"Sanki tüm hayatım boyunca yanlış melodiyle dans etmiş gibiyim."
Serçe ruhuna sahip bir insan...
O, aydınlık ile karanlığın bir biri üzerinden süzülerek yok olmasını sağlayan lânetli...
O, ızdırap dolu bir geçmişin, geleceğe taşıdığı izleri söküp...
Merhaba! Yeni bölüme hoş geldin diyor ve lafı fazla uzatmadan bölüme geçiyorum. Dilerim severek okursunuz, gizli okuyucular var ise lütfen vote vermeyi unutmayınız.
Dipnot; lütfen okumuyorsan yorum yaparak emeğime haksızlık yapma, inan bu beni çok üzer.
Bölüm şarkısı; Sagopa Kajmer ~ sessiz ve yalnız
Sizleri seviyorum ♡ bol bol yorum yapmayı unutmayın!
•••
К сожалению, это изображение не соответствует нашим правилам. Чтобы продолжить публикацию, пожалуйста, удалите изображение или загрузите другое.
•••
5.Bölüm: Günahkâr gölge
Kelimelerin özenle döşenmiş olduğu beynim, yüz ifademinarasıra kasılmasını sağlıyordu. Sabahın erken saatlerinde mahallenin çıkışındaki parkın salıncağında birgeri bir ileri sallanarak avcumdaki ayçiçek çekirdeklerini çitliyordum. Parmaklarım havanın soğukluğundan buz kesmişti. Hafiften esen rüzgâr tenime dokunarak izlerini bırakıyordu.
"Kabukları sevmiyorum." Diye fısıldadım düşünceli bir sesle, ardından gözlerim yere dökülmüş kabuklarda uzun bir süre bekledi.
"Kabuktan en son bahsettiğimdeHira'yı kaybettim," dedim kuru bir sesle. Gözlerimi parkın girişinde uzanan kül rengindeki köpeğe çevirdim, derin bir nefes aldım. "Ondan mıdır bilmem sevmiyorum." Düşünceli gözlerimi köpekten ayırarak avcumdaki birikmiş kabukları ayağımın dibine attım. Ellerimi birbirine vurarak tozları yok ettim ve salıncağın soğuk, halkalı demirlerine tutundum. Kendimi ileri geri sallamaya devam ederken, Berfu'nun yüz ifadesinin düştüğünü hissetim.
"Zümü..." Diye seslendi adımı kendi verdiği hitap şekli ile. Ayaklarımı öne uzatıp hızımı artırırken,"Üzülme lütfen." Dediğini duydum.
Ben üzülmüyorum ki... Tamam üzülüyordum ama daha çok sinirleniyordum. Hira'nın bu kadar çabuk pes edişinekırgındım bundandır kızış sebebim. Burukça gülümsedim, kendi acımı kimseye yaşatma hakkım yoktu.
"Ailesi şuan nerede?" Diye sordu Berfu benim gibi sallanmaya başlayarak. Önümde beliren o kötü zaman dilimi ile yutkundum. Babamla şikâyette bulunmuştum; lâkin hiçbir şey olmadan dışarı çıkmayı başarmışlardı. O gün yaşadığım küçük çaplı krizden sonra babam uzak durmam ve karışmamam için beni bir güzel uyarmıştı.