2.Bölüm: "Kurşun"

70.2K 4.3K 3.9K
                                    

#Ahmet Kaya - Yüreğim Kanıyor

#Kıraç - Sevgilim

Oy verdiysek başlayalım mı?🥰

Oy verdiysek başlayalım mı?🥰

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*

"Hoş geldin..." dediğimde dudaklarımı bilerek yukarıya doğru kıvırdım. Gözleri dudaklarıma düştüğünde, yılların acısını çıkarmak, gerçekliğini yüzüne vurmak istercesine konuştum. "Mirza abi."

Mirza abi...

Dudaklarımdan dökülen tek bir kelimeyle içim çayır cayır yandığında, içimin aksine dudaklarımın kıvrımını bozmadan gülmeye devam ettim.

Mirza'nın gözleri dudaklarımı aşıp, gözlerime tutunduğunda, kaşları derin bir şekilde çatıldı.

Başını belli belirsiz bir şekilde salladığında, sağ tarafına doğru kütletti. Şu durumda zaten ne yapabileceği, ne de diyebileceği bir şey yoktu.

"Oğlum... Yavrum..." Asiye teyze ağlayarak Mirza'ya sarılmaya çalışıyor ama Mirza gözlerini benden ayırmıyordu.

"Abi!" diye bağıran Dila da Mirza'nın üzerine atladığında, gözlerimi Mirza'nın gözlerinden ayırarak, kenarda duran annemin yanına geçtim.

Onun gözlerini hâlâ üzerimde hissedebiliyordum.

"Ben eve gidiyorum," dediğimde annem dolu dolu olmuş gözlerini bana çevirdi. Kendileri Mirza'yı çok severdi. Hatta çocuğu gibi severdi, o yüzden gözlerinin dolmasını normal buluyordum.

"Saçmalama kız," dedi annem. "Ne eve geçmesi? Dur durduğun yerde."

"Ne yapacağız burada?" dediğimde duraksadım. "Tamam, geldi işte. Bırak hasret gidersinler." Gözlerimi ona çevirmemek için zor tutuyordum.

Annem, "Mihran!" dediğinde onu sinirlendirdiğimin farkındaydım. Ama ben burada daha fazla kalamazdım.

Sanki... Sanki nefes alamıyor gibiydim. Bir zamanlar bana nefes olan gözleri, şimdi nefesimi kesiyordu.

Aradan geçen dakikaların ardından tüm komşular kısa bir 'hoş geldin' faslından sonra gittiklerinde, ben annemin zoruyla burada öylece kalmıştım.

Annem, "Biz de artık gidelim Asiye'm," dediğinde gözlerimi devirmemek için kendimi zor tuttum. Otuz yıllık eşine böyle Mehmet'im dememiştir be!

"Olmaz öyle şey," dediğinde Asiye teyze, kaşlarım çatıldı. "Bugün bizdesiniz ahiretliğim gitmek falan yok."

Bahçeden salona geçmiştik. Ve hepsi koltuklarda otururken, ben bir an önce gitmek istercesine kapının önünde dikiliyordum.

VİSALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin