[1: "Jeon Jungkook."]

30.8K 2.4K 4K
                                    

Selamlar.

Kisa yapmaya bayildigim ilk bolumlerimden 1isi ile sizinleyim, giris gibi dusunebiliriz galiba.

Cok kisa oldu hic yayimlayasim yok ama bu ficin bolumleri zaten oyle 6-7k olmayacagi icin 1 sey diyemiyorum...

(kisaca 1 needy performansi beklemeyin yani amk)

Bu arada bu ficteki looklarina eriyorum su anda aglicam cok guzeller KAOSHWHSISHSMD

neyse cok uzatmayayim

Ne kadar cok yorum o kadar hizli bolumler hadi bakalim

İyi okumalar

Miyav

İçimdeydi.

Tıpkı olması için yalvardığım, bacaklarımı birbirine bastırdığım gibi içimdeydi. Öyle ki vuruşlarını her zerremde hissediyordum. Beni, ben olmaktan, hatta insan olmaktan çıkartan bu vuruşlar en derinlerime yapılırken ben ise ağlıyordum yine. Sızlana sızlana, bütün bedenimi kıvırıp bir yandan geri çekilmeye çalışırken hıçkırarak ağlıyordum.

Kollarım bacaklarımın arasında hakimiyet kuran bedenin boynuna sarıldı, saçlarına ulaştım, sarı tutamlarına tutunup çekiştirdiğimde yeşil gözleri gözlerime kilitlendi. O anda kesildi işte nefesim, ölümüme atıldığımı bile bile dudaklarına uzandım. Mahvoldum, ısırışlarım yüzünden kıpkırmızı olmuş dudakları bana beni ateşimden daha yüksek bir ateşle geri yanıt verdiğinde kendimi kaybetmiştim.

Dili ağzımın içine doğru kaydığında ise gözlerim bir anda açılmış, boşlukta düşüyormuş hissi bedenime doluştuğu için aniden irkilerek yatağımda doğrulmuştım. Nefes nefes oluşum bir yana, bacaklarım arasındaki ıslaklığı hissedişim girişimin sızlamasına neden oluyordu.

Burnumu çekerek zaten gece hareket ettiğim sırada ayak ucuma iteklediğim çarşafım sayesinde rahatça yataktan kalkmıştım. Gözüm kararmış olsa bile umursamadan dolabıma ilerlemiştim ezbere bildiğim yoldan.

Başımın dönüyor olması bile beni etkilemiyordu. Dudaklarımdan sessiz çıkması için kendimi kastığım hıçkırıklarım firar ediyor, bacaklarım beni taşımayacakmış gibi titriyordu. Zorlukla tutundum dolabımın kulpuna. Sonrasında kapağı açmış, içeriden eşofmanlarımdan rastgele bir tanesini çekerek almıştım. Sonrasında bayılmamayı deneyerek aşağı çöktüm. İç çamaşırımı da alıp kendimi zorlukla yatağıma attığımda, karnım hâlâ sertçe kasılıyordu.

Biliyordum.

Bu istediğim şeyin etik açıdan pekte doğru olmadığını biliyordum. Lalisa'nın bunu öğrendiğinde üzüleceğini de tahmin ediyordum tabii. Ancak bu elimde değildi, istemiyordum, kaçıyor, sallanıyordum ama bir şekilde beni buluyordu. Gözyaşlarım oluyor, beni daha önce hiç olmadığı kadar hassaslaştırıyordu.

İç çektim, titrek nefesim göğsümü de kendisi gibi titretirken iç çamaşırımı belime çekmiştim. Kahvaltıda Lalisa'nın evine gidip onun yüzüne bakacağım gerçeğinden kaçmak istiyordum. Birkaç saat sonra rüyalarımda içine davet ettiğim, en büyük sırrına sesini gizlediğim adamla yüz yüze gelecektim.

Jeon Jungkook, en yakın arkadaşımın abisi olmakla birlikte ablamın arkadaş grubundaydı. Dahası ailelerimiz dosttu ve bu yüzden birlikte büyümüştük bile denebilirdi. Ben ise küçükken bile dibinden ayrılmadığım bu adama karşı on yedi yaşımın sonlarından, on sekizimin başlarından beri tarif edilemez bir cinsel açlık besliyordum.

FANTASMEWhere stories live. Discover now