6-

182 7 0
                                    

Odamda oturmuş dosyalara bakınıyordum. Gerçek Güneş'i  bulmuştum ama bu hoşuma gitmemişti. Bu daha çocuktu, yedi yaşındaydı. Ben nasıl zarar verebilirdim ki bir çocuğa, vicdanım  asla izin vermezdi buna. Bir yandan da sevdiğim  kadını  düşünüyordum. Artık onun için endişelenmiyordum. Uygun bir zamanda ona duygularımı  anlatacaktım. Bu küçük kızı bulup kuzenimle ilgili bildiği her şeyi öğrenmeliydim. Bunu yaparken onu korumalıydım  aynı zamanda.

Amcam odama girdiğinde şaşkınlıkla ona bakakaldım. Hiç böyle habersiz gelmezdi.

" Sabrım  tükeniyor evlat." Dişlerimin arasından tıslayarak  ona cevap verdim. " Eğer bu işi bana verdiysen bekleyeceksin amca! "

O sırada  içeri Güneş girdi. Bir bana bir de amcama bakıp başıyla kısa bir selam verip masasına geçecekti ki amcamın konuşmasıyla bize döndü. " Bu güzel kız da kim Çağrı? "

Güneş gülümsedi. " Ben Çağrı Bey'in  asistanı Güneş, memnun oldum efendim. " Amcam merakla Güneş'e  bakıyordu. Çok geçmeden gülümseyip odadan çıktı.

" Seninle konuşmam gereken şeyler var Güneş. Bu akşam yemeğe çıkalım, adresi sana konum olarak atacağım."

**

Dergide işimi  halledip  eve geçmiştim. Kısa  bir duştan sonra hazırdım sonunda. Güneş'e  gideceğimiz yerin konumunu atıp evden çıktım. Nihayet ona açılacaktım. Arabama atlayıp buluşacağımız yere doğru  sürmeye başladım. Çok heyecanlıydım.

Mekana geldiğimde Güneş daha gelmemişti. İçeri girdim. Görevli koşarak yanıma geldi.

" Hoşgeldiniz Çağrı  Bey. Masanız teras katta efendim , sizden başka kimse olmayacak. İstediğiniz  gibi." Gülümseyip adamın omzunu sıktım.

Masaya yerleştiğimde  saate bakıp duruyordum. Şimdiye kadar gelmesi gerekiyordu. Belki trafiğe takılmıştır. Bir süre daha  beklemeye karar verdim. Soğuktan  donana  kadar bekledim ama gelmedi. En sonunda garson mekanın kapanacağını  söylemek için geldiğinde isteksizce  kalktım oturduğum  yerden. Gelmemişti.

Soğuktan  donsam da hızlı adımlarla oradan çıktım. Demek benim yüzümü  bile görmek istemiyordu. O zaman ben de onu rahat bırakacaktım. Eve döndüğümde  Güneş'i  aradım ama çağrı hemen sonlanıyordu. Bir kaç kez aynı şey olunca vazgeçip aramayı  bıraktım.

**

Sabah dergiye gittiğimde içeride hummalı  bir koşuşma vardı. Bir kaç çalışan kendi arasında konuşuyordu.

" Görüntüleri  gördün mü? Bildiğin  kızı kaçırmışlar. " Sesin sahibi derginin  güzellik editörüydü. Hemen yanına gittim. " Eliz, ne oluyor burada? Kim kaçırılmış? "

Eliz bana dönüp hemen anlatmaya başladı. " Biz de az önce farkettik  Çağrı Bey. Güvenlik şefi  gece kaydedilen görüntülere bakıyordu. Siz çıktıktan  iki saat sonra Güneş  çıkmış. Derginin  arkasındaki  mola yerinden kaçırmışlar kızı. Polisi arayacaktık şimdi."

Duyduklarımı  sindirmeye  çalışıyordum. Güneş kaçırılmıştı. Tek şüphelendiğim  kişi amcamdı. Hemen onu aradım.

" Güneş nerede? Onun kılına zarar gelirse sana bu dünyayı  dar ederim amca! " Amcam bir süre bekledikten  sonra cevap verdi.

" Ne diyorsun oğlum sen? Ben senin asistanına neden zarar-- Yoksa? Yoksa aradığımız  kız bu mu? "

Telefonu kapattıktan  sonra Uygar'ı  aradım. Ona bir şey çaktırmadan ağzından  laf almaya çalıştım ama o da bilmiyordu. Ofisten  güvendiğim  birini  Güneş'in  evine yollamıştım o da elleri boş döndü. Tek çarem yine Tuna denilen adama ulaşmaktı. Hemen Tuna'yı  aradım.

Kod Adı : GüneşWhere stories live. Discover now