~3-1~

1K 116 32
                                    

Evet üçüncü sezon bu. Neden derseniz basit bir neden var. Hepsini filmlere göre böldümde ondan öyle yane fazla şey etmeyin canolar. İyi okumalarrr

*********

Elimdeki topu duvara attım ve bana geri geldiğinde tuttum. Uzayda savrulmamızın sanırım ya yirmi ya da yirmi birinci günü. Peter gideli bu kadar zaman geçti yani. Canım o kadar fazla acıyor ki artık ölmek istiyorum gün geçtikçe.

"Helena.. Pansuman zamanı."

Başımı kaldırdım ve bana yorgunca bakan Tony'e baktım. Koltukta biraz kaydım yanıma oturması için. Yanıma geldi ve oturdu. Karnımı açtım. Karnımdaki bandaj yine kanla kaplanmıştı. Umursamadan başımı başka tarafa çevirdim. Yanımda derin nefes alan Tony ellerini bandajıma götürdü. Yavaşça açtı. Oraya bakmayıp uzay boşluğunu izlemeye başladım.

"Kendini zorlamayı bırak artık Helena. Yaran iyileşmiyor ve bu gidişle mikrop kapıcak."

"Umrumda değil... Ne olursa olsun umrumda değil. Sadece Peter'ı geri istiyorum."

Gözlerimi hafif dolunca ağlamamak için ellerimi yumruk yaptım. O şerefsiz benim acı çekmemi istiyordu resmen. O adamı öldürmek istiyorum. Çenemin altında hissettiğim soğuk elle başımın çevrilmesi bir oldu. Tony bana ciddi bir şekilde bakıyordu.

"Böyle şeyler düşünmeyi bırak Helena. Böyle davranarak ona istediğini daha çok veriyorsun. Tam tersi güçlü olmamız gerek onun için. Peter bunu isterdi değil mi?"

Dudaklarım hafif titredi istemsizce. Kollarımı onun beline sardım ve başımı omzuna yaslandım ağlamaya başlayarak. O ise saçlarımı okşamaya başladı seasizce.

"Sadece evimize dönmek istiyorum baba..."

***********

Büyük camın önünde bağdaş kurmuş uzayı izliyordum. Bu aralar hobim bu olmuştu. Eh bu gidişle açlık, susuzluk ve oksijensizlikten ölücez, son manzaram burası olucak en azından doya doya bakiyim.

Ellerimin arasındaki kolyeye baktım. Sana bir şey olmamalıydı güya. Cidden bu evren çok gıcık. Aklına kolyeyi verirken dedikleri geldi istemsizce.

"Eğer bana burda bir şey olursa o kolye yanında olsun."

Gözlerim hafif doldu. Elini sıktım. Ne diyor ama bu mal. Merlin aşkına gidek gemiden.

"Sana bir şey olmayacak ağ kafa. Unutma biz Avenger'ız. Hadi şu planı yapalım."

Acı bir şekilde gülümsedim ve avcumu kapayıp göğsüme bastırdım. Ağ kafa seni kurtarmak istiyorum.

Uzay boşluğunu izlerken birden hiç beklemediğim bir şey oldu. Parlak bir şey gemimize yaklaşıyordu. Endişeyle ayağa kalktım.

"BABA! BİR ŞEY BİZE DOĞRU YAKLAŞIYOR!"

Endişeyle bize doğru gelen şeye bakıyordum. Tony yanıma geldi ve anlamdıramayarak o da ona bakmaya başladı. Şu an ekipmansızdık.. Gelen şeyi yenemezdik. Sanırım cidden öldük. Endişe ile Tony'e döndüm. Tam bir şey diyicekken cama biri tıklattı. Başımı geri çevirdim. Gözlerimi kıstım. Uçan bir kadın mı? Ne bok oluyor. Bize gülümsedi ve gitti. Ha?

"Ne-ne sikim oluyor baba?"

"İnan ben de bilmiyorum."

Gemi hızlanarak hareket etmeye başladığında olan şeyi yavaş yavaş anlıyordum. Bizi kurtarmaya gelmişti. Gülümseyerek Tony'e baktım.

"Ku-kurtulduk sanırım baba."

********

Gemi yere indiğinde yandaki kolu çektim. Kapı yavaşça açılırken dışarda kimlerin olduğunu görmeye çalışıyordum. Tamamen açılınca Pepper ve diğerlerini gördüm. Tony'nin koluna girdim ve aşağıya indik yavaşça. Pepper endişe ile yanımıza geldi. Tony'e yardım ederken diğerlerine döndüm.

"Üzgünüm millet sizinle bu halde tanışmak istemezdim. Ama bir piç kurusu ağzımıza sıçtı kusura bakmayın lütfen."

Gülümsemeye çalıştım. Acımı dışarı vurursam daha da kötü olacaktı. Ayakkabılarımı ayağımdan çıkardım ve yere atıp üste doğru yürümeye başladım diğerleri beni izlerken. Şu an sadece sinirdendi bu yaptıklarım.

*********

Noodle'ımı yerken diğerlerine bakıyordum. Dünyaya gelir gelmez ilk yediğim şey bu evet. Sorgulamayın lütfen, teşekkürler.

Tony, Steve ile olan tartışmadan sonra daha fazla dayanamayarak bayılmıştı. Bense yanımda serum ile noodlemı yiyordum. Son bir lokma aldım ve kenara koydum tabağımı.

"İlk olarak o kızmakta haklı. Üzerine ay fırlattı adam ve az kalsın öldürüyordu."

Sessizlikte olan bakışlar yavaşça bana döndü. Ayaklarımı masaya uzattım ve üst üstte koydum. Daha sonra cebimden bir bileklik çıkardım. Bilekliği Steve'e fırlattım. Tabii anında tuttu kendisi.

"İçinde tüm savaş anı var. İstiyorsanız bakarsınız. Sizin savaş videosunu izledim bir yerden bularak. Olan şu ki artık onun eldiveni yok. Yani onu öldürürseniz hiçbir şey geri gelmez."

Uzandım ve noodle tabağımı geri aldım. Yavaşça yemeye devam ettim.

"Eğer öldürücekseniz işkence çektirin lütfen. Şu an sakin gözüksem de sevdiğim çocuğu öldürdü. Onun ağzına sıçmayı çok istiyorum."

Kahkaha attım istemsizce ve başımı geriye doğru attım. Sanırım bu serumun içine bir de sakinleştirci var aman ne iyi. Ağlamam gerek yerde gülüyorum bütün bünyem gitti

"Orada hiçbir şey yapamadık... Resmen adam ağzımıza sıçtı. Sebebi de çok saçmaydı. Sadece kendi amacını düşünen biri. Ahh kötü adam özelliği bu doğru. Tony ne kadar onu gördüğünüzde kaçın desede ben onu öldürmek için her şeyi yapardım."

Biten tabağa baktım. İç çektim ve kenara koydum. Ayağa yavaşça kalktım. İlk dengemi sağlayamasamda serumun takılı olduğu direğe tutundum. Yavaşça yürümeye başladım onlara arkamı dönerek.

"Eğer beni soracak biri olursa ona şunu diyin; Sadece işini yapıyor. Kimse beni rahatsız etmesin!"

Diyerek bağırdım ve burdaki odama yol aldım. Artık buradaysam onları buraya döndürecek bir yol bulmalıydım. Her sorunun bir çözümü vardır elbet. Bu çözümü bulmak aylar da sürse elbet bulcam! Anaslı ve zeytinli bir sürü pizza ve bilgisayar lazımdı sadece. Seni geri döndürücem Peter.

Hacker/Peter Parker (Bitti)Where stories live. Discover now