3.6

3.5K 136 12
                                    

•••

Gözlerimi bana saatler gibi gelen saniyelerin ardından gözlerinden ayırdığımda bana neden ifadesizce ve sanki o geceki kişi o değilmiş gibi baktığını anlamıştım. Ya da anladığımıda sanmış olabilirdim bilmiyordum.

Bana, ondan nefret edeceğim şeyleri henüz gerçekleştirmediğini söylemişti. Belli ki annemin kolyesini denize atması artık ondan daha çok nefret ettiğimi ve ona benle uğraşamaması gerektiğini düşündürmüştü. Bu tepkisinin asıl sebebi bu olabilirdi. Ödeştiğimizi düşünüyordu.

Ve bende bu düşüncede olan birini daha çok kışkırtıp başıma bela almak istemiyordum. Düğün günü yaşanan şeylerden sonra kızlarında benle aynı fikirde olduğuna emindim.

"Elif kusura bakma ama..." kızların bişey demesine izin vermeden söze atladığımda Elif sertçe sözümü kesti. "Peri lütfen! Sizden yardım isteyeceğim başka biri yok." Bakışları önüne düştüğünde kaşlarımda beraberinde kalkmıştı. "Hem...  Alide Aralarında bir daha böyle bir fırsatı yakalar mıyım bilmiyorum."

Sözleriyle bu seferde gözlerim şaşkınlıkla açılırken kızlarında benle aynı durumda olduğuna adım kadar emindim.

Elif ve Ali.... ölsem ikisini yan yana getiremezdim. İkisi birbiriyle çok alakasız iki insandı. Hem... bir saniye Alinin onların arasında ne işi vardı? Kafam allak bullak olurken Bunun cevabını Ali'den almayı aklıma not edip bütün ilgimi kızlara verdim.

Yüzlerini sarmalayan şaşkınlık yerini yavaş yavaş kararsızlığa bırakmıştı.

"Elif cidden hiç havamızda değiliz. Kusura bakma olur mu?" Pınar sözlerinin ardından Mahçup bir ifadeyle bakmaya başladığında Elifin onu anlamasını ümit ediyordu.

"Kızlar biliyorum, böyle bir şeyi sizden istemeye hakkım yok ama bu belkide Ali'ye yakınlaşmak için son fırsatım olabilir. Lütfen benim için biraz katlanın. Söz veriyorum bir daha sizi böyle bir duruma sokmayacağım."

Israrıyla sertçe yutkunduğumda ne yapacağımı bilmiyordum.

Kızların bakışları birbiri üzerinde gezinirken bir kaç saniye sessiz kalmış ardından hiç istemeselerde başlarıyla bu isteği onayladıklarını belli etmişlerdi.

Son olarak geriye benim fikrimi almak kaldığında hepsinin bakışları üzerimdeydi.

Karahindiba katili'nin bana yaptıklarını bilmedikleri için Hayır oynamıyorum diyemezdim, onlara belli etmemem gerekiyordu. Yoksa iş sandığımdan daha kötü yerlere gidebilirdi. Eli mahkum başımı salladığımda beraberinde koca bir nefeside ciğerlerime doldurmuştum.

"Onlarla aramız iyi değil. Böyle bir şeyi yapmak, onlarla konuşmayı bırak aynı havayı solumak bile bizim için büyük bir sorun." Konuşan İremdi, tüm ciddiyetiyle Sonradan yanımıza gelen Hale ve Elife bakıyordu "Ama eğer Arkadaşımızı mutlu edicekse onlara biraz daha katlanabiliriz."

Elif sevinçle kısık sesli bir çığlık patlatıp kollarını iremin boynuna sardığında gülümsemeden edememiştim. "Tamam hadi onlara kızların gücünü gösterelim." Hale'nin konuşmasıyla İremle Elif birbirinden ayrılmış ve hep birlikte onların bulunduğu tarafa yürümeye başlamıştık.

"Baştan söylüyorum muhatap olmak yok. Laf sokarlarsa ağzılarının payını alırlar ama o günki gibi kavga istemiyorum kızlar." Hepimiz Mısrayı onayladığımızda bunu hepsinden iyi biliyordum.

"Biz gurubu kurduk. " Onların bulunduğu yere geldiğimizde kollarımı göğüsümde kavuşturup Karahindiba katili dışında her yere bakmaya başladım. "Siz altı kişisiniz bizde altı kişiyiz."

KARAHİNDİBA KATİLİ || yarı textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin