Angel ~Hyunlix~ ✓

Otuz üç

8k için teşekkür ederim ☺️

Ehem... fici bitirmeme çok az kaldı. Zaten bence konu bitince gereksiz uzatmak saçma aşklarım.

İyi okumalar 💖

Felix

"Hyunjin pasaportları aldın mı?" "Aldım Felix."
"Valizler hazır değil mi?" "Evet sevgilim."
"Taksi geldi mi?" "Felix sakin olur musun sevgilim? Jiminler götürecek ya bizi?"

Hyunjin rahatlamam için dudaklarımı öptüğünde ondan ayrılıp zorla gülümsedim. "Gerginim."
"Gergin olma, hiç bir aksilik olmayacak..."
Ona zorla tekrar gülümseyip elini tutup dışarıya çektim. "Hadi inelim yoksa Jimin şimdi çığlık atacak."

Merdivenlerden aşağıya inip üstüme ceketimi giydim. Kapıyı açıp havanın yüzüme çarpmasını sağladığımda karşımda bana sinirle bakan Jimin'e ufak bir gülümseme gönderdim.

"Geç kalıyorsunuz benim salak kardeşim." Omuz silkip botlarımı ayağıma geçirip karşımdaki bebeğe yürüyüp hızla kucağıma aldım. "Lix'im... bebeğim seni çok özleyeceğim." "Beni?"

Jimin'e dil çıkarıp Lix'in gülüşüne bir kaç öpücük bıraktığım da daha çok kahkaha atmıştı.

(Yazar burada bebek sevgisine engel olamıyor)

Bu haline kıkırdadığın sırada Hyunjin kucağımdan Lix'i almış ve kollarını ona sarmıştı. Lix oldum olası Hyunjin'den korkmuştu. Bu yüzden Hyunjin'i gördüğü gibi dudakları büzülmüştü.

Hyunjin tek parmağını kaldırıp Lix'e baktı. "Benim olanı öyle güzel kahkahalar ile kandıramazsın bebek lix! Duydun mu?" Lix dayanamayıp ağlamaya başladı. Ardından bize 'beni kurtarın' bakışları ile bakınmaya başladığında uzanıp kucağıma çektim.

"Hyunjin! Bebeğimi korkutmayı kes!" Lix, Jimin'in sesini duyunca ona dönmüş ve ellerini açmıştı. Jimin bu haline kıkırdamış ve kucağına çekmişti oğlunu. "Güzel oğlum? Korkuttu mu o şerefli amca seni." Hyunjin göz devirip beni kendine çekmişti.

"Geç kalıyorsunuz." Jimin bunu söylediğinde başımı salladım. "Hadi arabaya binin." Sonunda Jungkook geldiğinde dördümüz arabaya binmiştik.
Jungkook arabayı çalıştırdığında Jimin'in kucağından Lix'i almıştım.

Son son sevmeliydim öyle değil mi?

~

"Kardeşime dikkat et Hyunjin! Sapa sağlam istiyorum onu." Hyunjin göz devirerek başını salladı ve Jimin'e sarıldı. Bende Jungkook'a sarılıp kollarımı beline sardım.
"Jimin ve Lix aşkıma iyi bak." "Felix abartma iki hafta yoksunuz." Omuz silkip ince beline çimdik atıp geri çekildim.

O yalandan iki büklüm olurken göz devirip Jimin'e kollarımı sardım. "Lix'imin sürekli resimlerini at, arada görüntülü ara, tamam mı?" Başını sallayıp ayrıldığımızda yanaklarımı öpüp yanımızdaki korumadan Lix'i kucağına aldı.

"Görüşür dayısı!" El salladığında karşılıklı el sallayıp Hyunjin'in elini tuttum ve beraber pasaport kontrolünün yapıldığı alana geçtik.

Bir 15 dakikanın ardından uçağa binmiştik. "Sayın yolcularımız..." gerisini dinlemeyip sadece kemerimi bağladım. Hyunjin'e dönüp dudaklarına öpücük koydum. "Sabırsız olma sevgilim..." minik bir gülüş verip başımı omuzuna yasladım.

"Kaç saat sürecek sevgilim?" Hyunjin bilmem dercesine omuz silktiğinde kulağımı anonsa kabarttım. "Uçuş süresince kemerinizi çıkartmamanızı tavsiye ederiz.. uçuşumuz yaklaşık 13 saat sürecektik. İyi yolculuklar dileriz."