~13~

2.1K 218 36
                                    

"Ve bir ağaçtan üç elma düşmüş. Biri bana, biri size biri de diğer dinleyicilerimize."

Diyerek kitabımı kapadım. Bana parlayam gözlerle bakan çocuklara baktım.

"Helena. Ejderhaya ne oldu peki?"

Cedric'e döndüm ve gülümsedim.

"Kendisi gökyüzünde kötü çocukları bulup kızıyor."

"Ama bize hiç kızmadı."

Bu sefer Linda'ya döndüm. Saçlarını karıştırdım.

"Siz yaramaz değilsiniz. Melek diyor o size."

İç çektim ve ayağa kalktım. Beni izliyorlardı merakla.

"Siz dördünüz uyumalısınız şimdi. Yoksa aileniz kızar."

Hepsinin yüzü düştü ve homurdanmaya başladılar. Kıkırdadım.

"Eğer uyursanız, uyandığınızda size üç tane hikaye okurum."

Hemen yine gülmeye başladılar ve hepsi koşarak Melody'nin odasına gittiler. Ben de peşlerinden gittim.

Geldiğimde hepsi yataklarında yatıyorlardı. Gülümsedim.

"Rüyanızda şovalye olmanız dileği ile iyi uykular miniklerim."

Diyerek ışığı kapattım. Daha sonra kapıyı da.

Size neler oldu diye özet geçiyim. Normalde sadece Melody'e bakıcaktım ama daha sonra diğer aileler de sen yaparsın diyip para teklif ettiler. Eee bir Stark çalışanı olarak asla paraya hayır demem.

Ve iki gün boyunca bak dediler. Yarın aileleri gelcek en azından. Yani işte öyle.

Koltuğa uzandım. Gözlerimi kapadım. Baş ağrısından ölücem.

Biraz öyle yattıktan sonra kenardaki sırt çantamdan diz üstü bilgisayarımı çıkardım. Sehpaya koydum ve açtım.

"Araştırmaya devam edelim bakalım."

Kitaplardan ve gazete parçalarından bulduğum şeylerin tablosunu yapmaya başladım. Biraz uzun sürsede sonunda bir şey buldum.

"Pekala bu adamlar silah satıcısı. Demek ki bu silahların nakliyesi oluyor. Bu mantıkla gidersek zor olan kısım ne zaman ve nerde olduğu bunun."

Ellerimi hızla klavyede gezdirirken, gözlerim ekrandaki bilgileri denetliyordu. Hızlı hızlı okuduktan sonra birinden bir şey buldum.

"Vala. Banka soyguncularını buldum. FBI fark etmeliydin dostum."

Tam devam edicekken bir ses bana engel oldu.

"Lena biz acıktık."

Başımı bilgisayardan kaldırıp kapı eşiğindeki dört afacana baktım. İç çektim ve bilgisayarı kapadım.

"Demek ki uyumak yerine gece atıştırmalığı istiyorsunuz. Hay hay çocuklar. Süper Lena yemek yapıcak şimdi size."

×××××××××××××

Pazartesi...
01.30 P.M

Hızlıca çantamı alıp koştum. Nefes nefese bir sokağa girdim. Gözükmediğime emin olunca yere oturdum.

Bir adam bulmuştum. Silahların tedarikçisi olarak. Onu bulmak için bir gün boyunca haber ve ifadeleri okudum. Daha sonra resimlerden tanıma uyan birini buldum. Ve bugün onu kıstırıyorum.

Happy'e ders çalışıcam diyerek geç gelicem demiştim. Telefonumdaki konumu da okula göre ayarlamıştım. Çantamı açtım. Siyah kapşonluyu üzerime giydim. Bir siyah bereyide başıma takıp saçlarımı içine soktum. Üstüne de kapşonlunun şapkasını geçirdim. Daha sonra bandanayı alıp kovboylar gibi yüzüme bağladım. Çantamı sırtıma geçirdim. Koşarak o yere yol aldım.

Dün çocuklara hikaye anlatırken bir diğer gün böyle şeyler yapabilme ihtimaliniz olabiliyor bazen.

Otoparka hızlıca girdim. Telefonumu çıkartıp kameraya baktım.

"Daha gelmemiş."

Hemen çıktım. Arabanın yakınlarında fazla fark edilmeyen bir sütunun arkasına geçip oturdum.

Biraz beklediktek sonra bir ses duydum ve başımı o yana çevirdim. Gördüklerimle gözlerimi ovaladım. Lan harbi spaydi bu. Hu sakin olmalıyız. İşi bok yapma Hel.

"Beni hatırladın mı!?"

"He-hey"

Örümceğin sesi mi değişmiş bana mı öyle geldi. Yok değişmiş. Önceki sesi faha kawai idi.

"Şimdi bana bir bilgi lazım ve sen de vericeksin!"

"Hey hey tamam sakin ol-"

"Hadi!"

"Sesine ne oldu ya?"

Aaa tek değilmişim. Düşmanımla aynı kafa.

"Ne olmuş? Sesime ne olmuş?"

"Köprünün orda seni duydum. Kız sesi nasıldır bilirim ben."

Hemen ağzımı kapadım ve kahkaha atmamaya çalıştım. Huu zor anlar. Ama haklı yani birazcık. Benziyor.

"Kız değilim ben!"

Onlar konuşmaya başladığında ben de telefona ses kaydı almaya başladım. Hem dinliyor hem kayıt alıyordum. Ahh ajan olmalıyım.

Her şey bitince onun gidişini izledim. Yerden kalktım ve kaydı durdurdum. Pekala hadi Sharlock Holmes olalım.

××××××××××
Pazartesi...
05.23 P.M

Eve geldiğimde hemen defterimi açtım. Notları hemen almaya başladım.

Lena ile Ajanlığa Doğrunun Notları

-Ordaki adam o silahları istemiyor ve sandiwiche bayılıyor.
-Kanatlı bir adam varmış. Büyük bir adam. Sanırım çok tehlikeli önlem almalıyım!
-Adamın eskiden çalıştığı manyak herifle iş yapıcak.
-Sitetın Hayrıt feribotu 11. (Yazar notu: Ferubotun yazılışı yanlış olabilir)

İç çektim ve tavana baktım. Pekala buldum ama ne yapıcam?

Gözlerimş ovaladım. Düşün Lena düşün!

Bir şey bulmamla gülümsedim. Yetişmesi gereken oyuncaklarımız va-

"Helena hemen yemeye. Seni kaç sattir çağrıyorum."

Gözlerimş büyüdü. Defteri görmemeli. Hallet şunu Lena.

"Üzgünüm dalmışım Tony."

Defterimi sanki normalmiş gibi kapadım.

"Hangi ders?"

"Kimya."

"Yemekten sonra eğer puding yaparsan seni çalıştırırım."

Dudaklarımı büzdüm ve ona tip tip baktım.

"Makul bir teklif. Tamam."

Hacker/Peter Parker (Bitti)Where stories live. Discover now