1. Bölüm

96 14 16
                                    

Merhaba!!!

Nasılsınız?

Okumaya başladığınız saati alabilir miyim?;

Oy ve yorumlarınız benim için çok önemli...

Hadi bölümeee

1. Bölüm "Her Son Beraberinde Başlangıcı Getirir"

 Bölüm "Her Son Beraberinde Başlangıcı Getirir"

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.

Gözden düşen her bir damla bir baş ağrısıydı. Boğazda düğümlenen kelimeler ise bu ağrıyı doğurmaya niyetliydi. Sustuğum her bir kelime kırık bıçak misali göğsümü deliyor baş ağrısını katlıyordu. Bu ağrı canımı benden çalıyordu. Bu ağrı üzüntünün tarifi miydi? Yoksa kalp kırıklığının mı? Hangisiydi bilmiyordum ama canımı acıttığı yadsınamaz bir gerçekti.

Baş ağrımı katlasa da, buruk bir gülümseme bırakıyorum buraya...

Oluşan minik gamzenin hatırına.

Boğazım düğüm düğümken nefesim düşüncelerime sarmalanmışken sessizce çektim. Sanki, içimi içime çekmiştim. Buna rağmen titreyen ellerimle karşımda bana bakan kişiye odaklanmaya çalışıyordum. Yapabiliyor muydum? Bunun cevabı ise bambaşkaydı. Bu cevabı kendime saklamalıydım. Sustum. Ölecekmişçesine sustum... Üzerinde bulunduğum sandalye oldukça rahatsız ediciydi. Sertti, soğuktu. Hareket ettiğimde gıcırdıyor, her an düşecekmişim gibi hissettiriyordu. Karşımdaki yeşil duvarlar ruhumu daraltırken burada ne işim olduğunu sorguluyordum. Tumturaklı sorular zihnimi asla serbest bırakmamakla beraber bir asit gibi yakıyordu. Buradaydım, burada olmamalıydım fakat hayat acı sürprizler yapmayı severdi. Bu sürprizlerden her zaman payımı alırdım.

Bir hapishanedeydim.

Yalnızlık, acı ve bir sürü feryat barındıran bir hapishanedeydim.

Peki hapishanenin ziyaretçi kısmı hep böyle soğuk mu olurdu? Böyle ıssız? Sessiz?

"Roza beni dinliyor musun?" diyen babama baktım. Ona bakmak gözlerimi yordu. Zihnimi mahvetti, yüreğimi ise deşti. Yüzüme bulaştırdığım hüzünlümle kafamı iki yana salladım. Yalan yoktu, olmamalıydı en azından onun için, şimdi. Gözlerimin camı parçalanmak üzereydi. Kırıklar her an etrafa dağılabilirdi. Ellerimi üzerime sürttüm, kırıklar batmış gibi...

"Dinleyemiyorum." kısaydı ve netti. İçinde ise ölü cümleler yatıyor, karamsarlığa bulanıyordu.

Çekik gözleri önce kısıldı sonra hüzünle doldu. Yavaşça gülümsedim. İçinde acı bulunduran her gülümseme hüzün dolardı. Dilim yavaşça gevşedi. Tutmadım onu çünkü bunu istemedim.

Gerçek Yaşamdan ArşivDonde viven las historias. Descúbrelo ahora