Yirmi altı

1.4K 160 234
                                    



!Kaoslu bir bölüm!

İyi okumalar 💖

Felix

Otele adımlarken bu günün Jungkook denen adamın evindeki parti aklıma gelince adımlarımı yavaşlattım. Cidden ürkütücüydü.

Ne kadar yavaşlatsamda otele gelmiştim. Dün kendi evimize geçmiştik. Hyunjin çok daha iyiydi. Bende iyiydim. Bir kaç iğne vurulmuştum ve şu an turp gibiydim.

Otelden içeriye girip Max'e selam verip giyinme odasına geçip önlüğümü ve papyonumu çantama tıkıştırdım.

"Bay Yix seni bekliyor Felix.."

Max'in konuşması ile başımı sallayıp hızla odadan çıktım ve koridorun sonundaki Bay Yix'in kapısını tıklatıp içeriye girdim.

"Ah Hoş geldin Felix! Hemen şu arabayı al ve iki çalışan ile birlikte Jungkook beyin evine geç."

"Neden bu kadar erken gidiyorum?"

"Bay Jeon öyle istedi."

Başımı sallayıp anahtarı aldım ve kapıdan çıktım. İki çalışanı yanıma alıp kapıdan çıktım ve önümde çarptığım arabayı görünce gergince nefes aldım.

Kapıyı açıp koltuğa kendimi bıraktığımda diğer çocuklar da bindi.

Anahtarı kontağa takıp çalıştırdığımda yanımdaki iki çocuk arabaya ağzının suyunu akıtarak bakıyordu.

Göz devirip arabayı adrese sürdüm. 15 dakikalık bir yolun ardından büyük bir villanın önünde durunca dudaklarımdan kaçan ıslığa engel olamadım.

"Siktir be..."

"Adamlar hayat yaşıyor amınakoyim!"

Yanımdaki çocuk isyan ederek bunu söylediğinde güldüm ve omuzuna vurdum.

"Hadi çabuk olun."

~

"Felix acilen çatı katından tabakları getirmelisin."

"Hayır ya!"

Dudağımı büzüp Max'e bakarken mutfağa giren Bay Yix ile eski halime döndüm.

"Acele et Felix!"

Bay Yix'in sesi ile ayaklandım. Ve hızla mutfaktan çıkıp merdivenlere yöneldim.

En üst kata çıkıp kapıyı açtım ve içeriye girip kenarda duran cam tabakları elime almak için eğildiğim sırada kapı üstüme kapatıp kilitlendi.

Yerimden sıçrayıp arkamı döndüğüm de tekerlekli sandalyedeki Jimin'i görmeyi asla beklemiyordum.

"Jimin?"

Dudakları büzülüp ağlamaya başlayan çocuk ile kaşlarımı çatıp hızla yanına ilerledim ve diz çöktüm.

"Hey! Neden ağlıyorsun?"

"F..felix..."

"Ağlama lütfen... anlat bana neden ağlıyorsun?"

Dudak büzüp omuz silktiğinde güldüm ve elimi karnına koydum.

"Bu canını mı acıtıyor?"

Kaşlarını çatıp başını hızla iki yana salladı ve ellerini göbeğine sardı.

"O benim oğlum! Nasıl canımı acıtabilir ki?"

Gözlerim şaşkınlık ile büyürken ona baktım.
"Sen gerçekten hamile misin?"

Angel ~Hyunlix~ ✓ Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang