22-

24.4K 1.7K 300
                                    

•Samantha Jade-Soldier

Gölgelerin efendisi.

1976'dan 1987 yılına gelmişlerdi.Yirmi dört yaşanda tanıştığı güvercinlerle uğraşan adam,otuz beş yaşına gelmiş evlenmişti.

Karısının kuş nefreti yüzünden bütün kuşları satmak zorunda kalmıştı.Bir bilseydi kadın,evlerinde bir canavar olduğunu onuda yollardı.

Adam yine karısıyla kavga ederek odasına girdi.Evli olabilirlerdi ama ayrı odalarda kalıyorlardı.

Aşk...

Bu muydu?Yoksa camdan baktığında gördüğü kaçamak görüşmeler yapan,birbirlerine gizlice hediyler veren,sevgilerine engel konulunca beraber hiçbir şey düşünmeden kaçan çiftler miydi?

Aşk,neydi?

Aşk,kimdi?

Bilmiyordu.

Artık hiçbir şey bilmiyordu canavar.

"Gölgelerin efendisi."Dedi yaşlı adam dalga geçercesine.Canavar dönerek ona baktı."Senin yerinde olsam efendileri olurdum."Dedi yatağa otururken.

"Senin bir şeklin yok ki!Domuzun burun deliklerinden gir,içeriden patlat."Dedi adam dalga geçersine,moreli bozuktu ve saçmalıyordu sadece.Canavarın gözleri büyüdü.

Bunu neden hiç düşünememişti ki!

Doğru ya!Artık düşünmüyor,hissetmiyor veya konuşmuyordu.

.

Ne olmuştu?

Neden canavarla ondan kaçıyor,göz göze gelmekten korkuyordu?

Eve gidene kadar bütün canavarlar kaçmıştı ondan.

Doğru,domuz kralı patlatmıştı ama nasıl?

'Senin bir şeklin yok ki!Domuzun burun deliklerinden gir içeriden patlat.'

Öyle yapmıştı.

Eve geldiğinde,camın kenarında duran beyaz güvercin öterek kendisini karışıladı. Tekrarda eski yerine,camın arkasına yerleşerek gecenin bir vakti gizli gizli buluşan sevgilileri izledi.

"Canavar!Ohhh!"Arkasından gelen rahatlamış ses tonuyla,beyaz gözlerini adama çevirdi."Üç aydır neredesin sen?"Diye sordu adam.

Üç ay.

Domuzu yendikten sonraki üç ay.Bir çok canavarı parçalamıştı,eski hayatında aldığı emirler doğrultusunda öldürdüğü insanlar gibi...Kırmızı dehşet saçan gözleriyle, ama hatırlamıyordu.

Geriden önüne dönerek,aşıkları izledi.

.

25 Nisan 2000

Canavarlar rüya görmezdi ama o yıllar sonra ilk defa rüya görmüştü.

Bir vücüdü vardı.Uzun,kaslı ve güçlü vücudunum üzerine oturan askeri üniforması,ağır asker postallarını yere vurarak dimdik bir şekilde nereye gittiğini bilmeden yürüyordu.

Önünde karanlık,sessiz bir patika vardı.Korkusuz bir şekilde yürürken bir sürü canavarlar ve savaşlar görmüştü.

Patikanın sonuna geldiğinde bulutlu,aydınlık gökyüzünü gördü.Yerler beyaz çiçekler ile doluydu.

Kırdaki beyaz çiceklerin arasında,çıplak arkası dönük genç bir çocuk duruyordu.Ona doğru adım attığında etrafındaki bazı çiçekler solarak kül oluyor ve kayboluyordu bu yüzden hareket etmeyi bırakmıştı.

Çocuk hissetmiş gibi arkasına dönerken yüzünde şaşırmış bir ifade vardı.ilk defa birini görüyor gibiydi.

Canavar,çocuğu inceledi.Dağınık kahverengi saçları hafif rüzgarda çiçekler ile beraber uçuşurken,yüzünün belli yerlerini süsleyen benler vardı.

Çocuğun şaşırmış ifadesi yerini gülümsemeye bırakırken,kollarını iki yana açtı ve seslendi.

"Yanıma gel aşkım!"

Adam öylece dururken,karahindibanın tüyleri gibi kaybolmaya başlayan çocukla içini büyük bir korku kapladı.

Gidecekti.

Kaybolacaktı.

Çiçeklerin solmasını umursamadan,ağır postallarını yere sert bir şekilde vurarak kaybolan çocuğa doğru koştu tüm hızıyla.

Çiçekler çığlık atarak soluyor,küle dönüşerek kayboluyorlardı.Gökyüzü kendisine kızarmış gibi siyahlaşırken her şeye tezat,kendisine kollarını uzatmış, bembeyaz,parlayan minik bedene doğru koştu lakin sarıldığı anda çocuk kaybolup gitti.

Rüyası böyle bitmişti.

Bilmiyordu ki cadının,asla bulamayacaksın dediği aşkı o gün hayata gözlerini açmıştı.

Bilmiyordu ki cadının,asla bulamayacaksın dediği aşkı o gün hayata gözlerini açmıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Seninle bir rüyada karşılaşmıştık ~

SİZLERİ SEVİYORUM.

NETÂMELİ (BxB) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin