20

24.2K 1.6K 783
                                    

Normal insanlar gibi dışarı çıkmaktan bahsettiğinde bir bardan ya da bir şeyler içeceğimiz başka bir yerden bahsediyor sanmıştım ama o benden daha basit, daha normal düşünmüştü.

Tatlı bir restoranttaydık. Küçük bir yerdi, tek bir çalışanı, birkaç tane masası vardı. 

Doğru düzgün bir şeyler yemediğim için midem hamburgeri şükür duaları ile kabul etmişti ama ben yine de garip hissediyordum buraya karşı. Özellikle de Arslan'a karşı çünkü şu an bana patates yediriyordu. Hem de kendi elleriyle. Tenimi tutarken, sararken ve üzerinde gezdirirken nazikten çok tutkulu olan elleriyle.

Vahşi gözleri etrafa bakarken yine öyleydi ama bana dönünce kısılıyordu. Hayal mi görüyordum? Bunu mu hayal ediyordum? İki hafta önce beni öldürmekle tehdit eden adam değildi bu. Onun uzun ve kalıplı bedenindeydi ama aşıktı lan bu!

"Arslan." Dedim elini tutup aşağı doğru indirerek. "Sen bana aşık mı oldun?" Masanın altındaki iki parmağımı üst üstte koyarak hayır demesi için olmayan tanrıya dua ettim. O karşılık olarak kahkaha attı.

"Sen erkeklerden hoşlanıyorsun." Dedim devam ederek. Bunu şu an anlamamıştım, biraz oluyordu. Ben kadınlardan hoşlanıyordum aşık olabilsem, onlara olurdum ama Arslan öyle değildi. "Onun için en başta kabul etmedin beni." Benim için geçici bir arzuydu ama sanırım onun için öyle değildi.

Daha güçlü bir kahkaha attı. Geçiştirmek için mi gülüyordu, yoksa alaylı mıydı?

"Doruk sence ben o kadar duygusal mıyım?" Gülüşü azalırken sordu. "Erkeklerle sevişmeyi tercih ediyorum bu doğru ama bu sana aşık olduğum anlamına gelmiyor. Kendine tapmayı bırak. Çok iyisin ama sana asla aşık olmam. Dengesizin tekisin, neden kendi ellerimle kendime böyle bir kötülük yapayım?" Eline tekrar patates alarak beni besledi.

"O zaman neden böyle yavru kedi gibisin?" Dikleşerek oturdu ve tek kaşını kaldırdı.

"Seni besliyorum çünkü akşam dümdüz edeceğim, güç kazanmanı istiyorum." Göz kırparak son patatesi kendi ağzına attı.

"Ayrıca duygusaldan çok fiziksel olduğumu göremiyorsan, bir düşün beni düşününce sana dediklerim mi aklına geliyor, yoksa bedeninde taşıdığın morlukları yapışım mı?"

Sorularımın bedelini götümle ödeyecektim. Özellikle gösterecekti bana aşık olmadığını.

*

"Bunu alalım." Dedi birayı işaret ederek. İçicek dolabının önünde karar veriyorduk. Arslan bana belimden sarılmıştı. Kafası omzumdaydı.

Bu görüntümüzle gay olduğumuz için yargılıyorlardı ama kimse hırsız olduğumuzu düşünmüyordu, onlara göre fazlasıyla iğrenç ve yumuş yumuştuk.

Bize hem dikkat ediyorlar hem de bakmaları gereken şekilde bakmıyorlardı. Kısaca bir şeyi saklamanın en iyi yolunu yapıyor; gözlerinin önüne koyuyorduk.

"Sevişmemiz fikrinden iğrendiler." Dedim alayla. Arslan dolaptan aldığım biraları elimden alarak tutuyordu.

"Tadını bilmiyor da ondan. Bilseler elimden alırlardı." Dedi benim için.

"Böyle diyorsun, sonra da çıkmış egoist olma diyorsun." O şımartmasa da biliyordum kendimi ama o da destek oluyordu.

"Ne yapabilirim? Tanrı figürünü bana bakarak yaratmışlar işte. Zeki ve çekici, ayrıca bunları olurken ilahi bir masumluğa sahip." Yüzüm sayesinde çoğunluk benden şüphelenmiyordu.

"Şeytansın sen, dilin çatallı ama yalamayı bilmiyor, sadece laf sokmada iyi." Elleri gömleğimin altına gitti. Gömlek büyük olduğu için ellerinin girdiği pantolonumu da kapatıyordu.

Rehine - BxBWhere stories live. Discover now