3.

492 42 10
                                    

[ Jonghyun ]

Girdiğimiz küçük hastane odasının kokusu ve darlığı bunalmamı yeterince sağlarken, birde oturduğum kirli sedye çıkmıştı. Aish! Burası nasıl bir hasteneydi böyle? Cidden, burada hasta bakılıyor temiz olması gerekmez mi? Ve benim gibi birinin böyle kuytu köşelerde bulunan ufak hastanede ne işi var?..

Ellerimi sedyeye sabitlemiştim. Başımı hafif yana çevirerek etrafta göz gezdirdim. Etrafta bağıran insanları anlamıyorum. Sanki onlar bağırınca hasta olan adam iyileşecek. Biraz sessiz olması gerekiyor bunların. Çok daraldığım için ellerimi gömleğimin düğmelerine yerleştirerek birkaç düğmemi açtım, ve dudaklarımı aralayarak derin bir nefes verdim.

Başımı Taemin'e doğru çevirdim. Cidden, o nasıl dayanıyordu böyle bir atmosfere? Ellerini cebine yerleştirmiş duvara yaslanıyordu. Gâyet rahat bir tipi varmış gibi görünüyor.

Kısa bir sürenin ardından bana doğru yaklaşan sarışın, güzel bir kadının yaklaştığını fark ettim. Sanırım hemşireydi. Böyle güzel hemşirelerin olduğunu bilseydim daha önce darbe alır ve buraya gelirdim.

Hemşire yanıma geldiğinde alt dudağıma pansuman yapmak için eğilmişti. Hatları oldukça sağlama benziyor, hah. Hemşire pansumanı yaparken gözlerimi Taemin'e çevirdim. Kadına onu yiyecekmişcesine bakışlar atıyordu. Bakışlarımı tekrar hemşireye çevirdiğimde gözlerine bakıp, boynundan dökülen saçlarını elimle toparladım. Yumuşak, sevdim bunu! Kadının yüzüne yaklaşmaya başlamıştım ki, Taemin tavırlı bir şekilde ses temizleyince geri çekildim, bu da neydi şimdi?

Hemşirenin pansuman yapmak için dudağımda olan ellerini, yavaşça bileğinden kavrayarak acıtmadan dudağımdan çektim. Ardından ayağa kalkıp bedenimi bedenine temas edecek şekilde ona yaslayıp, hafif sürtünerek önünden geçtim. Hemşire benden hoşlanmışa benziyordu. Tabii hoşlanacak, sonuçta ben seksi bir erkeğim.

Ardından hızlı adımlarla Taemin'e yaklaşarak onu kolundan kavrayıp kendime doğru çektim. Kulağına yaklaşarak sertçe fısıldadım;

" Beni başka bir kadınla paylaşmak istemiyorsan, gidelim. Hemen! "

[ Taemin ]

Geldiğimiz hastane biraz küçük olsa da sonuçta burası hastaneydi. Boksörün beni korumasına olan şaşkınlığımı bir yana bırakıp şu an bulunduğumuz ortama odaklandım. Ellerimi cebime yerleştirip etrafa bakındım. Fazla garipti ancak detaylara takılmamayı tercih ederek göz devirip arkamda bulunan boş duvara yaslandım.

Başımı duvara iyice sabitleyip tavana bakarken dudaklarım arasından minik bir nefes verdim. Şu an şükrediyordum sanki.. Boksör orada olmasaydı bu gece belki de çok daha kötü şeyler olabilirdi. Duygusuz şeyler... Boksöre bir hayat borçluyum sanırım.. O adamın boynuma yaklaşarak söyledikleri.. O an gözümün önünden gitmiyordu. Beynimden atmak istiyordum, olmuyordu! Sanki ne diye borç alıyorum insanlardan ben? Borcu ödeyebilecek durumda mıyım ki?! Ama yok, bir daha asla.. Korktum, kurtarıldım ve tekrar borçlandım. Ama bu sefer ödeyemeyeceğim bir şey için borçlandım.

Fazla geçmeden ona doğru yaklaşan bir kadın gördük. Hemşire olmalıydı. Bu kadar açık giyinen hemşireyi de ilk defa görüyorum. Kadının açık teni ilgi çekiyordu, altın rengi saçları yumuşak bir görünüme sahipti.

Kadın onun önünde öyle bir eğilmişti ki. Sanki pansuman yapmak için değil başka bir şey için... Neler düşünüyorum ben böyle? Çok ayıp.. Onunda hemşireye bakışlarını gördüğümde nedense sinirlerim bozuldu gibi oldu. İkisi de birbirlerine fazla.. tutkulu bakıyor gibiydiler. Tüm bakışlarımı hemşireye dikmiş sinirle onu seyrediyordum. Bu hemşire de nereden çıkmıştı şimdi?

CRAZYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin