25

369 49 37
                                    

Oy vermeyi ve fikirlerinizi belirtmeyi unutmayin :3

Oy vermeyi ve fikirlerinizi belirtmeyi unutmayin :3

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"K-kimse."
"Söyle bana."
"K-korkuyorum."

Zhan Yibo'nun gözüne gelen saçlarını kulağının arkasına yerleştirdi. "Benim yanımda bile mi?"
Yutkundu. "O yaptı."
"Kim?''
"B-babam!"
"Neden?"

"İyiye yardım ettiğim için! Saatlerce sırtıma tahta ile vurmuştu! Eğer bir daha birisine yardım edersem bana 500 kez daha vuracağını söyledi!" Ağlamaya başladı.

Afferin Zhan tam zamanıydı.

Zhan Yibo'nun başından tuttu ve omzuna yasladı. Yibo ellerini Zhan'ın beline sardı.

Zar zor olsada konuştu. "B-ben bunları hak edecek ne yaptım? İ-iyi birisi olmak s-suç mu?" Zhan saçlarını okşadı. "Hayır Yibo. Sen her zaman iyi ol. Nasıl kötülüğün cezası varsa iyiliğinde ödülü vardır."

Daha fazla ağlamaya başladı.

Yibo ağladığında Zhan dahada üzülüyordu. Onun hıçkırıklarını duydukça kalbine yük çöküyordu.

"Sorun değil Yibo. Sorun değil." Zhan Yibo'nun başını çekti ve yüzünü ellerinin arasına aldı. "O artık burada değil tamam mı? Ben her zaman seni koruyacağım." Göz yaşlarını sildi.

Zhan'ın aklına bu odaya asıl gelme sebebi aklına geldi. "Neyse ki seni sevindirebilecek bir haberim var." Yibo burnunu çekip Zhan'ın gözlerine merakla baktı.

"1 ay sonra buradan çıkacaksın." Yibo'nun gözleri parıldadı. "N-nasıl?"
"Rol yapacağız."
"Ha?"
"Sen hastalığın kalmamış gibi davranacaksın. Bende sana teşhisi koyacağım." Yibo kaşlarını çattı. "Bay Xiao Zhan bu bir suç?! Eğer beni buradan yalan teşhis ile çıkarırsanız başınız derde girer!"
"Biliyor musun bu hiç umrumda değil."
"Bay-"
"Yoksa burdan çıkmak istemiyor musun?"

Başını iki yana salladı.

"Buradan çıkarsam nereye gideceğim?"
"Hmm... benim evime gelmek istemez misin?"
"S-sizin eviniz?"
"Hmhm." Yibo şaşırmış bir şekilde sessiz kaldı.

"Bunu evet olarak sayıyorum. Başka bir şey yoksa çıkmak zorundayım." Yibo başı ile onayladı.

Zhan odadan çıkarken Yibo bileğinden yakaladı. "Bay Xiao Zhan bir sorum var!"
"Hmm?" Bileğini bıraktı ve başını yere eğdi.

"B-biz neyiz?" Zhan düşündü. "Hasta doktor?" Hızlıca başını kaldırıp baktı. Yibo'nun kalbi kırılmıştı. Kötü hissediyordu.

"A-ama ben sizi seviyorum..." Zhan güldü. "Yibo şuan hastanedeyiz eh doğal olarak hasta ve doktor oluyoruz. Onun haricinde bende seni seviyorum."

Birbirlerine gülümsediler ve Zhan odadan çıktı.

Bu sevgili olduklarının anlamına mı geliyordu?

Yibo etrafına baktı. Yatağa oturdu ve buradan çıkışını düşündü.

Başını yana çevirdi ve yanında oturan annesine baktı. "Eğer buradan ayrılırsam sendende ayrılmış olacak mıyım anne?" Annesi gülümsedi ve başını okşadı.

"Saçmalama Yibo. Ben senin her zaman yanında olacağım. Sadece beni düşle yeter." Yibo gülümsedi. "Ya o?" Ayakta duran yatağa kanlar damlatan canavarı gösterdi.

Annesine geri döndüğünde çoktan kaybolmuştu. Canavara baktığında oda gitmişti ama yataktaki kan izleri hâlâ duruyordu.

Dokundu ve parmaklarını birbirine sürttü. "Ne zaman beni rahat bırakacaksın Bay Canavar?" Zihninde kendi sesi yankılandı. "Sen öldüğünde rahat bırakacak! Hiçbir zaman huzurlu yaşamayacaksın! Doktor ve sen en sonunda öleceksiniz!" Gülmeye başladı.

Kulaklarını ve gözlerini sıkıca kapattı. "Seni dinlemiyorum beni yalnız bırak!" Gülme sesleri daha fazla artınca dayanamayıp ayağa kalktı ve masadan ilaçlarını alıp eline döktü.

Suyu eline aldı ve hepsini ağzına atıp yuttu. Bilincine yenilip yere düştü.

----
son sahnede sakinlestiriciyi fazla aldigi icin bilincine yenildii

gece okuyanlara iyi geceler sabah okuyanlara gunaydin oglen okuyanlara tunaydin aksam uzeri okuyanlara iyi aksamlar 💐💐💐💐

sizleri seviyorum citirlar kendinize iyi bakin<3

cafuné // yizhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin