:::5:::

145 31 280
                                    


İyiliği, iyi olmayı elden bırakmayan ve yüreğini temiz tutmaya çalışanlara ithafen:)
(Tüm okurlarıma gelsin bu ithaf. Çünkü dünyanın kirine bulaşmamış ve tertemiz kalmış gönlünüzü taaa burdan görebiliyorum❤️)

~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yayınlama tarihi 24 Aralık 2020
~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Bölüm geç geldiği için özür dilerim. Zor ve yoğun bir haftaydı bu yüzden gecikti af buyurun değerli okurlarım.

Umarım beğenirsiniz. Satır arası yorum yazarsanız sevinirim. Cidden yorumlarınızı çok merak ediyorum. Üstelik bir yazarın benzinidir yorumlar. Yorumlarınızı esirgemeyin ki daha çok yazabileyim:)

Keyifli okumalar dilerim 🌷

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Uçurtmalar rüzgar gücü ile değil o güce karşı koydukları için yükselirler.
~W. Churchill~

Yerde ki adam cansız bir şekilde boylu boyunca uzanmış başında ki kişinin seslenmelerine cevap vermiyordu.

Onun cevap vermemesi adamın hiddetine birde üzüntü eklemişti. Gözü hiç bir şey görmüyordu hatta yaralı adamın başında beliren Meriç'i bile görmemişti. Hışımla kalkıp arabayı tekmelemeye ve küfürler savurmaya başladı.

"Adi köpekler siz ancak böyle arkadan saldırmayı bilirsiniz. Adam mısınız siz ulan adam mısınız? Adamsanız mertçe çıkın karşıma ulan. Çıkın da öyle görün hesabınızı. Eline silah alan adamlık sertifikası almış sanki. Göğsü kabara kabara geziyor sokaklarda. Adamlığınıza tüküreyim sizin. Adamlığınız işte bu kadar. Korkak itler. ................."

Ağzında ki kürdanla sinir patlaması yaşıyordu şu an. Aklını kaybetmiş gibi durmadan arabayı tekmeliyordu. Hiddetle ağzından çıkan küfürler havada birbirine karışarak uçuşuyorlardı.

"Arabayı tekmelemeyi bıraksanda yardım etsen."

Duyduğu sesle afalladı biraz. Ses ona tandık gelmişti ama çıkaramadı.  Arkasını dönmesiyle Meriç'i yaralının başında görmesi bir oldu. Şimdi hiddet ve üzüntü halkasına  şaşkınlık da eklenmiş hepsi el ele verip  hazır olda bekliyorlardı. Ela gözlerinin üzerinde ki kavisli kaşlar yukarı kalkmış gözleri kocaman açılmıştı.
"Ama nasıl olur?" der gibi bakıyorlardı.

"Yuhh!! Burdada mı sen doktor?"

Meriç, şaşkın bakışlarıyla onu ablukaya almış ve sert bir şekilde söylediği bu sözlerini umursamadı pek. Yaralının başında belirir belirmez ilk iş yarayı tespit etmek olmuştu. Yaralının üzerinde ki gömleğin düğmelerini hızlı bir şekilde açmış yarasını kontrol etmişti. Göğsünün sağ tarafına isabet etmişti kurşunlardan biri. Üstelik biraz derindeydi kurşun. Yaradan oluk oluk kan akıyordu. Yerde küçük bir kan göleti oluşmuş ay ışığının vurmasıyla yer yer parlıyordu. Yaranın üstünü bastırmış yaradan kan akmasını engelliyordu.

"Onu boş verde arabamın bagajında ilk yardım çantası var hemen al gel."

"Bana mı söylüyorsun?"

"Sana söylüyorum herhalde. Burda senden başka kimse mi var?"

"Yalnız doktor kimse bana emir veremez."

"Rica mı etmeliyim?" Meriç bunu alaylı bir şekilde söylemişti.

"Şimdi eşkıyalığının zamanı değil. Hemen ilk yardım çantasını getir. Arkadaşın çok kan kaybediyor. Yaraya baskı uygulayıp kanı az da olsa durdurdum. Elimi kaldıramam üstünden. Arkadaşının yaşamasını istiyorsan hızlı olsan iyi olur. "

AGİSNA (Askıda)Where stories live. Discover now