~2-2~

1.6K 149 60
                                    

"Helena Stark."

"Burada."

Peter başını koltuğa yaslamış gözlerini kapamış ve artık gitmek için dua ediyordu.

"Bir otobüs nasıl üç saatte kalkamaz."

Dediği şeye kıkırdadım ve yanında daha da yayıldım. Cam kenarı en güzelidir.

"Senin yüzünden gidiyorum. Neymiş merak etmişmiş. Emin ol ayakta uyuycam."

Bana döndürdü başını ve gözlerime baktı. Ben de ona tiptip bakmaya başladım o esnada.

"Hadi ama Hel.."

Kısık sesle eğilip konuşmaya başladım.

"Eğer beni tatmin edecek ekşın falan olmazsa kafana geçiricem Parker."

Başımı cama çevirdim. Birkaç dakika sonra sonunda otobüs kalktı. Sonunda!

Camdan dışarıya bakarken telefonum deli gibi titremeye başladı. Telefonumu çıkardım. Has.. Bu işte...

Başımı Peter'a çevirdim. Çantasında bir şey arıyordu. Onu dürttüm. Hemen bana döndü anlamayarak. Telefonu ona uzatarak camdan baktım. Gördüğüm şeyle gözlerim büyüdü. Fısıltıyla.

"Siktir.."

Hemen Peter'a baktım. O da bir bana bir cama bakıyordu.

"Oraya gitmeliyiz."

"Ama nasıl?"

Saçlarımla oynamaya başladım düşünmeye başlayarak. Aklıma gelen şeyle ayağa kalktım.

"HEPİMİZ ÖLCEZ O NE LAN ÖYLE!"

Birden herkes bağırmaya başladı, komedi. Fırsat bulup çantamı aldım ve Peter'a baktım. O iste ağ makinesini takmıştı. Hızla camı açtı ve beni belimden tutarak çıktıç oradan. Sıkıca ona tutundum.

"Bir binanın üstünde hemen dur."

Başını aşağa yukarı salladı ve hızla köprünün altından geçerek hızlıca bir binanın üstüne gitti. Hemen inince çantamı açtım. Ona kostümünü uzatırken ben de hemen ceketimi giydim ve kemerimi taktım. Saçımı topladım. Toplamamla birlikte saç rengim değişti. Botlarımın kenarına nitro oksijen hızlandırcılarımı taktım. Yüzüme maskemi taktım ve çantayı fırlattım bir kenara. Peter'a döndüm. O da hazırlanmış bana bakıyordu.

"Halledelim ağ kafa ölmek yok."

Ona yumruğumu uzattım. O da yumruğunu uzatıp tokuşturdu. Beni belimden yeniden tuttu ve oraua uçmaya başladı.

"Bakalım ne bok varmış."

Etrafa endişeyle bakıyordum ama birden hızla giderken gözüme takılan şeyle Peter'a dirseğimi geçirdim.

"Ağ kafa dokuz yönünde demir yığını tehlikede."

Hemen başını çevirdi. Ona gelen bir gorile benzeyen ama goril olmayan bir şey ona doğru gidiyordu.

"Beni bırak ve sen gidip durdur onu."

Dememle beni bıraktı. O o tarafa giderken ben aşağıya süzülüyordum. Hemen parmağımı şıklattım ve ayaklarımdaki sistem açıldı. Ah evet harika biriyim ve bunu yaptım. Tony'nin stajyeri olmak bunu gerektirir.

Hızla oraya yol aldım. Peter savrulurken ben hızla o garip şeye minik bombalarımdan birini atıp dikkatini dağıttım. Bana döndü ve hızla gelmeye başladı. Sırıtmaya başladım ve tam bana saldırıcakken hızla zıplayıp başının üzerine çıktım ve bileğimden çıkardığım elektrik bombasını kafasına bastırıp çarpılıp bayılmasını sağladım. Çok ekşınlınlı değil mi? Ben ne demiştim? Ajan gibi kızım. Bunları nerden öğrendiğimi sormayın.

Flasback

"Bu videoları izleyerek öğrenmek komik oluyor ama Peter."

"Sen istemedin mi ajan olcam diye. Dövüşmeyi bilmelisin. İlk bunlar. Kursa gidersen Mr. Stark anlar."

İç çektim ve videodaki hareketleri yeniden yapmaya başladım.

Flashbackend

Evet videolar. Ama youtube den olan videolar değil. Bir hocamız saolsun yardım etti. Reflekslerede Peter çalıştırdı zaten. Eh hocalarım iyiydi.

Nefes nefese Peter'a baktım. O da bana şaşkınca bakıyordu. O da beklemiyordu tabi. Canavarımsı şeyin üzerinden kalktım. Birden kafamızın üstünden bir şey geçti o sırada.

"Onu yakalayın hemen büyücü o!"

Hızla koşmaya başladım. Peter ağ atarak peşinden gidiyordum tabi. Arkama doğru bağırarak.

"Otuz saniye sonra uyanacak haberiniz olsun!"

Dedim ve yeniden parmak şıklatarak uçmaya başladım. Ders 1#: Dengemi sağlamamın sırrı üzerimdeki cekettir. Onu özelleştirdim. Neden ceket diye sormayın. Ceketler havalıdır.

Hızla kemerimden bombalardan çıkardım. Zayıf böceğe doğru fırlatmaya başladım. Bir hamle yaptı ve pelerinli adam düştü o sırada beni engelleyerek. Endişeyle bağırdım tabi ama Peter son anda yakaladı büyücüyü  Hemen onun yanına gittim. Tam büyücüyü götürecekken bir ışık belirdi ve büyücüyü çekmeye başladı. Oha uzaylı filmlerindeki şey. Agalar ben yorum yapıcam ama ekşın sırasında yorum yapmak fazla, fazla zor.

Sıkıca Peter'ı tuttum uçmasın diye ama birden galiba enerji artınca ayaklarım yerden kesildi ve çığlık atmam bir oldu. Işına yakalandık ama ben tabi kurtulma çabası söverek.

"Imm Mr. Stark. Sanırım bizi ışınlıyorlar."

Ben hala ışından çıkmaya çalışıyordum. Ama olmamıştı. Büyücü içeri girerken Peter beni belimden tuttu ve gemiye tuttundu. Yukarı hızla yükseliyorduk. Bir sorun var. Basınç...

"Pe-peter!"

Derin nefesler almaya başladım. Siktir bu özelliği eklemeliydim biliyordum. Üşengeç olmamalıydın Hel. Al bak lazım olmaz dedin ne oldu.

Peter endişeyle bana baktı. O an Mr.Stark'ın sesi duyuldu.

"Onları eve yolla."

Başımı zar zor iki yana salladım.

"İç-içeri girmeliyiz."

Demeden birden Peter'ın arkasında bir paraşüt açıldı ve geriye gitmeye başladık. Peter kostümünün örümcek bacaklarını kullandı ve bir oyuktan içeri girdik. Girmemizle kapının kapanması bir oldu. Ben derin nefesler almaya başladım.

"He-hey iyi değil-"

Elimle Peter'ı susturdum ve ona tutanarak etrafa baktım.

"Şu an iyiyim. Burada oksijen olacağı belliydi. %50 ihtimalle düşünerek ondan girmeliyiz dedim."

"Seni salak ölebilirdin ama."

"Ama kendimden emindim."

Omuz silktim ve ilerlemeye başladım gemide. Vay anasını.

"İnanamıyorum bir uzay gemisindeyiz. Ve bir Avanger olarak ilk en büyük görevimiz. Tabi benim karakterim tam Avanger değil ama kendim Avanger'ım. O zaman mantıken ben de Avenger'ım."

Heycanla Peter'a baktım o da büyülenmişcesine etrafa bakıyordu. İlerlemeye başladım ve kendi kendime.

"Umarım aptal bir manevra bize 51 yıla mâl olmaz."

*************

Agalar ile delirmeceler hehe. Olay anını fazla anlatmadım çünkü filmde zaten vardı ve ben fazla detaya girseydim daha da batabilirdi. Bunla idare edin gardaşlarım

Hacker/Peter Parker (Bitti)Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon