:::8:::

55 17 171
                                    


Hayatın acımasızlığına rağmen yıkılmayıp güçlü bir şekilde yol alanlara ithafen...

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Yayımlama tarihi
14 Şubat 2021
21:40

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Cesurlar bir kere ölür, korkaklar bin kere.



Hastaların muayene vaktinin gelmesini beklerken bugün sonuçları çıkan Zeyd'in tahlil ve tetkiklerini inceledi. Sonuçlar pek olumlu gözükmüyordu. Bu yüzden kesin teşhis için bir doktorun daha görüşünü alma gereği duydu. Bu kişi kesinlikle Nida'ydı. O daha çok anlardı. Göğüs Hastalıkları Uzmanı'ydı. Üstelik bu dalda doktora yapmış yurt dışında birçok  sempozyuma katılmıştı. Bu sene yurt dışında ki özel hastanelerden birinden başhekimlik teklifi almıştı. Lâkin kabul etmemişti. Onun için büyük bir fırsattı oysa. Elinin tersiyle bu fırsatı itmişti. Çünkü onun bambaşka planları vardı. Bu sene olmazdı. Annesinin ölümüyle bambaşka bir insan olmuştu. İçine kapanmış ve sessizleşmişti. Giray'a katılıp sürekli muziplikler yapan kız gitmiş hep hüzün ve kedere gark olan bir çehre ile örtülmüştü tebessümlü yüzü. Sadece keder yoktu. Başka bir şey daha vardı onda. Meriç bunu farkedip kaç defa onunla konuşup sorsa da o, her defasında geçiştirmiş ve konuyu değiştirmişti. Ya da kaçamak cevaplar vermişti. Giray da endişeliydi Nida için. O günde bu yüzden nerde olduğunu sormuştu Meriç'e.

Meriç onu kaç defadır değişik insanlarla da görmüştü. Tıpkı bu sabah gördüğü gibi. Arkadaşı için nedensiz bir huzursuzluk kaplamıştı içini. Ama elinden de bir şey gelmiyordu. Nida gittikçe daha çok uzaklaşıyor ve sessizleşiyordu.

Sabah onu burda görmesi iyi olmuştu. Raporları ona göstermek için akşam ona uğrar hem halini hatırını da sorardı. İyi olduğundan emin olmak istiyordu zaten. Giray'ı da ziyaret planına dahil etmeyi ihmal etmedi. Giray'a küçük bir mesaj atarak önceden haberdar etti onu. Yolda seyir halinde olan Giray gelen mesajı görünce istemsiz heyecanlanmış, direksiyonun başında kocaman gülümsemişti. Gözlerinin içi ışıl ışıl olmuştu Nida ismini duyunca. İçinden dostuna coşkulu bir teşekkür gönderdi bunun için. Çünkü bir haftadan ziyadedir ne Nida ile konuşabilmiş ne de onu görmüştü. Onsuz bu hastane hatta hayat yarım gibiydi. Ama belli etmemeye özen gösteriyor muzipliklerinin ve ard arda sıraladığı cümlelerin arkasına saklanıyordu.

Meriç dosyayı masasının çekmecesine koyarken kapı çaldı.

"Girin."

Kapı açıldı. Meriç kapıda beliren kişiyi görünce çok şaşırdı. Gelen daha demin akşam ziyaret etmeyi kararlaştırdığı
Nida'ydı. Yüzünde ki solgunluk oldukça belirgindi. Sarı saçlarını özentisiz toplayıp topuz yapmıştı. Yüzünde ki solgunluğu pudra ile kapatmaya çalışmıştı. Birkaç saç teli topuzundan kurtulup özgürce savruluvermişlerdi. Odaya girmesiyle pencereden içeri süzülen rüzgarında değmesiyle hafifçe sallanıyorlardı. Uykusuzluğun akislerini taşıyan kahverengi gözlerini çevreleyen kirpikler gür ve uzundu. Kaşları ise düz ve inceydi. Küçük ve düz burnu yüzünü oldukça çekici kılıyordu.

Nida kapıda durmuştu . Ellerini beyaz önlüğünün cebine koyup hafifçe gülümseyerek Meriç'e bakıyordu. Üzerinde doktor gömleği olduğuna göre hastaneye tam dönüş yapmıştı. Meriç onu karşısında görünce şaşırmış olmasının yanı sıra bir o kadar da sevinmişti. Ayağa kalkarak arkadaşını karşıladı.

"Hastaların daha gelmemiş herhalde."

"Yok gelmedi daha kimse. Girsene, kapıda durma."

"Peki."

AGİSNA (Askıda)Where stories live. Discover now