" Uygar, babam iki saatliğine izin verdi biliyorsun. İçip içip sapıtmak yok, tamam mı?" Uygar kafa sallayıp yanağımdan küçük bir makas alıp geri çekildi. Bugün izin günümdü ve ben sevgilimin kuzeniyle tanışacaktım.
" Bizim kuzen tam senin kafadan. Çok iyi anlaşacağınıza inanıyorum." Kafa salladım. Bir kaç kez bahsetmişti kuzeninden bana ama ilgimi çekmediği için pek merak edip de kim olduğunu sormamıştım. Mekana geldiğimizde Uygar arabayı valeye verip yanıma geldi.
" Bizimki gelmiş. Hadi, girelim. " El ele içeri girdik. Masaya yaklaştığımızda masada oturan kişinin Çağrı olduğunu gördüm. O da beni görmüştü.
" Güneş? " İkimizde birbirimize bakıp öylece duruyorduk. En sonunda Uygar elimi bıraktı.
" Siz tanışıyor musunuz?"
Çağrı'ya baktım. O bana değil de Uygar'a bakıyordu. " Evet. Güneş benim yönettiğim dergide çalışıyor, kişisel asistanım." Gözlerimi iyice açıp ona baktım. Kişisel asistanım mı dedi o? Uygar'ın sesiyle arkamı döndüm. " Hadi, yemek yiyelim artık."
**
Yemekte bol bol sohbet edip gülmüştük. Uygar'ın komik fıkraları, Çağrı'nın Uygar'a attığı öldürücü bakışlar derken güzel bir akşamdı. Uygar her ne kadar içme dediysem de yine içip zil zurna sarhoş olmuştu. Çağrı, Uygar'ı alması için şoförünü arayıp çağırmıştı. Her ne kadar taksiye binip gitmek istediysem de Uygar beni Çağrı'ya emanet etmişti. Uygar'ı arabaya bindirdikten sonra bizde Çağrı'nın arabasıyla sahile indik.
" Uygar'ın sevgilisi olduğunu bilmiyordum. "
" Uygar'ın kuzeni olduğunu bilmiyordum. "
İkimizde aynı anda konuştuğumuz için biraz komik olmuştu. Güldüm. Sonra aklıma kişisel asistanım dediği an geldi. " Uygar'a neden kişisel asistanın olduğumu söyledin, ben dergide editörüm."
" Terfi ettin. Artık sadece benim verdiğim işleri yapacaksın. "
Sahilde oturup biraz dalgaların sesini dinledik. Ne o konuşuyordu ne de ben. Arkamı döndüğümde aramızda çok az mesafe olduğunu farkettim. Geri çekilecekken kolumu tutup beni durdurdu. " Özür dilerim."
Neden özür dilediğini soracakken beni öptü. Kollarımla onu itmeye çalıştım ama kıpırdamadı yerinden ve hâlâ öpüyordu.
**
Çağrı-
Onu öptüm. Evet Güneş'i öptüm hem de birden bire. Dudaklarını serbest bıraktığımda bana bir süre buz gibi bir bakışla baktı.
" Senden nefret ediyorum Çağrı."
Biliyorum yaptığım şey yanlıştı ama kendime engel olamadım. Onu öpmek istedim ve öptüm. Güneş yanımdan çekip gittiğinde bir süre daha orada durup eve döndüm. Eve geldiğimde Ayça çoktan uyumuştu. Dolaptan yastık ve örtü alıp salona indim. Ayça'nın ailesi yurt dışında olduğu için bir süre benimle kalacaktı. Şunun şurasında iki ay sonra evlenecektik ama onunla evlenmek istemiyordum.
" Aşkım, toplantıya geç kalacaksın." Yattığım yerde hızla doğruldum. Bugün çok önemli bir toplantı vardı ve ben daha kendime gelememiştim. Kafamı ellerimin arasına alıp sıkıntıyla iç çektim.
" Tamam Ayça, sağol. "
**
Dergiye geldiğimde Güneş çoktan gelmişti. Masasına doğru yürüdüm. Yüzüme bakmıyordu. " Güneş, eşyalarını topla ve odamdaki masaya yerleş. Ayrıca saat üçte toplantı var, yanımda sen olacaksın."
