19-Ağır Halüsinasyon

106 74 15
                                    

Aritmi

19.bölüm

...



Bazen duygular gibi anılar da buğulaşabiliyor. Göz kapaklarımıza ardı ardına inen perdeler görüş alanımızı kapatana dek, gördüklerimizden; acıların yer edindiği yüreğimiz ağır ağır hissizleşene dek, duygularımızdan oluyoruz. Öyle bir his ki, anıların zihninizin içinde ağır ağır silikleşmesi ve yok olmaya yüz tutması, rafında tozlanmış kitapları andırır size. Öylesine yalnız ve unutulmaya hazır.

Ali'ye ait bir bir tüm anılar zihnimden uçup gitmişti zaman denen illetin varlığıyla. Git gide garip bir çıplaklık hissediyordum ruhumda. Bunun sebebi geçmişin silinmeye yüz tutuşu elbette. Ama bu silinme yerini başka yaşantılarla doldurmadıkça ruhum hep bir boşlukta gibi hissedecek. Biliyorum, unutulmuş anıların yerini yaşanacak bir çok anı yer almalı. Peki ya hem unutmak hem de yaşamak istemiyorsak?

Boşluğa düşmek tam bir felaket.
Hislerinden bir bir kurtuluyorsun.
Hiçbir duygu öylesine acıtmıyor artık canını.
Hiçbir düşünce beynini kemirip durmuyor.

Ama yalnızlık...
Git gide silinen anıları belleğine geri çağırıyor.
Kendinle baş başa kalmanın en kötü yanı bu.
Zihninin artık sana göremediklerini ve hayalini kurduğun görüntüleri gözlerine bir perde misali indiriyor. Gerçeklikten soyutlaşma evresi de belki de kötüye giden en büyük işaret...

Zihnimin içinde defalarca gelip giden Ali'nin heybetli vücudu, düz kısa saçları, kirli sakalları artık zihnimde değildi, karşımdaydı sanki. Yoksa ben tıpkı ilk sene gibi her gördüğüm insanı o mu zannediyordum bilmiyordum. Bu bana gözlerimin bir oyunu muydu? Evet, bu olamazdı. Çünkü daha zayıf bir vücuttu karşımdaki. Alinin heybetli vücudunu, koca gövdesini, geniş omuzlarını yansıtmıyordu gözlerim. Peki ya kimdi karşımdaki siyahlara bürünmüş şapkalı adam? Kalbim hızla göğsümü tekmeliyordu. Çığlığım alışılmışın dışında gelişmiş ve Zeynep'i odama getirmişti. Zeynep'in gelişi ile gözlerim halen pencere camının ardındaki karartıdaydı ve eğer bir hanisünasyon değilse Zeynep'in de görmüş olması lazımdı. Değil mi? Karartı aniden gerileyerek hızla gözden kaybolduğunda bakışlarım Zeynep'in de korkulu bakışlarıyla buluştu. Kulaklarımda atan kalbimin sesinden kendi sesimi duyurmaya çalıştım.

"G... Gördün mü? Gördün, gördün değil mi? Sen de gördün değil mi?" Bir yanım gördüklerimin bir göz yanılması olmasını istiyor, bir yanım gerçek olsun, delirmiş olmayayım lütfen diye yalvarıyordu tanrıya.

Zeynep önce kocaman bir yutkunup hafif havada olan ellerini açarak "Sakin ol, tamam mı? Bekle!" diyerek balkona koştu. Odamdan hızla çıkan bedeninin ardında bu sefer onun silueti balkonda görünmeye başlamıştı. Turuncu saçları belli ediyordu kendini. Her ne kadar soğuk hava etkisiyle içerideki ısı sayesinde camda buharlaşma olmuşsa da kabataslak bakıldığında kim olduğu anlaşılıyordu. Ellerini balkon trabzanlarına koymuş aşağılara ve yan taraflara bakıyordu. Yerime çivilenmiş gibiyken sonunda kendime gelip birkaç adım atabildim. Bacaklarımın istikameti girişteki oturma odasına doğru olurken zihnimin istikameti adeta bir uçurumdu...

Salonda bulduğum tekli koltuğa kuş gibi hafif bedenimi bıraktığımda kalbimin atışları azalmaya başlamıştı. Böyle hızla başlar yavaş yavaş azalırdı hep.

Zeynep balkon kapısını kapatıp karşımdaki sehpaya oturduğunda korkuyla bana baktı. "İyi misin?" bilmem, iyi miydim?

"Benimki de soru mu ya? Tabii korktun sen de." konuşmadığımda devam etti. "Koştum ama göremedim hiçbir şey. Örümcek adam gibi tırmanmış resmen. Bir günde iki hırsıza denk gelmek de ne kadar tesadüf acaba?" Kendi kendine konuşmaya başladığında bana tekrar dikkat kesildi.

"Manar?"

"Hı?"

"Ben... " Çalınan kapı ziliyle dikkatimiz dağılmış ve ikimizin de kafası kapıya yönelmişti. "Açayım mı?" diye izin istediğinde kafamı salladım. Derin bir nefes aldım içime. Tanrım, yoruldum...

Adar'ın sesi kulaklarımı doldururken koltuğumdan kalkıp kapıya baktım. İçeri giren Adar ve Özgür dışındaki 3 kız yaşadığım şoktan beni sıyırmış adeta sinir etmişti. Onların evimde ne işi vardı?

"Noldu?"

"İyi misiniz?" diyerek sorusunu Zeynep'e yöneltmişti Özgür. Bense Adar'ın sorunu duymazdan gelecektim. Ama aynı performansı Zeynep'ten de beklemiyordum ne yazık ki.

"İyi gibi mi görünüyoruz?"

"Bu sinir niye anlamadım?" Zıtlaşmanızın vaktiydi sanki diyerek içimden geçirdim. Ayrıca sinirlenmekte de haklı sayılırız. Az önce gerçek bir tehlikenin kollarındaydık.

"Siz aşağıda keyif çatarken biz burda canımızdan oluyorduk Özgür Bey. Neyse, sinirim size değil. İstediğinizi de yapabilirsiniz yani, karışma lüksümüz yok elbette" diyerek iğneleyici bir tavırla bakmayı sürdürdü. Özgür'e karşı hislerini bu kadar belli etmemeliydi.

Adar "Bir sakin olur musunuz? Noldu burda? Biz çığlık sesini duyduğumuz gibi geldik" bakışları üzerimden ayrılmazken aramızda güçlü bir çekimin ve gözle görünecek cinsten bir enerjinin olduğuna o an yemin edebilirdim.

"Öncelikle evimde yabancı insanlar istemiyorum.""

Soğuk bakışlarım ve soğuk cümlem salondaki herkesin ürpermesine neden olacak cinstendi. Leyla diye kendini tanıtan yürüyen parfüm ve ona benzeyen diğer iki kız bana sinirle baktığında asla geri çekilmedim.

"Bu ikinci konuşmamız ve sen yine kendini beğenmiş tavrınla ne kadar itici durduğunu bilmiyorsun." Leyla'nın sözleri beynimi zonklatırken kendimi zor tutuyordum. Onun ve onun gibilerinin ağzını yüzünü dağıtma isteğiyle yanıp tutuşuyordum resmen.

"Sana gayet doğru bir söz söyledi bence. Fazlalık olduğunu kabul et canım," diyerek söze atıldığında Zeynep'e içimden gülmek istemiştim. Uzun zamandır birinin benim arkamda duruşunu beni savunuşunu görmemiştim.

"Asıl fazlalıkların kim olduğu belliydi, bu numaralarınızla rahatımızı bozdunuz ama bu seferlik biz gidelim de büyüklük bizde kalsın."

Hafif sırıtan bir ses çıkardığımda herkesin dikkati üzerime çekilmişti. Bu kızdan iğreniyordum ve bir saniye bile tolerans göstermeyecektim. "Kapı şu tarafta" diyerek kapıyı gösterdiğimde sırayla ayaklarını yere basa basa gitmişlerdi. Zeynep hızla arkalarından koşup kapıyı çarparak kapatmış ve yanımıza dönmüştü. Sanırım şu an kadro tamamdı. Ne kadrosu bilmiyorum ama içimden bir ses şu an oturma salonumdaki bu 3 kişinin en yakınlarım olacağını söylüyordu.

"Ee anlatacak mısınız artık?" Adarın sorusuyla Zeynep ağzını açmıştı bile. Ve inanın bana Zeynep'in ağzı bir açıldı mı çabuk çabuk kapanmazdı dostlarım...

...






Aslında burda bitirmeyecektim ama ne ara bu kadar yazdım bilmiyorum 😅

Ya karakterler nasıl ama, anlatın bana. Favoriniz kim(:


Adar

Manar

Zeynep

Özgür

Ali'yi de bırakalım:)


ARİTMİ Where stories live. Discover now