18

30.8K 2.2K 1.7K
                                    

2k smut bee

"Başardık be!" Dedim onuncu defa. Arslan üçüncüden bu yana beni dudurmaktan vazgeçerek pes etmişti.

Araba durduğunda ben yine; "Başardık." Dedim. Aslında o kadar da zor bir şey değildi yaptığımız. Sürekli tekrar etmemin nedeni bu olay değil, devamında getirecekleriydi.

"Mavi saçlı ilk mafya olacağım." Dedim kıkırdayarak.

"Mafya?" Tuşa basması ile araba kilitlendi.

"Evet, iki kişilik bir mafya kuracağız. Sen kaba gücü ben de aklı temsil edeceğim." İşaret parmağımı şakağıma koydum. "Taramalı silahlar bile indiremedi bizi." Dedim göz kırparak. "İnlere gittik ve bir çizik almadan kurtulduk." Ayağımı kaputa atarak üzerine çıktım. Gözleri bendeyken git gide yükselen sesime ve heyecanla yaptığım hareketlere karşılık gülüyordu.

"Fazla kibir gözünü kör etmesin." Dediğinde arabanın tavanına çıkmıştım.

"Kibir? Benim gözümü fentanyl bile kör edemez." Çömelerek ona doğru baktım. Yukarıdan bakınca daha yakışıklı görünüyordu şerefsiz. Tek kaşını kaldırırken dudaklarına alaylı bir gülüş kondurdu.

"Kral mı olacaksın?" Alayla gülse de benimle dalga geçmiyordu. Gözlerinde güven görüyordum. Bu duyguya yabancıydım. Ne güvenirdim ne de bana güvenirlerdi.

"Birlikte olacağız." Tahtı paylaşma düşüncesi iki hafta öncesine kadar beni güldürürdü ama şimdi fikri hoşuma gidiyordu. Aslında tam olarak istediğim ben tahtta otururken yanımda olmasıydı ama yine de bu benim dünyamda paylaşmak demekti.

Daha onun dünyasında oldukça yeniydim ama yine de geri durmayacaktım, o da biliyordu bunu. Onun için beni yanında istemişti.

"Tahtım altından olsun." Popomu tavana atarak ayaklarımı aşağı doğru sarkıttım. Dirseğim bacağımı bulurken elimde yanağıma gitti ve başımı yasladım. "Sen de korumam olarak önümde dikilebilirsin."

"Düzeltme..." Dizlerimden çekerek beni kaydırdı ve kendi kucağına aldı. Şimdi araba ve onun arasına sıkışmıştım. "Ben tahtta otururum, sen kucağımda."

"Bir de babacık deyince kızıyorsun, içinde var." Dedim kollarımı boynuna dolayarak.

"Kendileri kullandıran aptallardan değilsin, öyle seslenmeni istemememin nedeni bu." Parmakları saçlarımı bulurken tutamları geriye doğru itti.

"Öyle sert sikmen için aptal olmama gerek yok mu yani?" Bacaklarımı beline sardım. Bu işi fazla uzatmıştık ve inadından sıkılmaya başlamıştım.

"İstediğinin bu olduğuna emin misin? En son kızın birine ara beni bebeğim diyordun." Elleri saçlarımdan yakama inerken kıza söylediğim sözleri tekrarladı. Tek kaşı sorgularcasına kalkmıştı. Ben onun şirin kıskançlığına karşılık gülerken o ifadesini bozmadı.

"Küçük kız olmayı seviyorsun sanıyordum, küçük kızlarla olmayı değil." Başını boynuma doğru yaklaştırarak yumuşak bir öpücük kondurdu, sonra bir tanesi için daha da aşağı indi. Beni deli etmek istercesine yavaştı.

"Sadık değilsin, bunun için cezalandırılman lazım." Boynuma batırdığı dişleri ile inledim. Mazoşist değildim ama ısırışı, öpücüklerine tercih ettirecek kadar iyiydi.

"Kızı unutturacak kadar iyi dokunabilirsen cezayı çekerim." Arslan serseri gülüşünü yüzüne kondurduğunda çoktan kızı unutmuştum ama yine de daha iyisi için uğraşmasını istiyordum.

Eli az önce öptüğü boynuma gitti. Yana doğru yatırdığım başımı dikleştirdi.

"Buna pişman olacaksın." Uyarırcasına sıktı ama nefes alamayacağım kadar sıkı değildi. Sert dokunuşlarında bile narinlik vardı ve bu beni daha çok deli ediyordu.

Rehine - BxBWhere stories live. Discover now