4

565 78 53
                                    

Oy vermeyi unutmayin :3

Oy vermeyi unutmayin :3

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Zhan odaya daldı. Yiboyu tutup yatakta oturur bir şekle getirdi.

"Yibo sakin ol!" Yibo hâlâ aynı şekildeydi. "Yibo beni duyuyor musun Yibo!"

Zhan'ın ne yapacağı aklına gelmedi. Eli ayağına dolaştı. Yibo çok kötü bir durumdaydı. Kalbi hızla atıyordu ve bu hiç iyi bir şey değildi. "Yibo lütfen sakin ol."
"Ahhh ne yapmam gerekiyor ne yapmam gerekiyor."

Hemşirelerin hiçbiri gelmemişti.

Zhan aniden Yiboyu kendine çekip sarıldı. Saçlarını okşadı. "Lütfen sakin ol..."

Yibo sakinleşmeye başlamıştı. Kalbinin ritmi normalleşti. Yibo ellerini Zhan'ın beline sarıp başını omzuna yasladı.

En büyük ilaç sevgidir.

"Korkuyorum Bay Xiao Zhan. Bana yardım edin..."
"Neyden korkuyorsun Yibo. Bana söylemelisin ki yardımcı olabileyim." Yibo yutkundu ve ağlamaya başladı. "Beni rahat b-bırakmıyorlar Bay Xiao Zhan."

"Kim bırakmıyor Yibo neden böyle şifreli konuşuyorsun?" Zhan onun için gerçekten endişeleniyordu.

"Onlar..."

Zhan çekildi. Ellerini Yibo'nun yüzüne koyup göz yaşlarını sildi. "Ben buradayken kimse sana bir şey yapamaz Yibo, bunu unutma."

"Sadece uykuya devam et eğer bir şey olursa yine geleceğim." Yibo onayladı ve yatağa yattı.

Zhan odadan çıkıp odasına doğru ilerledi.

Zhan çok sinirliydi. Bir hemşire gelip Yiboya sakinleştirici iğne yapması gerekirdi. Ama hiçbir tane hemşire gelmemişti.

"Aptal hemşireler bu sizin göreviniz. Ben her gece burada olmayacağım ki."

Masaya oturdu sandalyeye yaslanıp uykuya daldı.

Sabah Ying Xia sayesinde uyanmıştı.

"ZHAAAAAAAN!" Yerinden sıçradı. "AAHHH XIA DÜŞMAN BÖYLE UYANDIRILMAZ!"
"Özür dilerim..."
"Ne oldu neden odamdasın?" Xia masanın karşısına oturdu.

"Dün geceki görüntüler elime geçti ve sanırım Yibo bir tür nöbet geçirmiş."
"Nasıl bir nöbet bu?"
"Zhan... Yibo'nun durumu çok ağır ve ciddi. Onu bu nöbetler öldürebilir. Hemde belkide dün gece yanına gelmeseydin şuan nefes alıyor bile olamazdı."
"Aman Tanrım..."

"Geçirdiği nöbet çok korkunç bir nöbet. Astral seyahat gibi. Başka bir boyutta hayali varlıklar görüyor ve bu varlıklar onun bedenini ele geçirmeye çalışıyor. Yibo orada savaşıyor. Ama eğer savaşı kaybederse veya uyandıralamazsa Yibo ölebilir." Zhan yutkundu. Böyle bir şeyi ilk defa duyuyordu.

"Peki bunun bir tedavisi falan var mı?"
"Tedavi değil ama ilacı var ve oldukça pahalılar."
"Ne kadarlar?"
"4 büyük ilaç hepsi toplamda 4,500 yuan." (5,400 lira)

"Eğer bu ilaçları içmezse?"
"Bu savaşa devam eder ve bu oldukça riskli." Zhan o ilaçları Yiboya almayı düşündü.

"Zhan düşündüğümü düşünmüyorsun umarım?"
"Evet. Onu düşünüyorum Xia."
"Ne sen kafayı mı yedin Zhan! Çok pahalılar ve tanımadığın bir hastaya bu kadar para mı vereceksin. Ne zamandan beri bu kadar yakınlaştınız?!"
"Xia ben bir doktorum. Bir hastam ölüm döşeğinde ise onu orada yalnız bırakamam."

"Zhan ilaçlar çok pahalı kendini düşün biraz hep başka insanları düşünüyorsun!"
"Xia bu benim param senin paran değil istediğimi yaparım!" Xia elini kendi yüzüne vurdu. "Sen gerçekten çıldırmışsın Zhan."

Zhan bunu göze alamazdı. Ne kadar pahalı olursa olsun o ilaçları almalıydı.

"Xia anlamıyorsun. Burada onu uyandırabilecek hiç kimse yok. Aptal hemşireler dün ona yardıma gelmedi. Kim bilir ben mesaide olmadığımda neler olacak!?"
"O hemşirelerin hatası." Zhan masaya vurup ayağa kalktı. "HEMŞİRELERİN HATASI DİYE YİBOYU ÖLDÜRECEK MİYİZ?"

"Zhan öyle bir şey demedim. Sakin ol."
"O ilaçları alacağım kimse bana karşı çıkamaz."
"Tamam Zhan. Ne yaparsan yap."
"İlaçların adlarını ver."
"Sen ciddisin..."
"Yok şaka yapıyorum Xia. Ver çabuk!"

Not kağıdında ilaçların isimleri yazıyordu. "Sağol."

Xia göz devirip kafasını salladı ve odadan çıktı. "Zhon oloçlor çok poholo hop bosko onsonloro dosonoyorson boroz kondono doson."

"En önemlisi bu para benim iki aylık maaşım. İki ay nasıl dayanacak. Her gün mesaiye mi kalmalıyım. Yoksa iki ay burada mı yaşamalıyım. Veya Yiboyu mu kaçırmalıyım?" Zhan kendine tokat attı. "Abartma Zhan."

Zhan bilgisayara döndüğünde Yibo üstünü değiştiriyordu. Sırtı kameraya dönüktü.

Zhan kamerayı Yibo'nun sırtına yakınlaştırdı. "Bunlarda ne?" Yibo'nun sırtında bir sürü sopa izi vardı. "Babasından kalma mı?"

Yibo üstüne hemen beyaz bir tişört geçirdi.

Zhan'ın aklı yine iki ay'a gitti. Ne yapacaktı. Buradaki hemşirelere veya mesaiye kalacak doktorlara güvenmeli miydi?

----
bolumler ne kadar cabuk bitiyor ama masallah 600 kelime yaziyorum neyse umarim bu bolumede beyenmissinizdir iyi gecelerrr (◍•ᴗ•◍)♡*。

birde birde eger yazim hatalari gorurseniz onlsri hor gorun cunku q klavyedeyim ve hizli yazmaya calisiyorum tesekkurlerrrr :33


cafuné // yizhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin