14.Bölüm: SARMAŞIK

933 402 588
                                    

Selamm! Sizden bir şey rica edeceğim lütfen okuyorsanız emeğimin karşılığı olarak vote vermeyi çok görmeyelim, olur mu? ⭐'ı doldurmayı unutmayalım.

Bölüm şarkısı;  Mabel Matiz - Sarmaşık

Keyifli okumalar...

14.Bölüm: SARMAŞIK

Zaman, en kudretli kavramdı. Onu bir kez daha anlamıştım. Soğuk rüzgâr elimin üst derisine üşüşüşerek tenimi huylandırmaktan başka bir şey yapmıyordu. İçimde kopan bir şeylerin varlığı bedenimin anlık tepkiler vermesine neden oluyordu.

Gözlerimi tedirgince etrafta gezdirdim. Arabadan inmiştim fakat bir adım atma cesaretine sahip değildim. Atacağım bir adım kanlı bir savaşın başlama nedeni olacakmış gibi hissediyordum. Gözlerim kirpiklerimin arkasına saklanmış birer hazineydi. Üzerimdeki binlerce kimliksiz gözler kesik kesik solumama sebep oluyordu. Tek yanlış harekettimde içine düşeceğim kıyametti kendi ayaklarımla getirmiş gibiydim. Gözlerim kalabalık arasında kısa kısa aralıklarla gezinirken, kesiştiğim dört-beş yaşındaki küçük kız çocuğuyla duruldu. İrice açılmış kahve tonunda ki gözleri, meraklı bir ifadenin çevrelenmesi sonucu bendeydi. Küçük dudakları aralıktı her soluk alıp verdiğinde elinde ki peluş ayıcığının boştaki kolu sallanıyordu. Sessizliğe eşlik eden nefeslerin arasında öylece durmuştum.

Yanımda hissettiğim hareketlilik ile alt dudağıma dil darbesi vurarak sakin kalmaya çalıştım. Gelişinden önce kokusu burnuma çalınmıştı Reha'nın.
"Sakin ol, seni yemezler." Diyerek konuştu alay tonunu taşıyan sesiyle. Ona ters ters bakmak isteyen gözlerim küçük kızın dudaklarına konmuş gülücük ile kıpırdanmadı. Beni dindirmek isteyen bir sevgi gösterisiydi sanki... Annesi nereye baktığımı görmeyecek kadar bendeydi; fakat gözlerimi takip etse kucağında tuttuğu küçük kızında olduğunu görebilirdi.

Ellerimi önümde birleştirdim. "Ben ne yapacağımı bilmiyorum," diye fısıldadım lâkin fısıldayışım duyulduğundan şüpheliydim. Reha uzun bedenini bükerek bana doğru eğildi. Başım çene ucuna değmeyecek kadar kısaydı ama göğsüne yetecek kadar uzundu. Gözlerine çalınmış anlayışlı ifadeler etrafımda dönen tozlar kadar görünmezdi. "Anlatacağım sana neler yapacağını, neler yaptıracağını... Senden istediğim güçlü durman ve ilerdeki çadıra kadar dayanman." Tek kaşımı kaldırdığım sırada yüzünün bütününü saran ifadeler dengesizliğimin öne çıkmasını sağladı. "Dalgalar denizde sakin olunca sevilir," derken gözlerini insan topluluğunun üzerinde gezdirdi.

"Beni bir dalgaya mı benzetiyorsun?"

"Evet, seni denizde bir sakin bir hırçın olan dalgalara benzetiyorum." Dedi Reha bedenini dikleştirerek. Bende seni bir kaplana benzetiyorum dememek için kendimi zor tuttum. Reha bir kaplana benziyordu ama maalesef ki biz serçe türündendik... Ahh gerçekten hangi hayvanın türünden olmayı mı konuşuyordum? Akıl sağlığımın artık tamamen bitik olduğunun kanıtı olmalı bu durum. Kirpiklerim gözlerimi örttüğünde, sakinliği ören duygularım gevşemeye başladı.

"Yolu açın!" Gözlerimin üzerinden sıyrılan göz kapaklarım sessin geldiği tarafa çevrildi. İnsanların birbirine değmeyecek şekilde ikiye ayrıldıklarını gördüm. Öyle güzel bir dizayn içindeydiler ki... Nutkum tutulmuş bir şekilde onları izliyordum. Başları her gerilediklerinde eğiliyor gelen her kimse ona saygı gösteriyorlardı. İçimin benim istemediğim bir hâl içerisinde korkarak titrediğini hissettim. Sessizlik içerisinde açılan yol ile merakım  katlanarak çoğalıyor, insanların yüzünde gördüğüm saf heyecanla gözlerim etrafta bir şeyler görmek için sızlıyordu.

RUHUNU ARAYAN SERÇE (Final- Düzenleniyor)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang