" Nasıl yani? Ne demek hamileyim Güneş? "
Eliz'i susturup odanın kapısını kapattım. Çağrı'nın duymasını istemiyordum. Çünkü bu konuda ne düşündüğünü bilmiyordum. İstanbul'a döneli iki ay olmuştu. Babam da bizimle dönmüştü. Alihan'ın bir oteli vardı, kendisi yurt dışına gideceği için otele genel müdür yardımcısı arıyordu. Güvenebileceği birisi olmalıydı bu yüzden babamı otele genel müdür yardımcısı olarak almıştı. Babam her ne kadar istemiyorum, olmaz dese de Alihan'ın inadı baskın çıkmıştı.
" Bağırmasana be!! " Bir haftadır baş dönmesi ve mide bulantısı yaşıyordum ama hamile olacağım aklıma gelmemişti. Gebelik testim pozitif çıkınca hemen hastaneye gitmiştim. İki aylık hamileydim.
" Kızım, biz Uygar ile aylardır beraber oluyoruz ama hiç hamile kalmadım. Sen ilk birliktelikte hamile kalmışsın. Ee ne zaman söyleyeceksin Çağrı'ya?"
Bilmiyorum dercesine ellerimi iki yana açtım. Karnım belirginleşmeden söylemeliydim.
" Yarın ofise gel. Orada söyleyebilirsin çok geciktirme. Çağrı seni çok seviyor Güneş. Bebeği istemeyeceğini zannetmiyorum. Eğer istemezse de bas kıçına tekmeyi , birlikte büyütürüz. " Eliz'e sarıldım. Tek dostum oydu benim, her şeyimi onunla paylaşıyordum.
**
Ertesi gün heyecandan tir tir titreyerek ofise girdim. Çağrı daha gelmemişti. Elimdeki minik kutuyu Çağrı'nın odasına bırakacaktım. Odaya girdiğinde kutuyu bulacak ve her şeyi anlayacaktı. Odaya girdiğimde Ayça oradaydı.
" Senin ne işin var burada? Hangi yüzle buraya giriyorsun sen? " Gülümseyip elimdeki kutuyu alıp açtı. İçinde minik bir biberon ve ufak bir not kağıdı vardı.
" Bunlar eskimedi mi ya? Çağrı bunları görecek ve hamile olan Güneş'e koşup sarılacak. Peki benim çocuğuma ne olacak? Benim duygularıma ne olacak Güneş? İkimiz de kadınız, ikimiz de aynı adama aşığız ve aynı adamdan çocuk bekliyoruz. "
İnanmayan gözlerle ona baktım.
" Bu zamana kadar sana çok şey yaşattım ama artık bitti. Çağrı sandığın gibi seni sevmiyor. İkimizi aynı anda idare ediyordu bunu gör artık. Seninle sevgiliyken bile benimle görüşüyordu. "
" Sus artık! Yalan söylüyorsun, Çağrı bunu yapmaz. Ne belli çocuğun ondan olduğu? " Güldü ve elindeki ultrason kağıtlarını verdi. Alıp baktım. Ultrasonlara göre dört aylık hamileydi. Diğer resimlere baktım. Ayça ve Çağrı'nın yatakta birbirlerine sarıldıkları resimlerdi. Son resimde Çağrı, Ayça'nın karnını okşuyordu.
" Sen Ankara'ya gittiğinde biz yakınlaştık, bu fırsatı kullandım. Deliler gibi her gün seviştik, o kadar güzeldi ki.. Hamile olduğumu öğrendiğinde gözlerinin içi öyle bir parladı ki sevinçten. "
Midem bulanıyordu. Susması için elimi kaldırdım. " Yeter, sus! Allah belanızı versin.. "
**
-2 Sene Sonra-
" Alihan, Asel her gün ağlıyor baba diye. Ne yapacağım hiç bilmiyorum. Muhtemelen Çağrı şu an Ayça ile evlidir , ikisinin de yüzünü görmek istemiyorum. " Alihan elini elimin üzerine koyup sıktı. Güven veriyordu bana. İki senedir hep yanımdaydı. Kızımın her şeyiyle o ilgilenmişti. Ona asla ümit vermemiştim o da bunu biliyordu arkadaşı olarak görüyordu beni.
" Sence de artık dönmenin vakti gelmedi mi? Asel babasını bilerek büyüsün. Daha çok küçük, sevgiye ve ilgiye ihtiyacı var. Bunu ona ben veremem. Beni abisi olarak görüyor, ben de öyle görmesini istiyorum. "
Biraz düşündüm. Sanırım haklıydı. Asel'e döndüm. Oyuncaklarıyla oynuyordu.
" Anneciğim, seni babana götüreceğim. Babaya gitmek ister misin? "
Ellerini kaldırıp birbirine çırptı. " Babaya gidiyoyuz! "
**
Türkiye'ye döndüğümüzde bizi babam karşılamıştı. Torununu çok merak ediyordu. Asel'i kucağına alıp sımsıkı sarıldı.
" Bu sıpa şimdi benim torunum mu? Kaçar gibi gittin, çocuğun olduğunu da telefonda söyledin, yanımda olsaydın sana yapacağımı bilirdim. "
Eve geldiğimizde evdeki yardımcı çok güzel bir kahvaltı masası hazırlamıştı. Üstümü değiştikten sonra Asel'in de pijamalarını giydirip kahvaltı yapmıştık. Babam bizi öpüp otele gitmek için evden çıktı.
" Kızım, hadi birazcık uyuyalım sonra seni Eliz teyzene götüreceğim." Eliz'in ismini duyunca heyecanlanmıştı. Her gün görüntülü konuşuyorduk. Asel'i kucağıma alıp odaya çıktım.
Biraz inat etse de uyumuştu. Duş alıp yanına uzandım.
**
Çağrı-
Onsuz tam iki sene.. İki senedir ondan haber alamıyordum. Bir anda ortadan kaybolmuştu, nereye gittiğini bilmiyordum. Eliz'e sorsam da söylemiyordu. Her şey güzel giderken neden gitmişti? Neden beni terk etmişti? Odaya giren Ayça'ya baktım.
" Aşkım, yemek hazır. " Kafa sallayıp ayağa kalktım. Güneş gittikten sonra yanımda hep o vardı. Her anımda yanımda olmuştu. Odadan çıkacakken elini tuttum.
" Evlenelim Ayça. " Buna şaşırsa da gülümseyip boynuma sarıldı. Beni seviyordu bunu biliyordum. İki sene hiç sesini çıkarmadan yanımda olmuştu, Güneş gelmeyecekti. Ayça'yla evlenirsem belki unutabilirdim onu.
**
Ofisteki odamda otururken Tuğçe odama girdi. Tuğçe , Güneş gittikten sonra asistanlığımı yapmıştı. Ne var dercesine ona baktım.
" Şey, bilmek istersiniz diye düşündüm. Güneş geldi, burada."
Oturduğum yerden fırlayıp odadan çıktım. Güneş, Eliz'in yanında durmuş bir şeyler anlatıyordu. Hiç değişmemişti aksine çok daha güzelleşmişti. Yanındaki küçük kıza baktım.
" Anne, gidelim buydan! " diye Güneş'in montunu çekiştirip duruyordu. Demek evlenip çocuk sahibi olmuştu. Elimle saçımı düzeltip odama girdim tekrardan. Ben iki senedir onu beklerken o evlenip çocuk bile yapmıştı. Tekrar odadan çıkıp çalışanların yanından geçip Eliz'e doğru yürüdüm.
" Mesai saatleri içinde ofise yabancı biri giremez. Konuşmanız bittiyse hanımefendiye dışarı kadar eşlik et."
Güneş kolumu tuttu.
" Konuşmamız lazım. Bilmen gereken şeyler var Çağrı. "
Kulağına doğru eğilip onun duyacağı ses tonuyla konuştum.
" Bana bir şey demeden, bir açıklama yapmadan çekip gidiyorsun. İki sene sonra yanında çocukla geliyorsun. Bu çocuğu kiminle yaptıysan onun yanında ol. "
