35

300 43 48
                                    

Oy vermeyi unutmayin :3

"Bana mı aldın çok kibarsın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Bana mı aldın çok kibarsın." Elindeki çiçeklere uzanırken hızla çekti. "Evet sana aldım. Seni yendiğimde bir anıt yapıp önüne koyacağım!" Kadın ona garip garip baktı.

"A-ah özür dilerim." Hafifçe eğildi. "Bak oda Zhan gibi seni deli zannediyor!" Çiçekçiden çıkarken takip etti. "Rahat bıraksana beni. Asıl deli sensin!" Arabaya bindi.

Zhan elindeki çiçeklere baktı. Arabayı çalıştırarak konuştu. "Kime aldın onları?"
"Binamda oturan bir kadına."
"Hmm kadına?"
"Hmhm."
"İyi."

Dikiz aynasından arkada oturan şeytani kendisini farketti. Yerinden sıçrayıp küfür etti.

"Ne oldu?" Dönüp baktı. Şeytani kendisi ona gülümseyerek el salladı. "O-o burada."
"Kim?"
"Beni rahat bırakmayan ben!"
"Seni rahat bırakmayan sen?"

"Gördün mü Yibo oda seni herkes gibi anlamıyor!"
"Kes sesini aptal!"
"Bana mı dedin?"
"H-hayır sen onu göremiyor musun?" Dikiz aynasına baktı. "Hayır?"

Önüne döndü. "Neye benziyor?"
"Onun siyah gözleri var ama bütün gözünü kaplayan siyah gözleri ve... ve giydiği her şey beyaz."
"Etkileyici." Yibo sinirle Zhan'a döndü.

"Etkileyici mi! Ne kadar korkunç olduğunu görsen etkileyici mi değil mi anlarsın! Her zaman bana o korkunç gülümsemesi ile sarılıyor!"
"Tamam sakin ol lafın gelişi demiştim."

Şeytani kendisi gülümseyerek konuştu. "Seni ciddiye bile almıyor ama sen ona aşıksın. Komik." Ona geri döndü. "Beni yalnız bırakman için ne yapmam gerekiyor!" Yiboya yaklaştı ve gülümsedi. "Kendini öldürmen gerekiyor!"

Yutkundu ve hızla önüne döndü. Şeytani kendisi kulağına kendini öldürmesi gerektiğini fısıldayıp duruyordu. Sıkıca kulaklarını kapattı ve derin nefes alıp verdi. "Ben senin içindeyim! Kulaklarını istediğin kadar kapat!" Bağırdı.

Hızla arabayı yolun kenarına park etti.

Kendinde çekip sarıldı ve başını okşadı. "Sakin ol. O senden güçlü değil." Nefesini yavaşlattı ve ellerini kulaklarından çekerek beline sarıldı.

"Özür dilerim gege."
"Yine özür diliyorsun. Bu senin sorunun değil. Özür dileyip durma."
"Keşke senin için daha iyi olabilsem."
"Sen benim için zaten en iyisisin meleğim."

Çekildiler. "Sakinsen gidelim yaklaştık sayılır." Arkasına bakıp onayladı. Çoktan gitmişti.

Binanın önüne park etti ve arabadan indiler. İkiside binanın en tepesine kadar baktılar. "Cidden burada mı yaşıyordun?" Yibo Zhan'a döndü. "Ne yani beğenmedin mi! Dıştan böyle gözükebilir ama içerisi gayet güzel. Kitabı kapağına göre yargılama!"

Gülümseyerek başını iki yana salladı ve içeri girdiler.
"Kaç daire var?"
"Yaklaşık 80."
"Oha! Y-yani neden o kadar fazla?"
"20 katlı her katda 4 daire var."
"Sen kaçıncı katta oturuyorsun?"
"20" Zhan yorulmuştasına belini çıkarttı. "Merak etme asansör var." Birden dikleşti ve gülümsedi.

Asansöre bindiler ve kendi katında indiler. "Şu çiçeği vereceğin kadın kaçıncı katta oturuyor?" Kıskanmıştı. "Benim karşımda." Birde karşında oturuyormuş o kadın benim getir götürümü yapar bir kere diye kendi kendine konuştu.

"İlk önce çiçeği vereyim."
"Hmhm ver tabii." Kapıyı çaldı. Ama ses soluk yoktu. "Evde değil galiba sen onları bana ver."
"Hayır gege bekle iki dakika!" Kollarını göğsünde birleştirip kapıya baktı.

Yaşlı bir teyze kapıyı açtı. Zhan şok olmuştu. "Ne?? Bir teyze mi?"

Kadın gülümseyerek Yiboya baktı. "Ahh Yiboşum gelmiş!" Yibo'da gülümseyip çiçeği uzattı. "Bunları size getirdim hanımefendi." Çiçeği aldı kadın ağlayacak gibi oldu.

"Çok teşekkür ederim Yibo'm." Ellerini tuttu. "Ne demek efendim. Sizin bana yaptıklarınızın yanında az bile kalır." Kadın sarıldı. "Nerelerdeydin seni çok özledim. Sensiz bu bina çok sessizdi."
"Bende sizi ve yemeklerinizi çok özledim hanımefendi."

Kadın çekilerek başını okşadı. "Nereye gittin bu kadar uzun zaman? Her zaman gitmeden önce bana haber verirdin." Yibo Zhan'a baktı. "Ben hastaneye yatırılmak zorunda kaldım."
"Neden? Ne oldu? Bir yerin mi yaralandı? İyi misin?"
"Merak etmeyin ciddi bir şey yok." Gülümsedi.

Kadın Zhan'a baktı. "Bu yakışıklı çocukta kim?"
"Aa o Zhan benim yakın arkadaşım." Zhan eğildi. "Merhaba efendim." Kadın gülümsedi. "İçeri gelmez misiniz?"
"Özür dilerim efendim ama buraya sadece sizi görüp eşyalarımı almaya geldim."
"Taşınıyor musun?" Başıyla onayladı. Kadın suratını astı. "Merak etmeyin efendim sizi her hafta ziyarete geleceğim." Onayladı ve tekrar sarıldı.

Kadınla vedalaşıp kendi dairesine doğru ilerledi. "Çok tatlıydı. Neyin oluyor?"
"Annemin bir arkadaşıydı. O öldükten sonra bana o bakmıştı." Başını salladı. "Anladımmm."

Kapıyı açıp içeri girdiler.

----
600 gelime masallah masallah👍👍👍👍

kitabin bolum sayisi cok uzun oldu cildiricam bir final yapamadim 😡😡😡😩😩😩

klasik sozumuzu soyleyeyim gece okuyanlara iyi geceler sabah okuyanlara gunaydin oglen okuyanlara tunaydin aksam uzeri okuyanlara iyi aksamlar 💐💐💐💐💐💐💐💐

cafuné // yizhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin