Ep 23| 18th Birthday

1.1K 122 90
                                    

Süprizeeee!!! 🍷

Evet inanılır gibi değil ama Mindfuck devam ediyor 🥲

***

Birazdan İtalya'ya inmek üzere olan özel uçağın tam ortasında birleşen dudaklar, usulca birbirinden ayrıldı. Jeongguk gözlerini kaçırıyordu.

Kemikli ellerinden birini beyaz tenlinin göğsü üzerine sakince yerleştiren esmer, onun kalp atışlarını duyabilmek istediğinde, dudakları aralandı.

"Ne hissediyorsun şu an Jeon?"

Küçük yutkundu.

"His??"

Duyduğu soruyla bir an için boşluğa düşmüş gibiyken, verdiği nefes karşısındakinin çehresine çarpıp kaybolmuştu.

"Hissetmek mi..." diye fısıldadı kendinden bile habersizce.

O sırada saç tutamlarından biri, karşı komşusu tarafından kulağının ardına verilerek nazik bir dokunuşla o sıcaklığı hisseder gibi oldu. Soruyu cevaplamak istiyordu, ama bir türlü kelimeleri bulamıyordu. Kendini zorladı. Gözleri bir an için boşluğa bakıyorken sıraladı.

"Ben..."

Dudaklarını birbirine bastırdığında, duyularını anlamaya çalışıyormuş gibi kaşlarını birbirine yaklaştırarak kırıştırdığı alnıyla odaklanmaya çalıştı. Ancak sonunda diyebildiği tek şey, "Emin değilim. Bir şeyler var ama, anlayamıyorum." oldu.

O esnada okşanan yanağında yumuşak bir tutumla hareketlenen parmaklar, kirpiklerini ağırlaştırmış gibiydi. Çocuk ona bu sefer kendi isteğiyle biraz daha yaklaştı.

"Düşün Jeon... Sence... Şu an sen..." dedi o ilahi tını. Ve ona biraz daha yaklaştı. Alnını biraz eğilerek küçüğün alnına dayadı.

"Peki ya şimdi..."

Ilık dudaklarını çocuğun yanağına hafifçe sürttü ve "Şimdi ne hissediyor olabilirsin?... Odaklan..." sesi boğuktu. Çocuğunsa o an göğsü yükselmişti.

"Ben..." boğazında bir gıcık var gibi hararetliydi, lakin çözemiyordu.

"Ben, seni..."

Ancak Bedenleri çok fazla yaklaştığında, ansızın onu ittirmişti Jeongguk, tıpkı bir rüyadan uyanmış gibi. Nefes nefeseydi.

Kendi gözleri, az önce kendi iradesiyle yaptığı şeye şaşırırken "Ben sana ne yap-, ahh hayır hayır." cümlesini düzeltti. "Asıl sen bana ne yapıyorsun böyle???" dediğinde, sesi beklediğinden daha yüksek ve endişeli geliyordu. Durmadı.

"Az önceki olan neydi? Bana ne yaptın Torong?"

Esmer, bir adım geri atarak ona mesafe tanıdı. "Sakin olmalısın küçüğüm. Sana zarar verecek hiçbir şey yapmam ben biliy-"

"Dur."

Ona doğru dur işareti yaparak kaldırdığı kendi ellerine şöyle bir baktı. Ancak gördüğünü sandığı bir tuhaflık, gözlerini birkaç kere kırpıştırdığında görüşü düzelmişti. Sorun yoktu.

İşte tam da o anda Jeon, şu an içinde bulundukları durumda belki de en olmayacak konuyu açmak üzereydi. Belki de bunu, bir şeylerden kaçmak için yapıyordu. Ona karşı hissettiklerimi Yüzleşmeye hazır değildi.

"Senin zaten bir kız arkadaşın var Torong. Benimle böyle olamazsın." dedi.

Bir hahlayış duyulduktan sonra Kim, yüzünü kendi avcuyla sıvazladı.

"Jeongguk, bir süredir tuhaf davranıyorsun ancak bu dediğin, içlerinde en gerçek ötesi tuhaf olanıydı."

Küçük, ellerini saçlarına atarak kendine gelmeye çalıştı.

"Neden gerçek ötesi olsun, banyondaki dildonun başka ne açıklaması olabilir ki?"

"Ne?"

Bir kahkaha duyulmuştu o an.

"Bu muydu sorun yani?" gülümsedi.

"Jeongguk bir kız arkadaşım olsa neden dildoya ihtiyacı olsun. Ayrıca ben-" Duraksadı.

Zamanlama olarak yanlış bir şey söyleyip beyaz tenliyi ürkütmek istemiyordu.

"Ben sadece... Seninle ilgileniyorum Jeonggukah... Başka biri yok. O gördüğün şey..."

Tepkisini ölçerek devam etti. "Benimdi."

Genç, duyduklarıyla dudaklarını birbirine bastırdı. Az önceki güzel anlarını çocukluk yaparak böldüğü için utanmış gibiyken, gözlerini kaçırdı.

"Üzgünüm ben, bir an kendime hakim olamadım ilk kez."

Kim, ellerini iki yana açtı.

"Buraya gel Jeon. Hissettiklerinle başa çıkmayı sana öğreteceğim. Sen sadece bana yaslan."

Ürkek bir adım attıktan sonra ikili göz göze geldi. Jeongguk o an kendini daha güçlü hissediyordu. Tek büyük bir adımda göğsüne yapışmıştı sıkıca.

"Neden böyleyim bilmiyorum. Kendimi bildim bileli bir şeylere inanmakta zorluk yaşıyorum. Ama bugünlerde iyice..."

Paranoyak olmuştu.

Tamamlanamayan hecelerine olan cevap başının sıvazlanması olduğunda, yavaş yavaş sakinleşiyordu.

"Endişe etme beyaz güzellik... 18. Yaş gününde dileğini yerine getirip, ruhunu iyileştireceğim senin...

***

Uzatmayacağım, MINDFUCK'ta Max 7-10 bölüme fiction'ın sonuna geleceğiz. Çünkü başladığım her fic'e yaptığım gibi bunun da finalini görmek istiyorum.

Artık beyin amcıklanmasının yavaş yavaş çözülmesi gerekiyor. Az kaldı. Teorilerinizi alalım mı dersiniz?? 😏

 Teorilerinizi alalım mı dersiniz?? 😏

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
MindFuck を Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin