2

745 82 71
                                    

Oy vermeyi unutmayin :3

"Yibo ben gerçekten bilmiyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Yibo ben gerçekten bilmiyorum. Bak ne diyeceğim." Zhan yatağa Yibo'nun yanına oturdu.

"Bunların hepsi geçmişte oldu değil mi? Yanlışsam düzelt." Başıyla onayladı. "O zaman neden hepsini unutmuyorsun."

"Bay Xiao Zhan... bende unutmak çok isterim. Ama bunların o kadar kolay unutulacak şeyler olduğunu düşünmüyorum." Yibo haklıydı bunca yıl babasından şiddet görmüştü. Zhan'da bunları yaşasaydı unutamazdı diye düşündü.

"Hmm haklısın Yibo. O zaman unutmak demeyelimde bir süre bunları düşünme."  İç çekti. "Tamam Bay Xiao Zhan sizin için deneyeceğim. Teşekkür ederim."

Zhan gözlerini kısarak gülümsedi Yibo'da gülümsedi.

Yataktan kalktı. "Şimdilik gitmem gerekiyor Yibo. Sen biraz dinlen sonra ben tekrar yanına geleceğim."

"Bay Xiao Zhan bekleyin. Sizden bir şey isteyeceğim. "Önlüğünü düzeltti. "Tabiki Yibo dinliyorum?"

"Burası çok korkunç. Bu insanlar beni çok rahatsız ediyor. Beni başka bir odaya alabilir misiniz...?"

Zhan düşündü. Yibo haklıydı. Buradaki insanlar Yiboya göre dahada deliydi. Yibo aslında deliye bile benzemiyordu. Gayet sakin ve kibar birisiydi.

"Tamam Yibo bunu düşüneceğim."
"Teşekkürler Bay Xiao Zhan." Cama döndü.

Zhan ellerini önlüğünün cebine soktu ve odadan çıktı.

Ying Xia hemen Zhan'ın yanına geldi. "Nasıl geçti Zhan?" Beraber ilerlemeye başladılar. "Aslında burada olmasına pek anlam veremedim. Gayet saygılı ve kibar. Neden burada?"

Xia kafasını kaşıdı. "Şey dosyasında yazıyor olmalı. Odana gidip bakmalısın."

"Öyle yapacağım zaten."

Zhan odasının önüne geldiğinde durdu. "Xia senden bir şey rica edeceğim."
"Hmm?"
"Yiboyu özel bir odaya almanı rica ediyorum. Oradaki hastaların onu rahatsız ettiğini söyledi." Xia güldü.
"Nerede olduğunu zannediyor? Otel mi? Paşama bak. Hahaha."

Zhan sinirli bir şekilde ona baktı ve Xia yüzünü somuttu. "A-ah ta-tamam tamam bana bir kere şöyle bakmasan ölürsün zaten değil mi Zhan?!"

"Sağol gidebilirsin."

Zhan odaya girdi ve masaya oturdu. Dosyayı incelemek için can atıyordu.

Kollarını masya koyup dosyayı açtı.

Yibo hakkında her şey yazıyordu. Sayfaları çevirdi karıştırdı. En sonunda bu hastaneye neden geldiğini buldu.

Histriyonik Kişilik Bozukluğu

Bu bozukluğu olan insanlar sığdır ve sürekli olarak duygusal hale bürünürler. Genellikle çok dramatik, çocukça ve aşırı duygusal tavırlar sergilerler.

Bir takım halisüninasyonlar ve sesler duyduğuda gözlenmiştir.

Zhan kaşlarını çattı. "Bu şizofreni belirtilerine girmiyor mu?"

Önlüğünün cebinden telefonunu çıkardı ve Xia'yı aradı.

"Xia dosyada bir takım halisüninasyonlar ve sesler duyguduğu gözlemlenmiştir yazıyor ama şizofreni teşhisi koyulmamış?"
"Zhan çünkü şizofreni değil. Bizde buna şaşırdık. Şizofreniler kendilerine bakım yapmazlar, saygısız olurlar ve korkunç hareketler sergilerler. Ama Yibo çok bakımlı ve saygılı."

"Bu nasıl mümkün olabilir bana söyler misin? Hiçbir insanda görülebilecek bir şey değil bu."

Xia boş bir iç çekti.

"Zhan."

"Efendim?"

"Ben Allah mıyım? NERDEN BİLEBİLİRİM."

"Aptal!"

"Ya ben ne yaptım şimdi ya."
"Yiboyu ayrı bir odaya aldınız mı?"
"Evet aldık. Aynı kattaki koridorun en sonundaki oda."
"Tamam sağol."
"Aah Zhan neredeyse unutacaktım. Yibo senin onun yanında olmasını istemişti."
"Ha?"
"Duydun işte seni istedi. Ayrıca Yibo senin hastan ilaç saatlerini unutmamalısın." Zhan elini yüzüne vurdu.

"Xia."

"Efendim?"

"Ben bir doktorum."

"Biliyorum."

"Tamam." Telefonu kapattı.

Hâlâ şaşkındı böyle bir hasta ile ilk defa karşılaşıyordu.

Bir kaç saat sonunda diğer hastaları ile ilgilendikten sonra Yibo'nun ilaç saatinin yaklaştığını hatırladı. Odasından çıkıp onun odasına doğru ilerledi.

Kapıyı tıklattı ve içeri girdi. "Ah Yibo buradasın."

Doğal olarak.

Kapıyı kapatıp masada oturan Yibo'nun karşısına geçip oturdu.

"Seni tekrar gördüğüme sevindim Yibo." Kafasını salladı.

Karakalem ile bir şeyler karalıyordu. "Hmm Yibo resim yapmayı seviyor musun?" Başı ile onayladı.

"Ne çizdiğini göstermek ister misin?" Karalamayı durdurup kağıdı kendine doğru çekti. "Daha bitirmedim Bay Xiao Zhan. Bitirdiğimde size göstereceğim. Eminim çok beğeneceksiniz."

"Umm peki." Yibo'nun elleri kalemden dolayı sipsiyah olmuştu. "Yibo ellerin çok kirlenmiş."

Kendi cebinden ıslak mendil çıkardı. Yibo ellerini uzattı. "Benim silmemi mi istiyorsun?" Başı ile onayladı.

Zhan Yibo'nun elini tutup sildi. Daha sonra odada çöp kutusu olmadığından dolayı cebine koydu.

"Evet Yibo ilaç saatin geldi. Bunları içmelisin."
"Bay Xiao Zhan ben neden buradayım? Buradan çıkmak istiyorum. Bu dört duvar beni sanki boğuyormuş gibi hissettiriyor." Zhan kafasını kaşıdı. Gerçekten ne söyleyeceğini bilmiyordu.

"Ahh Yibo aslında burada birazcık benimle kalıcaksın. Yoksa benden memnun değil misin?" Yibo hemen lafa atladı. "Hayır Bay Xiao Zhan burada sizinle olduğum için çok mutluyum." Gülümsedi. Zhan'da gülümsedi.

"Peki bakalım. Bunları içersen eğer buradan daha çabuk çıkabilirsin."

Hapları uzattı.

----
bu bolum cok uzun oldu daha yazacaktim ama diger bolumlerede bir sey kalsin istedim umarim hikayeyi severek okuyorsunuzdur sizleri seviyorum!! iyi geceler :3

cafuné // yizhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin