim ki boş sokakta ürkütücü bir ses duydum.
"Onun seni üzeceğine adım kadar emindim Jisoo'm. Bu yüzden benim olanı almak için geri döndüm."
- - -
Kaos kaos ve kaos. Ehehehe.
Bu kitapta harcadığım bir karakter vardı ve bu yüzden o geri döndü.
Kim bu? Tahminleri alalım.➡
Veee
Çok
Çok
Çok
Öptüüüm!
Sizi sefiyom beh. 💕😘
Neyse boş yapım bayy!
Bölümde Jisoo'nun looku;
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
