-11-

741 61 3
                                    

Bütün önemli eşyaları toplamış yola çıkmaya hazırlanıyorduk. Jungkookun burada işi bitmişti ve ülkenin asıl sarayına, annesinin ve babasının yanına gidiyorduk.

Güney ve kuzey taraflarında olan bu şatolar birkaç aylık yaşanmak, daha doğrusu onların deyimi ile kaçamak yapmak için gelinen yerdi.

Ülkenin asıl sarayına yola koyulmuş giderken yolu izliyordum. Şehrin ortasında olan saraya 2 saatlik yolumuz vardı.

Jisoo ve Namjoon da yola çıkmış olmaları gerekiyor. At arabasının arkasında yolu seyrederken gözüme jungkook takıldı. Elindeki yeni kitabını okuyordu ve adını bile bilmiyordum. Birkaç satırını okumaya çalışırken çat diye kitabı kapattı.

Korkudan yerimde zıpladığım da saatine bakarak söze girdi.

"orası biraz farklı lisa.. Kadılar..cariyeler..hizmetliler..orada binlerce kişi olacak"

Onu dinlemeye devam ederken sarayda kitty in de olacağını söyledi.
Kafam direk ona doğru döndüğün de kocaman gözlerimle ona bakıyordum.

"ne demek kitty de orada?"

Omuz silkerek kitabını okumaya devam etti. Kittyin davranışlarını görmezden mi geliyordu yoksa gerçekten mi anlamıyordu bilmiyorum.

2 saat sonra sarayın bahçesine girmiştik. Yolun kenarları çiçeklerle kaplanmış girişte kocaman bir gölet vardı. Ördeklerin seslerini burdan bile duyarken ağzım açık bakıyordum.

Sandığımdan daha büyüktü ve ön bahçe bu kadar büyükse arka bahçeyi hayal bile edemiyorum. Arabadan indiğimiz de bizi annesi karşıladı ve yanında birkaç kadın vardı. Hepsi güzel giyimli özenli hatunlardı.

İçeri girdiğimiz de namjoon ve jisooyu gördüm. Onlarda artık burada olacaklardı ve bu koskocaman yerde yalnız kalmayacaktım.

Annesi "kadınlar prenseslere odalarına kadar eşlik edin" dediğin de onu takip ediyorduk. Mermer basamaklardan çıkarken uzun ve geniş koridorlarda ki büyük çerçeveler, vazolar ve işlemeler gözümü alıyordu.

Koridorun sonunda büyük bir kapının önüne geldiğimiz de içeriden müzik sesleri geliyor kadınların gülüşmeleri duyuluyordu.

Kapıyı yarım açarak içeriye girdik. Havluyu göğsümden bağladığım da oturan kadınların hepsi kalkarak önümüzde eğildiler.

"prensesim, buyurun"

İçeride kocaman bir sıcak su küveti vardı. Altından işlemeler Burda bile kendini gösterirken sıcak suya kendimi bıraktım.

Jisoo köşede ki meyveleri yerken yanımıza iki kadın geldi. Eğilerek isimlerini söylediler.

"minnie ve yeri, sizinle biz ilgileneceğiz efendim"

Güzelce temizlendikten sonra getirilen yeni elbiseyi üzerime giyerek hamamdan çıktım. Saatin kaç olduğundan bile haberim yokken odamızı arıyordum.

Şans eseri jimin ile karşılaştığım da "jungkooku gördün mü?" diye sordum.

"az önce odasına girdi."
"hangi oda?"
"soldaki"

Teşekkür edip yanından ayrıldım. 2 kapı vardı sol tarafta. Hangisi olduğunu bilmiyordum. Etrafa baktığım da ise yardımcı arıyordum. Birinci kapıya vurduğum da ses gelmemişti. 2.kapıya vurduğum da ise yine ses yoktu.

Aynı anda 2 kapıyı açtığım da kafamı sokmuş içeriye bakarken gelen sesle hızla arkamı döndüm. Arkamda kitty vardı.

"ilk günden oda mı gözetliyorsun?"
"jungkooku arıyordum"
"aaa az önce şarap mahzenine indi."

☯Princess Lisa☯ - Liskook Where stories live. Discover now